21 Eylül 2015 Pazartesi

Cizre’de keskin nişancılar minareleri mevzi olarak kullandı

Cizre’de 9 gün süren sokağa yasağa boyunca özel harekatçıların giremediği Cudi Mahallesi’nin, keskin nişancılar, camilerin minarelerine konuşturularak halkı kurşun yağmuruna tuttu. ANF’ye konuşan mahalle sakinleri, mahalleyi tarayan keskin nişancıların sakalı olduğunu ve Arapça bağırdığına dikkat çekti.


Cizre’de 9 gün süren devlet ablukası sonrası gezdiğimiz Cudi Mahallesinde, İpekyolu camisine bakan sokak haricinde evlerde hiç hasar yok gibi. Öz yönetimin ilan edildiği mahallede, çocuklar hiçbir şey olmamışçasına sokaklarda oyun oynamaya devam ederken, sakinlerinin güvenliğini gençler sağlıyor. Yasak boyunca özel harekatçıların giremediği mahallenin, İpekyolu camisinin minarelerine konuşlandırılmış keskin nişancılar tarafından hedef alındığını öğreniyoruz. Camiye bakan sokaktaki evler kullanılmaz hale gelirken, geçici olarak boşaltıldığı da gözlemleniyor.

‘CAMİ MİNARELERİNDEN ARAPÇA BAĞIRIP RASTGELE TARIYORLARDI’
Cizre’de 9 gün boyunca tam anlamıyla bir katliam girişimiyle karşı karşıya kaldıklarına dikkat çeken Cudi Mahallesi sakini beş çocuk babası Mahmut Güzel, “Eğer gençler olmasaydı hepimiz bugün ölmüş olacaktık” diyor. Gençler sayesinde özel harekatçıların mahalleye giremediğini ancak bu kez de keskin nişancıların devreye sokulduğuna anlatan Güzel, insanları ve evleri hedef alan keskin nişancıların sakallı olduklarına ve Arapça konuştuklarına dikkat çekti. Keskin nişancıları “bıyıksız ama sakalı” diye tarif eden Güzel, “Bize Arapça bağırıyorlardı. Siyah giyinmişlerdi. Ne dediklerini anlamıyorduk. Evleri rasgele tarıyorlardı. Dışarıya adım atmamız söz konusu değildi. Kıpırdayan her şeye ateş açıyorlardı. Düşünün Allah’ın evinden bizi tarıyorlardı” dedi. Yaşananları “90’lı yıllarda dahi böyle bir vahşete tanık olmadık ”diye özetleyen Güzel, “400 milletvekili alsaydık. Bunlar olmazdı” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, “Bırak 400 milletvekilliyi artık bölgeden bir oy bile alamaz” diye tepki gösterdi.
Cudi Mahallesinde keskin nişancılar tarafından taranan evlerden biri Hasan Gözhan’a aitti. 11 kişinin oturduğu ve kurşun yağmurundan kullanılmaz hale gelen iki katli evi gösteren Gözhan, yaşananları şöyle anlattı: “Sokağa çıkma yasağı olduğu için evdeydik. Birden ev yaylım ateşine tutuldu. Önce yere yattık. Kurşunlar başımızın üzerinden geçiyordu. Sığınağın bulunduğu komşumuzun evine kendimiz zor attık. Çok korktuk. Ateş, İpek yolu camisi yönünden geliyordu. Arapça dilinde bir şeyler bağırıyorlardı. Bir an için DAİŞ çetelerin bizi kuşattığını sandık. Kabus gibiydi.”
Evin kullanılmaz hale geldiği için günlerdir ailesiyle birlikte akrabalarında kalan Gözhan, küçücük çocuklar dahi hedef alındığı böyle bir vahşeti kimsenin kabul edemeyeceğini, devletin mutlaka bunun hesabını vermesi gerektiğini vurguladı. Keskin nişancılar yüzünden caminin baktığı sokaktaki hemen hemen tüm komşularının evlerini boşaltmak zorunda kaldığını da aktaran Gözhan, “Bu halka bunu yapmaya kimsenin hakkı yok” dedi.

‘ARKAMIZDAN SIKIYORLARDI!’
9 gün boyunca gece gündüz demeden devletin kurşunlarına hedef olduklarını anlatan Emine Erzen ise, en çok çocukları için korktuğunu ifade ediyor. “Ne elektrik vardı ne su vardı. Telefon iletişimi yoktu. Küçük bebeğim günlerce sütsüz kaldı” diyen Erzen, “Sabahlara kadar korkudan uyuyamıyorduk. Sürekli tencere tava çalıyorduk. Ancak bu onların bize ateş açmasına engel olmadı. Allaha şükür bizim durumumuz diğer mahallere göre daha iyiydi. Onlar çok perişan oldu. Yardımlarına da gidemiyorduk çünkü dört bir yanımız keskin nişancılar tarafından sarılıydı. Hem camiden, hem de tepeden bize kurşun yağdırıyorlardı. Küçük çocukları bile hedef alıyorlardı. Mahalleye giremiyorlardı ama har fırsata arkamızdan sıkıyorlardı, gaz bombaları da atıyorlardı” dedi. Geçici hükümet tarafından iddia edildiği aksine 9 gün boyunca hiçbir ihtiyaçlarının karşılanmadığını da vurgulayan Erzen, “Keskin nişancılar yüzünden sokağın başına dahil gidemiyorduk nasıl ihtiyaçlarımız karşılansın. Her şey yasaktı. Bu kocaman bir yalan. Bu vahşeti bize reva görüp yalan söyleyenlerin Allah belasını versin. Onlar da aynı zulmü yaşasın” diye konuştu.

‘KESKİN NİŞANCILAR BEŞ TIR ŞOFÖRÜNÜ KATLETTİ!’
Keskin nişancıların bir hedefi de tır şoförleri oldu. 9 günlük ablukayı yaşayan uzun yol şoförü Yusuf Emlek, keskin nişancılar tarafından katledilenler arasında beş tır şoförü de olduğuna dikkat çekti. Sokağa çıkma yasağı nedeniyle Habur sınır kapısında sıkışan şoförlerin haber alamadıkları ailelerine ulaşmak için ölüme göze alarak Cizre’ye gittiğini anlatan Emlek, başka yolları kullanarak ilçeye giren 5 tır şoförünün keskin nişancılar tarafından katledildiğini aktardı. İlçeye konuşlandırılan özel harekatçılarının yaş ortalamasının 40-45 arası olduğunu belirten Emlek, “Yüzü maskeli olmayanların hemen hemen hepsi sakalıydı. Sık sık ‘Ermeni piçleri hepinizi geberteceğiz’ diye anons yapıyorlardı” dedi. Bu tiplerin yetimhanede büyüyen ve devlet tarafından katil yetiştirilen tipler olduğu yönünde haberler aldıklarına dikkat çeken Emlek, 9 günün boyunca tam bir kabus yaşadıklarını, özellikle çocukların geceleri çok korktuğunu anlattı. AKP’nin sırf oy uğruna bu savaşı çıkarttığını vurgulayan Emlek, “Bizi sindirmek ve korkutmak için ve bu vahşeti devreye koydular. Ama biz korkmayacağız, yılmayacağız” dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder