DAİŞ barbarlığına karşı süren Kobanê direnişi, sadece dünyanın her tarafındaki Kürt halkının değil diğer halkların da desteğini aldı. Rojava devrimi, nasıl ki Ortodoğu halkların birlikte yeni yaşamının tohumunu attı, Kobane direnişi de dünyanın ezilen halklarının gönlünde unutulmaz yerini aldı.
Sınırın hemen yakınında olan Antakya'lı Arap Alevi gençler Rojava devrimini ve Kobanê direnişine nasıl bakıyor? Reyhanlı'da meydana gelen patlama örneğinde olduğu gibi, Türk devletinin, halkları karşı karşıya getirme politikası, bu bakışı nasıl etkiliyor?
ANF'nin sorularını Antakyalı iki Arap Alevi genç olan Gamze Gökaslan ve Nidal Kar yanıtladı. Aynı zamanda üniversite öğrencileri olan Gökaslan ve Kar, Rojava ve Kobanê'de olan biteni yakından takip ediyor.
'ROJAVA ANAYASASI BİZLER İÇİN ROL MODELİ OLDU'
Gamze Gökaslan, Rojava devriminin sadece Kürt halkı için değil tüm halklar için umut ışığı olduğunu belirtti, ardından Rojava toplumsal sözleşmesinde yer alan "Kürt, Süryani, Ermeni, Çeçen, Müslüman, Hristiyan ve Ezidîlerin ortak yönetimidir" maddesini hatırlattı ve "Yüzyıllardır siyasal İslam altında katledilen bizler için çok değerli bir maddedir" dedi. "Rojava anayasası var olma savaşımız uğruna Kerbela’dan bu yana direnen bizler için rol model oldu" diyen Gökaslan, sözleşmeye ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: "Bir kadın gözüyle bakarsam: haklarımıza büyük oranda yer verilmesi, eşbaşkanlık sisteminin zorunluluğu, pedofilinin yasak olması, anneliğin koruma altına alınması, isteyeceğim en temel haklardır. Ve bir Arap olarak bakarsam; onlarca yıldır yasak olan anadilde eğitim hakkımın korunması, Arapçanın da resmi diller arasında yer alması örnek alınması gereken bir harekettir. Böyle bir düzende diğer ırk, mezhep, cinsten olan insanlarla bir arada eşit şekilde yaşamayı çok isterdim."
'EVET, BÖYLE BİR DÜZENDE YAŞAMAK İSTERDİM'
Nidal Kar da, Rojava devriminin insanlığın eşitlik, özgürlük ve aydınlanma mücadelesinin Ortadoğu'daki yansıması olarak gördüğünü belirtti. Ortadoğu'da devam eden savaşa dikkat çeken Kar, "Dehşet verici bir savaşın gölgesinde cinsiyet eşitliği, dinler ve kültürlerarası eşitliğin sağlandığı, demokratik bir yönetim biçiminin inşa edilmeye çalışılması tarihsel olduğu kadar güncel olarak da önemli. Rojava, onlarca yıldır diktatörlükler ve savaşlarla anılan büyük bir coğrafyaya ulus devlet anlayışını aşan yeni bir yaşam modeli öneriyor. Evet, böyle bir düzende yaşamak isterdim" dedi.
"Kobane direnişi sadece Kürtlerin değil, Ortadoğu'da yaşayan tüm halkların geleceğini tayin edebilir" diyen Nidal Kar ise, YPG'nin karşısında savaştığı gücün tarihin karanlık çağını temsil ettiğini vurguladı, "DAİŞ bu karanlığın güncel bir yansıması. Suriye'de örgütlü cehalet kazanırsa, Ortadoğu'da yakın gelecekte hiçbir ilerici mücadelenin başarıya ulaşabileceğini düşünmüyorum" diye konuştu.
'KOBANE'DE, SURİYE'DE, IRAK'TA IŞİD'E KARŞI DİRENENLERE SELAM OLSUN'
"DAİŞ'e karşı direnmek insanlık için direnmektir" diyen Gökaslan, sadece Kobanê'de değil Suriye ve Irak'ta da IŞİD’e karşı direnen tüm halkları selamladı. Ortadoğu'daki direnişin yenilgisinin sadece Kürt ve Arap halkları açısından değil tüm halklar açısından kötü sonuçlar doğuracağına dikkat çeken Gökaslan, "Ortadoğu savaşı ne ırk, ne de mezhep savaşıdır. Ortadoğu’da emperyalist çıkarlar uğruna yaratılmış onlarca Suni radikal örgüt var. Bu örgütlere karşı bütün halklar birleşip karşı cephe oluşturmalıdır. Biz Türkiye’de yaşayan Arap gençleri olarak Lazkiye’de Araplara yönelik saldırılara nasıl tepki gösterdiysek, Keseb’te Ermeniler, Kobanê’de Kürtler için aynı tepkiyi gösterdik. Gerek İstanbul, gerek Ankara, gerek Antakya’da Ermenice, Arapça, Kürtçe slogan ve pankartlarımızla sesimizi duyurmaya çalıştık. Bu çizgimizden de asla vazgeçmeyeceğiz" dedi.
'ROJAVA DEVRİMİNİN YANINDAYIZ'
Gamze Gökaslan, Arap Alevi gençlerin Rojava devrimine mesafeli olmadığı düşüncesinde. Türkiye tarihinde ilk kez Arap gençlerinin çıkardığı "Ehlen" isimli derginin ilk sayısından itibaren Rojava devrimine destek verdiklerini hatırlatan Gökaslan, bu duruşlarının eylemselliğe de dönük olduğunun altını çizdi. Gökaslan, "Arap nüfusun yoğun olduğu Antakya’da yapılan eylemlere göz atarsanız Suriye’den çok Kürdistan için halk sokağa döküldü. Bunun pratiğini birkaç gün önce Antakya'da yapılan Kobanê’ye destek eyleminde de gördük. Bir etnik kökeni genellemenin çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Sonuçta Kobanê direnişinde gördüğümüz gibi devrimci Kürtlere en çok saldıran yine maalesef Kürtler oldu. Her zaman söylediğim gibi bu savaş vicdan savaşıdır, bu savaş hak savaşıdır. İnsanım diyen herkes direnen halkların yanında olmalıdır. Biz de direnenlerin yanında olmaya devam ediyoruz" değerlendirmesini yaptı.
'KARŞI DEĞİLLER ANCAK MESAFELİLER'
Nidal Kar ise, Arap Alevi gençlerin Rojava devrimine karşı olmadığı ancak çoğunluğunun mesafeli durduğu görüşünde. Sebeplerine ilişkin ise şu değerlendirmeyi yaptı: " Her şeyden önce Beşşar Esad'ın Arap Alevisi olması, Antakyalı Arap Alevilerin Baas rejimine duygusal bir yakınlık hissetmesinin sebeplerinden biri. Arap Alevilerin çoğunluğunun, laiklik hassasiyetlerinden ötürü cumhuriyet tarihi boyunca CHP'nin yanında saf tutmuş olmaları, Kürt hareketinin kazanımlarına mesafeli durmalarının bir başka sebebi. Önemli sebeplerden biri de, Kürt siyasetçilerin Suriye savaşında İslami hareketler arasında dönemsel olarak farklı tanımlamalar yapmış olmaları. IŞİD düşman güç olarak nitelendirilirken. diğer cihatçı örgütlerin açıktan hedef alınmaması, hatta dönemsel olarak diyalog kurulması Arap Alevi gençlerde tedirginlik yaratıyor. Mesela İkrime'de gerçekleşen 'çocuk katliamı'nın Kürt siyasetinde ve basınında gündem olmaması bu kaygıları arttıran gelişmelerden biri. Aleviler nezdinde IŞİD, Nusra, ÖSO veya başka bir cihatçı örgütün farkı yok. Radikal İslam'ın bütün tonları Alevilerin yaşam kültürünü tehdit ediyor. Ama bu mesafenin yavaş da olsa kapanmakta olduğunu gözlemliyorum. Arap Alevi gençlerde Kürt sorununa karşı duyarlılık son yıllarda artmış durumda."
'KARDEŞLİK ORTAMINA SAHİP ÇIKALIM'
Gamze Gökaslan, Arap alevi, Sünni ve Hristiyan gençlerin barış ortamının Antakya'da hiçbir zaman bozulmadığına dikkat çekerek, şu çağrıyı yaptı: "Reyhanlı’da TC başbakanının mezhepsel söylemleri ve Arap Alevileri açık hedef göstermesine rağmen Reyhanlı’da katledilen insanlar için sokağa hep beraber çıkıp hep beraber direndik. Coğrafyamızda yaşayan herkesi yüzyıllardır sürdürdüğümüz kardeşlik ortamına sahip çıkıp 'Medeniyetlerin Başkenti' sıfatına layık olmaya çağırıyorum."
Nidal Kar, son olarak Arap Alevi gençlere "Bu kanlı coğrafyada varlıklarını sürdürmek, kültürlerini özgürce yaşayabilmek için Rojava deneyimine daha yakından bakmalılar" çağrısını yaptı. "Tarihi özgürlük mücadelesiyle geçen bir halkın başka bir halk için tehdit unsuru olması mümkün değildir" diyen Kar, "Arap Sünni gençlere söyleyebileceğim tek şey ise kendi inançları adına yapılan bu vahşete karşı harekete geçmeleri, inançlarına sahip çıkmaları. Aksi takdirde 'gerçek İslam bu değil' söylemi büyük kitlelerde inandırıcılığını yitirebilir" dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder