Kabonê’de savaşın şiddetlenmesi sonucu 6 Ekim’de Mürşitpınar Sınır Kapısı’nda yetkililerin talebi üzerine giriş yapan aralarında çocuk, hamile kadın, yaşlı ve gazetecilerin de bulunduğu 261 Kobanêli hâlâ rehin tutuluyor. Serbest bırakılan rehinelerden Yusuf Bêkar, kötü muamele ve işkenceden dolayı “Misafirlik buysa böyle misafirlik istemiyoruz” diyerek, Kobanê’ye geri döneceğini söyledi.
Kobane’de yaşana savaştan dolayı Mürşitpınar Sınır Kapısı’ndan yetkililerin talebiyle geçtikten sonra 7 gün rehin tutulan 30 yaşındaki Yusuf Bêkar adlı Kobanêli dün serbest bırakıldı. Bêkar, çatışmaların yoğunlaşması sonucu Suruç’a gelmek zorunda kaldıklarını belirtti. Mürşitpınar Sınır Kapısı’nda askerlerin kendilerine kapıyı açtığını ve bu tarafa geçmelerini istediklerinin altını çizen Bêkar, “Bu tarafa geçtikten sonra hepimizi bir kamyona bindirdiler. Bizleri uzak bir yere götürdüler. Sonradan buranın bir okul olduğunu öğrendik. Burada hepimizin ismini tek tek aldıktan sonra bizleri bir yere kapattılar. Bizlere ‘Siz ne için buraya geldiniz?’ diye sordular. Savaştan dolayı geldiğimizi söyledik” dedi.
‘BÖYLE MİSAFİRLİK İSTEMİYORUZ’
Askerlerin ve yetkililerin, kendilerine “Sizler bizim misafirimizsiniz” dediğini aktaran Bêkar, rehine tutulduğu Suruç Fen Lisesi’nde başından geçenleri şöyle anlattı: “Daha sonra arkadaşlarımızı aldılar, döveceklerdi. Sonra boğazımıza bıçak dayayıp tehdit ettiler. ‘Konuşmazsanız sizi IŞİD gibi keseriz’ dediler. Orada bize ne su verdiler ne de yemek.” Askerlere “Misafirlik buysa böyle misafirlik istemiyoruz” dediklerini belirten Bêkar, daha sonra okuldan Suruç Kapalı Spor Salonu’na götürüldüklerini kaydetti.
Bêkar, burada yaşananları ise şöyle aktardı: “Etrafımızda bir sürü asker ve polis vardı. Hepimizi tek tek sorguya aldılar. Bize ‘Siz niye bu kadar geç çıktınız Kobanê’den?’ Şimdiye kadar evimizin ve malımızın üstündeydik dedik. YPG’li olup olmadığımızı sordular. Hayır dedik. Buraya savaş yüzünden geldiğimizi söyledik.”
‘HEPİMİZİ YERLERDE YATIRDILAR’
Kapalı Spor Salonu’ndaki koşullara dikkat çeken Bêkar, “Hepimizi yerlerde yatırdılar. Su vermiyorlardı, elimizi yüzümüzü yıkayacak bir yer bile yoktu. Burada bizlere yapılanı kimse yapmadı. Açlık grevindeydik, onun için yemek yemiyorduk. Zorla yedirmeye çalıştılar, kabul etmedik. Benimle birlikte 13 kişiyi daha bıraktılar. Ama hâlâ çok sayıda akrabamız ve arkadaşımız orada” diye konuştu.
‘KOBANÊ’YE GİDİYORUM’
Akraba ve arkadaşlarının durumunu sorduklarını ancak “Bugün yarın bırakılırlar” deyip, kendilerinin kandırıldığının altını çizen Bêkar şunları belirtti: “Hepsinin bırakılmasını istiyoruz. Bizler hiçbir şey yapmadık. Buradan herkese sesleniyorum: Bizlere yardım etsinler, buralarda perişan olduk. Bizim milletimiz bize yardım etsin. Herkes Kobanê’ye gelsin, yardım etsinler, topraklarımızı kurtaralım. Orası bizim ülkemiz, namusumuz ve şerefimiz.” Üç çocuğu olan Bêkar, çocuklarını ve ailesini buraya bıraktıktan sonra Kobanê’ye döneceğini belirterek, şu çağrıda bulundu: “Benimle gelmek isteyen herkes gelsin.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder