Almanya’nın Düsseldorf kentinde, 5 Eylül’de yapılacak 23’ncü Uluslararası Kürt Kültür Festivali’nde sayılı günler kaldı. Festivalin organizesinde yer alan ABDEM üyesi AABK Genel Başkanı Hüseyin Mat, DİDF yöneticisi Yücel Özdemir ile AvEG-Kon Eşbaşkanı Baki Selçuk, barış ve demokrasi için “Halkların Festivali”ne katılmaya çağırdı.
Her yıl geleneksel olarak yapılan Uluslararası Kürt Kültür Festivali’nin 23’ncüsü yapılıyor. Geçtiğimiz yıllara oranla bu yılki festivalin organizesinde Kürt, Türk, Ermeni, Çerkez, Laz, Süryani, halkları olmak üzere 57 kurumu bünyesinde barındıran Avrupa Barış ve Demokrasi Meclisi (ABDEM) de yer alıyor. ABDEM üyesi Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Genel Başkanı (AABK) Genel Başkanı Hüseyin Mat, Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) Yönetim Kurulu Üyesi Yücel Özdemir ile Avrupa Ezilen Göçmenler Konfederasyonu (AvEG-Kon) Eşbaşkanı Baki Selçuk, Türkiye’deki faşizme karşı halkların bir araya gelmesi gerektiğinin önemine dikkat çekerek, “Barış ve demokrasi ancak halkların mücadelesiyle gelecektir” dedi. Mat, Özdemir ve Selçuk, Avrupa’da yaşayan bütün halkları, 5 Eylül’de Düsseldorf’ta gerçekleşecek olan “Halklar Festivali”ne katılmaya çağırdı.
MAT: SAVAŞA İNAT BARIŞ FESİTVALİNDE BULUŞALIM
AABK Genel Başkanı Hüseyin Mat, Türkiye’nin 7 Haziran seçimlerinden çok daha geriye gittiği bir süreç yaşandığını belirtti. 7 Haziran seçimlerinde tek başına iktidar olamayan AKP ve Erdoğan faşizmi tüm muhalifleri, özelikle tek başına iktidar olmasını engelleyen HDP’yi %10 barajının altına itmek için başta Kürt halkı olmak üzere tüm halkları cezalandırırcasına katlettiğini söyledi. Çocuk, kadın demeden sivillerin katledildiğini kaydeden Mat, “Çocuk, sivil demeden katliam yapan, gözaltılar, tutuklanmalar, işkenceler derken 1990’lı yılları arar bir noktaya geldik. İktidar olma uğruna her şeyi yapmayı mubah gören bu zalimlere, bu iktidara karşı tüm demokrasi güçlerinin ortak hareket etmesi gerekiyor. En güçlü silahımız halkların kardeşliğidir. Bizim silahımız barışın teminatıdır. Böyle bir süreçte katliamlara maruz kalanlar festival yaparak halen daha barış diye bağırıyorlarsa bu çığlığa herkesin, vicdan sahibi olan tüm insanların kulak vermesi kaçınılmaz bir insani sorumluluktur” diye konuştu.
BATI ÜLKELERİNE ELEŞTİRİ
Ortadoğu ve Kürdistan’da yaşananlara ilişkin batı ülkelerini de sessiz kalmakla eleştiren Mat şunları söyledi: “Artık tüm dünya bu çığlığa karşı duyarsız kalmamalı. Özelikle Avrupa Birliği ülkeleri Ortadoğu ve Kürdistan’da yaşanan bu barbarlığa sesiz kalmadan daha güçlü bir tavır almaları gerekiyor. Aksi takdirde bu yangın Avrupa Birliği’ni de yakıp kavuracaktır. İran, Irak, Suriye, Türkiye gibi ülkelerde yaşayan halklar kendi kaderlerini artık kendileri belirleme şansı ve hakkı tanımalı ve kalıcı bir çözüm üretilmelidir. Demokrasi, özgürlük, temel hak ve özgürlükler ancak bu şekliyle hayat bulacaktır.”
Mat, saldırı ve faşizme karşı sessiz kalınmaması gerektiğini vurgulayarak, bütün barışseverleri 5 Eylül’de festivale katılması için şu çağrıda bulundu: “5 Eylül 2015 tarihinde Rheinwiese Düsseldorf-Oberkassel’de yapılacak Halk Festivali’ne tüm demokrasi güçlerinin destek vermesi ve yaşanan insanlık dışı gelişmelere ve de ısrarla savaş isteyenlere inat daha güçlü ve gür bir sesle barış istiyoruz demeye davet ediyorum.”
ÖZDEMİR: BARIŞ VE DEMOKRASİ İÇİN DÜSSELDORF’A
“Anadolu ve Mezopotamya halkları olarak barışa ve kardeşliğe en çok ihtiyaç duyduğu günlerden geçiyoruz” diyen DİDF Yönetim Kurulu Üyesi Yücel Özdemir de bölgeden gelen çatışma ve ölüm haberleri kendilerini derinden etkilediğini söyledi. Özdemir, Türk devleti ve işbaşındaki AKP hükümetinin 90'ların başındaki savaş planlarını devreye koyduğunu belirterek, “Kürt halkına, muhalif emek ve demokrasi güçlerine karşı başlatılan çok boyutlu savaşa Avrupa'da yaşayan Kürdistanlıların, devrimcilerin, Alevilerin, Êzîdîlerin, Süryanilerin, Ermenilerin ve diğer halkların sessiz kalması mümkün değil. Suruç Katliamı'ndan bu yana sürdürdüğümüz mücadeleyi 5 Eylül'de Düsseldorf'ta, ‘Halkların Festivali'nde birleştiriyoruz. Hep birlikte yeniden halklarımıza kan ve gözyaşı reva görenlere egemenlere tepki göstereceğiz, barış talebimizi hep birlikte haykıracağız. Müzakere sürecini başlatan, çatışmasızlığı sağlayacak tek kişi olan Sayın Abdullah Öcalan ile görüşmelere kalındığı yerde devam edilmesini talep edeceğiz” dedi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan ve partisi AKP’nin barış ve müzakere adı altında halkları oyalamaya çalıştığını hatırlatan Yücel Özdemir şöyle devam etti: “Şimdi ise Kürt halkının, emek ve demokrasi güçlerinin kazanımlarını yok etmek için her türlü savaş ve hile yöntemine başvuruyor. Bunun bir nedenin 7 Haziran'da Kürt halkı ve demokrasi güçlerinin HDP çatısı altında gücünü birleştirerek kazandığı zafer olduğunu herkes biliyor. Yine bu kadar saldırı ve savaşın bir nedeninin kazanılan zaferi gölgelemek, 1 Kasım erken seçimlerinde, elde edemediği ‘başkanlığı’ elde etmek olduğu da açık olarak görülüyor. Nasıl ki 7 Haziran zaferinde Avrupa'da yaşayan bizlerin de bir payı olduysa 1 Kasım seçimlerinde de olmaya devam edecek.”
Irak, Suriye ve Türkiye’de yaşanan savaşlardan dolayı göç yollarına düşen göçmenlerin yaşadığı trajedi ve drama da dikkat çeken Özdemir, kendisine inanım diyen herkesi bu dramın son bulması için karşı çıkması gerektiğini söyledi.
DİDF Yönetim Kurulu Üyesi Yücel Özdemir, konuşmasını şu çağrıyla sonlandırdı: “Bugüne kadar savaşa karşı Avrupa'da güçlerini birleştirerek barış çığlığını yükseltenler olarak bir kez daha sesimizi yükseltmek, 1 Kasım seçimlerinde yeni bir zafer kazanmaya hazır olduğumuz göstermek 5 Eylül Cumartesi günü Düsseldort'ta bir kez daha buluşuyoruz. Barıştan, halklarını bir arada kardeşçe yaşamasından yana olan herkesi Halklarının Festivali'nde buluşmaya çağırıyoruz.”
SELÇUK: ‘FAŞİZME GEÇİT YOK’ SLOGANI ÖNEMLİ
AvEG-Kon Eşbaşkanı Baki Selçuk ise Uluslararası Kürt Kültür Festivali’nin önemine değinerek, “Avrupa’da yaşayan Kürdistanlılar ve dostları için kitlesel bir buluşma merkezi olan Uluslararası Kürt Kültür Festivali kendi çapında özgün bir festivaldir. Bu özgünlük sadece festivale Avrupa’nın birçok ülkesinden gelen kitlesel katılımda değil, aynı zamanda festivalin içeriğindedir. Festival, katılımcılara sadece Kürdistan kültürünü yaşatmakla kalmıyor, aynı zamanda Kürt halkının siyasal taleplerini de dile getiriyor. Her yıl farklı bir şiarla yapılan festival, böylece Kürdistan Özgürlük Mücadelesine hizmet eden bir araç da oluyor. Festivalin bu yılki şiarı olan ‘Faşizme geçit yok, izolasyona son’ sloganı oldukça anlamlıdır. Sömürgeci faşist Türk devletinin Kürt halkına ve devrimci demokratik kesimlere yönelik başlattığı topyekûn savaş koşullarında ve Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit koşullarında yapılıyor olması, bu şiarında yerinde olduğunu gösteriyor” diye konuştu.
‘RENKLERİMİZLE FAŞİZME KARŞI FESTİVALDE OLALIM’
Alman devletinin Kürtlere yönelik politikalarını eleştiren Selçuk, şunları söyledi: “AvEG-Kon olarak, gelenekselleşmiş olan ve bu yıl 23’ncü kez yapılan festivale yönelik Alman devletinin yaptığı ve süreç içinde aşılan engelleme çabalarını kınıyoruz. Alman devletinin tutumu, dünya halklarının sempati ile baktığı Kürdistan Ulusal Kurtuluş Mücadelesi’nin değişik parçalarda elde ettiği örgütlülük düzeyi ve kazanımlarına, Rojava’nın varlığına duyulan tahammülsüzlüktür. Gözaltılar ve tutuklamalarıyla faşist Türk devletinin saldırılarıyla örtüşen bu tutum, PKK yasağında da ısrar etmektedir, Kürt siyasetçilerini tutuklamaya ve ceza vermeye devam eden Alman devleti, söz konusu Kürtler olduğunda insan haklarını, demokratik hak ve özgürlükleri rafa kaldırmaktadır. Tarih, böylesi saldırıların Kürt halkının varlık, kimlik ve özgürlük mücadelesini engelleyemeyeceğini sayısız defa ispatlamıştır. Çünkü onların karşılarında direnen bir halk ve bu halkla enternasyonal dayanışma içinde olan halklar vardır. Kazanan eninde sonunda Kürt halkı ve örgütlü direnişi olacaktır.”
Selçuk, AvEG-Kon ve bileşeni olduğumuz ABDEM olarak, festivali yürekten desteklediklerini belirterek, “Göçmen, yerli işçi ve emekçileri 5 Eylül’de Düsseldorf’ta festivalde buluşmaya çağırıyoruz. Pankartlarımızla, bayraklarımızla, sloganlarımızla ve farklı renklerimizle festivalde buluşarak, Erdoğan ve Türk devletine 1 Kasım seçimlerine hazır olduğumuzun da mesajını verelim. Festivali ve katılacak halklarımızı şimdiden selamlıyoruz” mesajını verdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder