23 Eylül 2015 Çarşamba

Cizre'ye giden kadınlar: Halk barış istiyor

Barış İçin Kadın Girişimi'nin çağrısıyla devletin 21 kişiyi katlettiği Cizre'ye giden kadınlar, incelemelerini tamamladı. Kadınlar, İstanbul'da pazar günü düzenleyecekleri bir basın toplantısıyla tanıklıklarını anlatacak.


İzlenimlerini anlatan Barış İçin Kadın Girişimi ve IMECE Kadın Dayanışma Derneği üyesi Tülay Korkutan, "Cizre'de insanların yaşadıkları büyük acıya rağmen barış istediklerini gördük. Ancak barışı da sadece silahların susması olarak tanımlamıyorlar. Kendi kimliklerinin, dillerinin, varlıklarının tanındığı, eşit şekilde bir yaşamın olduğu barış istiyorlar. Öldürülen Cemile ve Maşallah'ın evlerine de gittik. Orada da aynı mesajı duyduk" dedi.
Kadınların direniş içinde aktif olarak yer aldığını anlatan Korkutan, "Kadınlar direniş sırasında komünler kurmuş. Örneğin, tüm evlerdeki gıda malzemeleri bir yerde toplanmış, ortak komün mutfaklarda pişirilerek mahallelerde dağıtılmış. Buradaki izlenimlerimiz sırasında çocukların da çok politikleştiğini gördük. Gittiğimiz her yerde bizi slogan ve marşlarla karşılıyorlardı" diye konuştu.
"Cizre'yi seçerek devlet yanlış yerden başlamış" diyen Korkutan, şunları söyledi: "Burada insanların kurduğu bir yaşam var ve çok örgütlüler. İlçenin etrafı kuşatılmış durumda. Ancak asker ve polis mahallelere giremiyor. Çünkü 70 yaşındaki bir dededen bir gence kadar herkes kendi özsavunmasını almış. Halk, ne olursa olsun, nasıl bir saldırıyla karşılaşırlarsa karşılaşsınlar topraklarını terk etmeyeceklerini, sonuna kadar savunacaklarını söyledi."
Barış İçin Kadın Girişimi ve IMECE Kadın Dayanışma Derneği üyesi Tülay Korkutan, 27 Eylül Pazar günü İstanbul'da düzenleyecekleri basın toplantısında tanıklıklarını kamuoyuyla paylaşacaklarını söyledi.
Barış İçin Kadın Girişimi'nin çağrısıyla SKM adına Cizre'ye giden Münevver İltemur gördüklerini "Hem zulmün her çeşidi vardı hem de muazzam bir direniş vardı" dedi.
İltemur, Cizre halkının direnişi karşısında "Biz onlarla dayanışmaya gitmiştik ancak onlar bize güç verdi" diye konuştu.
Devletin Cizre'yi gözden çıkardığını belirten İltemur, "Ancak halk, her fırsatta bize Cizre'nin medeniyetler beşiği olduğunu, 1992'de olduğu gibi asla teslim olmayacağını anlattı. Bizim gördüğümüz devlet Cizre'de yoktu, ana yollarda yığınak yapmışlardı" dedi.
Halkın aldığı özsavunma önlemlerine dikkat çeken İltemur, "3 büyük mahallede halk kendi özsavunmasını almıştı. Hendekler, barikatlar vardı. Gece zaten nöbet tutuluyor. Devlet bu mahallelere giremiyor. Halkta büyük bir umut ve özgüven var" diye konuştu.
Cizreli kadınların duruşundan çok etkilendiklerini anlatan İltemur, şunları söyledi: "Taziye evi acının en yoğun yaşandığı yer. Ancak orada bile kadınlar her şeye barış dediler ve hep asla geri adım atmayacaklarını anlattılar. Barış mesajı çok güçlüydü. Daha önce ailelerinden 7 insanı kaybeden, en son da 10 yaşındaki kızları Cemile'yi kaybeden Çağırga ailesi de 'barış gelsin ve kimse bizim yaşadığımız acıyı yaşamasın' diyordu. Bu mesaj görüştüğümüz herkes de çok güçlüydü."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder