26 Eylül 2015 Cumartesi

FARC yöntemi, İmralı’nın biricik çözümü ve 1 Kasım - Cihan Özgür

Küba’nın arabuluculuğunda gerilla hareketi FARC ile Kolombiya hükümeti Havana’da barış anlaşmasına vardı.



Bu gelişmeden sonra haklı olarak “aynı yöntem Türk devleti ile PKK arasında sonuç alır mı?” sorusunu gündeme taşındı.
PKK de uzun süredir böyle bir yöntemle ateşkese ve çözümü tartışmaya hazır olduğunu söylüyor.
Daha önce de İRA modeli çokça tartışılmıştı. Hatta Erdoğan, “IRA tarzı çözüm olabilir” demişti. Demişti demesine de ‘kurulu masaya’ tekmeyi atmaktan da geri durmamıştı.
1993’ten günümüze kadar PKK ile devlet arasında direkt veya dolaylı yapılan görüşmeler her defasında başarısızlıkla sonuçlandı.
IRA-FARC-PKK ya da İngiltere, Kolombiya, Türkiye modeli...
Dünyadaki benzer sorun çözme örneklerine baktığımızda ilk göze çarpan husus,  tarafların çözüm istemesi, çözümde samimi olması!
Çözüm konusunda irade beyanında bulunması...
Gerisi çorap söküğü.
Görüşmeler az veya çok sürebilir, az veya çok sancılı olabilir ama çözüme ulaşan veya çözümün arifesinde olan bütün örneklerde ortak bir nokta bu.
Şimdi FARC ile Kolombiya böylesi bir niyet üzerinden inşa edilen süreçte önemli bir aşamaya ulaştı.
Kolombiya devlet heyeti ile FARC komutanları niyet beyanı olarak ‘beyaz gömlek’ ile görüşmeler gerçekleştirdi ve önemli kararlara ulaştı.
Benzer bir süreç Türkiye’de sonuç alır mı? Aynı yöntem ile PKK- devlet görüşmeleri gerçekleşebilir mi?
Bu konuda PKK’nin çokça deneyimi var.
1993 Özal, 1997 Erbakan diyalog deneyimleri...
Ardı sıra1999 süreci İmralı görüşmeleri...
Ve sonrası süreçte AKP...
Oslo süreci ve 2013 çözüm süreci pratiğinin öğreticiliği...
PKK bu konuda çok deneyimli.
KCK Yürütme Konseyi üyesi ve Oslo sürecinde PKK adına görüşmelere katılan heyette yer alan Mustafa Karasu bir röportajında, Oslo görüşmeleri kapsamında ‘arabulucu heyet ile PKK heyeti görüşme halindeyken Türk savaş uçaklarının toplantının yapıldığı yeri bombaladığını’ söyledi.
Sadece bu örnek bile Türk devletinin görüşmeleri ve arabulucu kurumu kendi kirli emellerine alet ettiğini açıklamak için yeterli.
Türk devleti bu olayda PKK’li yöneticileri katletmek için arabulucu heyetin üyelerini öldürmeyi göze almıştır. Hem de kendilerinin onayıyla arabuluculuk görevi üstlenmelerine rağmen...  
PKK’nin devlete güvensizliği işte böylesi somut olaylara dayanıyor.
Dolayısıyla görüşmeler olsun ama niçin? sorusu çok önemli.
PKK, eğer görüşmeler olacaksa çözüm için olmalı diyor.
Bunun için ilk şart devletin çözüm niyetinin olması!
Peki böyle bir niyet söz konusu mu? Hayır.
Erdoğan ve Davutoğlu defalarca çözüm sürecinin amacının PKK’nin tasfiyesi olduğunu açıkça ifade ettiler. Hatta “eğer silah bırakma yoksa İmralı ile görüşmeye de gerek yok” dediler.
Özcesi devletin niyetinin çözüm değil tasfiye olduğu bugün daha iyi anlaşılıyor.
Kaldı ki dünya deneyimleri önemli ama aslında Türkiye kendi çözümünü yaratma şansına sahipti. Türkiye’de dışarıdan arabulucular olmadan bir çözüm olabilirdi. Önder Abdullah Öcalan sorunun karmaşıklığından ve birçok gücün çatışma üzerine hesaplarının olma gerçeğinden hareketle ‘içeriden’ bir çözümün bütün olanaklarını yarattı. Yol haritaları hazırladı, çözümün modelini oluşturdu.
Dışarıdan bir heyet yerine bu toprakların kendi gerçek çözümünü yaratması için Akil İnsanlar Heyetinin ve gözlemci heyetin ‘içeriden’ oluşturulmasını istedi. Erdoğan’ın demagojik olarak diline doladığı gerçek bir ‘mili çözüm’ olanağı sundu Öcalan.
Aslında sorun karmaşık olduğu kadar çözümü gayet basitti, Dolmabahçe mutabakatı bunu gösterdi. Ama devlet çözümü ret etti. Devlet çözüme tekmeyi attı.
Peki fırsat kaçtı mı?
Hayır. Sorun ortada durduğu gibi çözümü de ortada.
Türkiye’de Kürt sorununun demokratik ve anayasal çözümü için başka deneyimlere, modellere başvurmadan nasıl çözüleceğini Önder Öcalan gayet net ve açık bir şekilde formüle etti.
Bu yaklaşım bir ilkti ve başka örneği yok.
Bu büyük bir şanstı ama Saray çözümü yok saydı ve hükümet Erdoğan’a teslim oldu. 
Çözümü ve yöntemi uzaklarda, dünyanın başka diyarlarında aramaya gerek yok.
Sayın Öcalan’ın 2013 Newroz’unda başlattığı süreç Türkiye’de sorunun kendi çözüm yolunu ve yöntemini yaratmıştır. 
Çözüm yanı başımızda, İmralı’da.
Özcesi sorun belli, çözüm belli.
Sorun, çözüm ve yöntem belliyse eksik olan ne?
Eksik olan şey hükümetin çözüm iradesi.
Sorun ne yöntem ne de deneyimsizlik.
Sorun, Saray ve tayfasının çözüm istememesi...
Devlet çözüm isterse, yöntem de belli çözümün yol haritası da...
Ancak 2002’den günümüze kadar AKP’ye tanınan şanslar ve özellikle 2013 Newrozundan sonra yaşananlar şunu gösteriyor:
Çözüm Erdoğan’la ve AKP ile olmaz.
Saray ve AKP sadece Kürt sorununun çözümü açısından değil Türkiye’nin diğer sorunlarının çözümünde de engel pozisyonunda ve çözüm için bu engel aşılmak zorunda.
AKP iktidarda olduğu sürece Türkiye krizden krize sürüklenmeye mahkum.
Seçimler bu bakımdan tam da Erdoğan’ın dediği gibi ‘kırılma noktası’ olabilir, olmalı...

2 yorum:

  1. PKK VE KCK YALANCI VE AHMAKTIR BEDEN MI?

    -HER IKISINIDE GUNAHIM KADAR SEVNEM (PKK VE KCK)
    -CIZUM SURECI DIYE HE4 SEYINIZ RAHAT TI. ELINIZI KOLUNUZU SALLAYIP ALTYAPI OLUSTURUYODUNUZ
    3-EVINDE UYUAN POLISLERI SIZ OLDURUP USTLENDIMIZ. SIMDI MASAYI DEVIRDI DIYORSUN7Z BU NE YALANCILIKTIR YA
    4-BRNCE PLK ICINDE KONTRGELLA VAR VE PKK YI PARMAGINDA OYNATIYOR

    YanıtlaSil
  2. DEVLET BIR OYLAMA YAPACAK VE SORACAK
    1-KİM KÜRTTÜR
    2-BAĞIMSIZ KURDISTAN ISTIYORMUSUNUZ. BAGIMSIZ KURDISTAN İSTERSENIZ GUNEYDOGUDA 4 SEHRE YERLEŞECEK . YANI BAGIMSIZ KURDISTANA GIDECEK. VEYA GOCMEN STATUSU VERILIP MAL EDINME HAKLARI ELINDEN ALINIP KISITLAMA GETIRILECEK..
    BAK BAKALIM SONUC NE CIKIYOR.
    BU APTALLAR BURAYI SURIYE ILE KARISTIRIYOR
    1-TURKIYE SURIYE DEGIL, TURKLER SURIYELI DEGIL
    2-SURIYEDE KURTLERIN KIMLIKLERI DAHI YOK

    YanıtlaSil