22 Eylül 2015 Salı

KCK: Şehitliklere saldırı, Kürt halkının varlığına saldırıdır

Gerilla şehitliklerine yönelik Türk devletinin düzenlediği saldırılara ilişkin bir açıklama yapan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, “Kürt halkı şehitliklere saldırının doğrudan Kürt halkının varlığına ve bu varlığın belirtisi olan tüm değerlere saldırı olduğunu görmelidir. Dolayısıyla şehitliklere sahip çıkmak ulusal varlığa, özgür ve demokratik yaşama sahip çıkmaktır” dedi.


Yazılı bir açıklama yapan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Türk devletinin gerilla şehitliklerine yönelik yaptığı saldırılara ilişkin şunları belirtti: “Türk devleti sonunda en son yapacağını da yaptı. Gerilla şehitliklerini yıkmakta ve bombalamaktadır. Şehitlik yanındaki cami ve cemevleri yıkılmaktadır. Bunun başlı başına Kürt halkına ve Özgürlük Hareketi'ne karşı bir savaş açma olduğu açıktır. Gerilla ve halk asker ve polis cenazelerine saygılı olurken Türk devletinin ve AKP hükümetinin şehitliklere saldırması, AKP hükümetinin zihniyetini ve cibilliyetini göstermektedir. Cenazelere ve mezarlıklara saldırı şovenizmin ve faşizmin zirveleştirilmesidir.
Bu saldırılar kesinlikle Tayyip Erdoğan’ın kafası altından çıkmaktadır. Başkan olamaması onda Kürt düşmanlığını o kadar arttırmıştır ki, savaş açması, Kürtlere her yerde saldırılması, HDP’nin binalarının yakılıp yıkılması Tayyip Erdoğan’ın öfkeli yüreğini soğutmamıştır. Bu nedenle şehitliklere saldırılması emrini vermiştir.
Şehitliklere saldırı bir kök kazıma harekatıdır. 12 Eylül 1980 yılında da kök kazımak için askeri darbe yapılmıştı. Türkiyeli devrimcilerin ve PKK’nin kökünün kazınması hedeflenmişti. Bu nedenle bugün hala herkesin dillendirdiği işkenceler yapılmış, yüz binlerce insan gözaltına alınmış, on binlercesi tutuklanmış, binlercesi on yıl-yirmi yıl zindanlarda tutulmuş, yüzlercesi işkencelerde katledilmiş, elliden fazlası da idam edilmiştir. Türkiye tarihinin en faşist dönemi Türkiye halklarına yaşatılmıştır. Bu da Kürt halkının ve Türkiye halklarının özgürlük ve demokrasi isteğinin kökünü kazımak için yapılmıştır. IŞİD de kendi düşüncesiyle uyuşmayan tüm kültürel eserleri ve tarihin izlerini ortadan kaldırmak için sadece kiliseleri değil, Müslüman toplulukların inandığı ve ziyaret ettiği türbeleri ve camileri de bombalamıştır. Irak’ta Müslümanların en fazla ziyaret ettiği Musul’daki Nebi Peygamber Camiinin temeline bomba konularak yıkılmıştır. IŞİD bunları kendi zihniyeti dışındaki her türlü kültürün kökünü kazımak için yapmaktadır.
Tayyip Erdoğan ve AKP hükümeti de Kürt halkına ve onun özgürlük mücadelesine karşı kök kazıma harekatı başlatmıştır. Kürdistan'da özgürlüğü akla getiren herkesin üzerine gidilme kararı alınmıştır. Hatta beyinlerdeki özgürlük isteği bile kusturulmaya çalışılacaktır. Şehitliklere saldırı, Kürt halkına ve özgürlük mücadelesine yönelik saldırının bu karakterini ortaya koymaktadır. Şehitlikler yıkılarak Kürt halkının özgürlük mücadelesinin tüm izleri ortadan kaldırılmak istenmektedir. Bunda amaç, hafızalarda bile iz bırakmamaktır. Bu zihniyet, AKP hükümetini Türkiye halkları için çok tehlikeli hale getirmiştir. Bu zihniyetin var olduğu yerde istikrar ve barış yaratmak mümkün değildir.
Tüm Kürt halkı ve Türkiye halkları şehitliklere yapılan saldırıyla nasıl bir Türkiye amaçlandığını görmelidir. Şehitliklere saldırı, savaşı yaygınlaştırma ve derinleştirme anlamına gelmektedir. Bu savaşla sadece Özgürlük Hareketi'nin değil, tüm demokrasi güçlerinin ve vicdanlı insanların köklerini kazımak hedeflenmektedir. Eğer vicdanlı, inançlı tüm insanların ve dünyada her kültürün saygılı olduğu mezarlıklara yönelik saldırıya karşı çıkılmaz ve bu zihniyete karşı mücadele edilmezse Türkiye'yi daha karanlık bir dönem beklemektedir.
Kürt halkı şehitliklere saldırının doğrudan Kürt halkının varlığına ve bu varlığın belirtisi olan tüm değerlere saldırı olduğunu görmelidir. Dolayısıyla şehitliklere sahip çıkmak ulusal varlığa, özgür ve demokratik yaşama sahip çıkmaktır. Bu açıdan Kürt halkı her yerde şehitliklerine sahip çıkmalıdır. Şehitliklere saldırıyı protesto etmeli ve bundan sonraki saldırılara engel olmalıdır.
Türk devletini uyarıyoruz; farklı siyasi güçler arasında savaş da yaşanabilir, düşmanlık da ortaya çıkabilir. Ancak insanlık tarihinin ortaya çıkardığı değerler ve kültür vardır. Bunların başında gelen, ölümlere ve mezarlıklara saygılı olmaktır. Bu, insanlığın ortak kültürüdür. Türk devletinin bu değerleri ayaklar altına alması ve sınırları aşması savaşların ve çatışmaların çığırından çıkması durumunu yaratacaktır. Bu açıdan mezarlıklara yapılan saldırıdan vazgeçilmeli, halklar arası bağları tümden koparacak söylem ve tutumlardan kaçınılmalıdır.
Türk devleti ve AKP hükümeti mezarlıklara saldırmasıyla mevcut zihniyet, politika ve uygulamalarının çağ dışı ve aşılması gereken bir sistemin ürünü olduğunu gözler önüne sermiştir. Otoriter, hegemonik merkeziyetçi zihniyet ve sistemlerin halkların ve toplumların değerlerine saygılı olmadığını, olamayacağını ortaya koymuştur. Bu tür zihniyet ve uygulamalar yerel demokrasinin ve demokratik özerkliğin özgür ve demokratik yaşam için gerekli olduğunu göstermektedir. Bu gerçeklikler Kürt halkının özyönetim hamlesinin ne kadar haklı olduğunun da kanıtı olmaktadır. Halklar kültürlerini ve değerlerini ancak özyönetimle koruyabilirler ve geliştirebilirler.
Bu açıdan halklarımızı ve demokrasi güçlerini şehitlikleri ve özyönetimleri sahiplenmeye çağırıyoruz. Türkiye ve Kürdistan'da özgürlük ve demokrasi mücadelesi geliştirilmeden AKP hükümetinde somutlaşan insanlık dışı ve çağ dışı zihniyet ve politikaları durdurmak mümkün değildir.
Kürt halkı her yerde özyönetim ve demokratik özerklik çalışmalarını yaygınlaştırıp, geliştirip güçlendirerek, saldırılara karşı özyönetimlerini koruyarak yerel demokrasisini yaratmalıdır.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder