2 Eylül 2015 Çarşamba

'Kürdistan'da yaşananlar yansıtılmıyor'

HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, Kürdistan'da sivil halkın katledildiğini, yaşananların önemli kısmının yansımadığını belirtti. AKP'nin PKK'yi savaşa çekmek için tahrik ettiğini söyleyen Demirtaş, sandıklara müdahale olabileceğini de kaydetti. Seçimde yüzde 20'yi hedeflediklerini ifade eden Demirtaş, 'çözüm süreci'nin bitirilmesine ilişkin ise "İmralı'da İzleme Heyeti, HDP Heyeti ve devlet heyetinin katılacağı toplantı 7-8 Mart'ta olacaktı" diyerek, buna rağmen AKP'nin süreci bitirdiğini aktardı.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Avrupa kentlerinde gerçekleştirdiği temaslarının ardından bugün Ankara'ya gelerek, Meclis'te basın toplantısı düzenledi.
'ÖZEL OPERASYONEL GÜÇLER SİVİLLERİ KATLEDİYOR'
Kuzey Kürdistan'daki çatışmalı sürece ilişkin yöneltilen bir soruyu yanıtlayan Demirtaş, yaşananların büyük bir bölümünün basına yansımadığına dikkat çekti. Bölgenin birçok yerinde yansımayan çok ciddi ihlallerin olduğunu söyleyen Demirtaş, "Bütün bölgelerden gelen arkadaşlar şu bilgiyi veriyor: Oradaki yerel jandarmadan çok dışarıdan gelen özel operasyonel güçler sivil halkı katlediyor. Plakası olmayan ve yerel yöneticileri dinlemeyen. Merkezi bir gladyo örgütü konusunda ısrarcıyım. Onlar eliyle sivillere kadar yönelen infazlar yapılıyor" diye konuştu.
'İPTAL DA EDEBİLİRLER, MÜDAHALE DE'
Demirtaş, HDP'li vekillerle gerçekleştirdikleri toplantıya değinerek, "Bölgedeki vekillerimiz 'seçim koşulu vardır' diyemedi. 'Bu koşullarda seçim kampanyası yapılması imkansızdır' dedi. AKP'nin amacı da bu zannedersem. Ama hükümet bunu bir plan çerçevesinde yönetiyor. Cumhurbaşkanı açıkça '7 Haziran'daki gibi olmayacak' dedi. Görünen o ki sandıklara bir baskıya hazırlanıyorlar. İptal de edebilirler, müdahale de edebilirler. Seçim ortamı bölgede yok" dedi.
'BOYKOT YOK'
Demirtaş, HDP için bir "boykot" tartışmasının olup olmadığı tartışmalarına dair, "Bizim gündemimizde boykot tartışması yok. Biz seçim güvenliği için daha çok tartışıyoruz" diye bilgi verdi.
Demirtaş, "Ülkemizin de facto darbeyle görev başına gelmiş bir başkanı var. Örneğin YSK'dan önce seçim takvimini açıkladı. 1 Kasım'ı cumhurbaşkanı açıkladı. Dolayısıyla seçimi iptal etme gibi her şeyi yapabilirler. Anketlerde düşük çıkarsa seçim yaptırmama kaygısı taşıyoruz" diyerek, seçim güvenliği noktasında ciddi kaygılar taşıdıklarını dile getirdi. 
'TEZKEREYE HAYIR'
Sınır ötesi tezkereye "hayır" diyeceklerini bildiren Demirtaş, "Bakanlarımız da 'hayır' diyecekler. Bakanlarımız AKP'li bir hükümetin bakanı değil, seçim hükümeti bakanıdır. Bu savaş hükümetinin ensesindeyiz. Bütün çirkinliklerini ortaya koymak için oradayız. Seçim hükümetini de hile ile yaptılar. Bağımsızların olması gereken koltuklarda AKP'liler oturuyor" diye kaydetti.
HDP'Lİ BAKANLARIN ARZ EDİLMESİ TARTIŞMASI
HDP'li iki bakanın arz edilmesiyle ilgili tartışmalara da değinen Demirtaş, şunları söyledi: "Bu hükümet şu anda Türkiye'de hiçbir hukuk kuralına uymadan çalışıyorlar. Bunu yaparlarsa da şaşırmamak gerekir. Bu çirkinlikleri orada deşifre etmeye devam edecekler arkadaşlarımız. Arz etme konusunda keyif onlara aittir. Zaten bütün koltukları yasadışı aldılar varsın iki koltuğu da alsınlar."
Atamaların durdurulması ile ilgili olarak ise Demirtaş, "Biz AKP'nin atama yapmasının suç olduğunu söylüyoruz. 7 Haziran'da görevden düşmelerine rağmen 800'ün üzerinde atama yaptılar. Bunların hepsi suçtur. Bu HDP'yi engellemeye dönük değildir, kendi suçlarını örtmeye dönüktür. AKP yasadışı bu atamaların hesabını versin" diye konuştu. 
'İTTİFAKA UYULMALIYDI'
Demirtaş, Levent Tüzel'in seçim hükümetinde yer almamasına ilişkin ise şu değerlendirmeyi yaptı: "Partinin kararına herkesin uyması beklenir. Değerlendireceğiz. Bizimle ittifak yapan partilerin ittifak hukukuna uyması gerekir. Kesinlikle aykırı davrandı. Anlaşmamıza aykırı davrandılar."
Demirtaş'ın sorularına verdiği yanıtların satır başları şöyle:
"18 işçinin Irak'ta kaçırılması konusuna ilişkin olarak, "Bu konuda parti olarak yapabileceğimiz ne var biz elimizden geleni yaparız. Eğer DAİŞ ise onlarla AKP'nin arası iyidir. Bir telefonla halledebilirler. Sayın Davutoğlu bu işleri iyi biliyor.
'YÜZDE 20'YE ULAŞMAK HEDEFİMİZ'
Biz geçen seçimde de ısrarla bütün Türkiye'ye anlattık. HDP büyük bir şanstır. Mevcutlar içerisinde en iyisiyiz. Türkiye'nin çoğulculuğunu en iyi yansıtan partiyiz. Barış konusunda en samimi partiyiz. Bunların hepsini Türkiye kamuoyu gördü. Bu seçimde de bu savaşı çıkaranlardan büyük bir hesap sorulacaktır. Biz yüzde 20 olarak hedef koyduk. Hedefimiz buna ulaşmak.
Kalıcı bir göç yok. İnsanlar çatışma bölgelerinden yakınlarının yanına geçmişler. Kalıcı bir göç başlamamış inşallah başlamaz da. Yakın il ve ilçelere göç ettiler. Bu insanların geri dönmesi için çabalıyoruz. Bunun da yolu çatışmaların durmasıdır. Sadece HDP için değil herkes için acı bir durum. 90'lı yıllardaki gibi göçlerin başlaması acı bir şey. Her yerde değil birkaç ilçede yaşanıyor. Batıya göç şeklinde değil. 
'PKK'Yİ TAHRİK EDİYOR'
Çatışmalarda HDP'nin suçunun olmadığını herkes görüyor. Bunun bir HDP desteğiyle olmadığını insanlar çok görüyorlar. Daha çok AKP savaşa çekmeye çalışıyor, PKK'yi tahrik ediyor. PKK daha çok silah kullansın diye çaba sarf ediyor. HDP'liler bu savaşta zarar görüyor. HDP'ye oy vermiş insanlar öldürülüyor, tutuklanıyor. Bu HDP'nin suçlandığı anlamına gelmiyor. 
Biz her hafta muhtarları toplayıp ispiyonculuğa davet etmiyoruz. AKP'nin trolleri, havuz medyası bir iki manşet attı diye halk bunları görmeyecek değil. Bugünkü havuz söylemi bizi ilgilendirmez onlar havuzlarında keyiflerini sürsünler. Biz barış konusunda da çok çaba sarf ediyoruz. 
Çift taraflı ateşkese hazır olduklarını açıkladılar. Yalçın Akdoğan bunun üzerine açıklama yaptı 'tek taraflıyı bile kabul etmeyiz' dedi. Hükümet savaş konusunda 'ne olursa olsun ben savaşacağım' diyor. 'Kararımı verdim savaşacağım' diyor. Kan döktükçe bana oy verenlerin sayısı artıyor diye düşünüyor. Bizim yaptığımız çağrılar yetersizdir yerine bu hükümetin açıklamaların baksınlar insanlar. Bu kadar insan ölürken bu böyle bir cevap verilebilir mi? 
'İMRALI'YA MARANGOZ GÖTÜRÜLDÜ; BÜYÜK MASA YAPILDI!'
İmralı'ya marangoz götürüldü. Büyük bir masa yapıldı. Çay-kahve makinası bile konuldu. Orada İzleme Heyeti, HDP Heyeti ve devlet heyetinin katılacağı toplantı 7-8 Mart'ta olacaktı. O toplantıda ilk olarak Sayın Öcalan konuşacak 'PKK'ye silahları bırakma için kongre toplansın' diyecekti. Ama ne oldu çıkıp açıklasınlar. O gün kimse oraya gitmedi. 7-8 Mart'ta bu toplantı başlayacaktı. Öcalan orada somut silahları bırakma çağrısı yapacaktı. Neden o toplantıya gidilmedi. Dördüncü görüşme heyetlerin katılacağı bir toplantı olacaktı. Ne oldu da o masayı devirdiniz?
Davutoğlu, bugüne kadar Dolmabahçe'yi ağzına almış değil. Cumhurbaşkanı fikrini açıkladı da siz ne düşünüyorsunuz diye sorun ona. Aslında Dolmabahçe'ye değil de Taksim'e gidiyorlardı yanlışlıkla mı oldu? diye sorun kendisine.
Masaya gelmedikleri için bizim tavrımız netleşti. Ama baktık başkan olmak için o masayı kullanıyor ve masayı devirdi. Bize dönük bir kampanya başlattı ve biz de "Seni başkan yaptırmayacağız" dedik. 
MEDYA GRUPLARINA OPERASYON
Medya gruplarına bu şekilde baskı yapılması kabul edilir değil. Şu günlerde yürüyen operasyonların tamamı siyasidir. Kişisel olarak da merak ediyorum. Bu kadar büyük suçlar işlemişlerse biz de bilmek istiyoruz. Ne yaptılar da bu kadar öfkelendiniz. Ne yaptılar bunu açıklamadılar ama çok öfkeliler. Tarihte karşılaştıkları en öfkelendikleri düşman paralel dedikleridir. İnlerine girdiniz de oradan bir şey çıkarmadınız. Bunlar sağlıklı işler değil. Doğu'da çocukların canlarıyla seçim kampanyası, Batı'da medya operasyonlarıyla seçim kampanyası; bunlar doğru değil.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder