9 Eylül 2015 Çarşamba

İsveç Parlamentosu önünde AKP ve Türk devleti protestosu

Türk devletinin Kürdistan’a, ırkçı ve faşist çetelerin HDP’ye yönelik saldırıları İsveç Parlamentosu ve İsveç Dışişleri Bakanlığı önünde yapılan kitlesel eylemlerle protesto edildi. Yüzlerce Kürdistanlı ve dostları, Türk devleti ve AKP hükümetini protesto eden sloganlar attı ve Kürdistan ve HDP’ye yönelik saldırıların durdurulmasını talep etti.


Satt 14.00 sularında İsveç Parlamentosu’nun önündeki Mynttorget Meydanı’nda Kürt Özgürlük Mücadelesi’nde yaşamını yitirenler anısına yapılan bir dakikalık saygı duruşundan sonra gösteriyi düzenleyen Stockholm Demokratik Kürt toplum Merkezi ve Amara Kürt Kadın Meclisi adına yapılan açıklamalar okundu.
Açıklamalarda 7 Haziran seçimlerinden bu yana Türk devleti’nin Kürdistan’a yönelik yaptığı bombalamalar, Kürt ve sol örgütlere karşı başlatılan ve binlerce kişinin tutuklandığı operasyonlar özetlendikten sonra dün HDP Genel Merkezi ve 126 şubesine yönelik ırkçı ve faşist saldırıların düzenlendiğine dikkat çekiliyor.
Türkiye’de olanların sadece bir soykırım olmadığı ve bir kimliğe yönelik cinayet olduğu belirtilen açıklamalarda Türkiye’nin aralarında çocuklarında bulunduğu Kürtlere karşı topyekün bir savaş başlattığı belirtiliyor ve İsveç Parlamentosu ve Dışişleri Bakanlığı’nın Kürtlere yönelik katliamlara karşı tavır alması talep ediliyor.
Gösteride konuşma yapan sivil toplum örgütlerinin temsilcileri de, 7 Haziran seçimlerinde yenilgiye uğrayan AKP hükümeti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk devletinin tüm olanaklarını harekete geçirerek Kürt Halkına yönelik topyekün bir saldırı başlattığını ve ırkçı ve faşist güçlerin de % 13 oranında oy alarak parlamentoda 80 milletveliliyle temsil edilen HDP’ye yönelik linç saldırıları başlattığını söyledi.
Demokratik Toplum Kongeresi Mardin Delegesi ve Mardin Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Şefik Duman, parlamento önünde yaptığı konuşmada Botan bölgesinde Kürt devletinin kapsamlı saldırı ve katliamlara giriştiğini, Kürt Halkının bu saldırılara karşı büyük bir direniş gösterdiğini söyledi.
Direniş sayesinde binlerce insanın tutuklanmaktan ve katliamdan kurtulduğunu söyleyen Duman, “AKP ve Erdoğan 1 Kasım’da yapılacak seçimlerde tek başına iktidara gelebilmek için katliamlar yapıyor. 5 gündür Cizre’de sojkağa çıkma yasağı var. 13 yaşındaki bir kız çocuğunun cenazesi 3 gün buzdolabında bekletilmek zorunda kalındı. Cizre abluka altına alınmıştır. AKP ve devlet Cizre’nin şahsında tüm Kürdistan Halkına gözdağı vermeye çalışıyor” şeklinde konuştu.
HDP’ye yönelik ırkçı ve faşist saldırılara da değinen Duman, insanlık ve demokrasiden yana olan tüm güçlerin el ele vererek saldırılara karşı koymasının ve Cizre’deki direnişe sahip çıkmasının gerektiğine vurgu yaptı.
Duman, “Geçtiğimiz seçimlerdeki sloganımız Erdoğan’ı başkan yaptırmamaktı. Bu seçimde de Erdoğan’ı padişah yaptırmayacağız diyoruz” şeklinde konuştu.
Gazeteci-Yazar Kurdo Baksi, Türk devleti ve AKP Hükümeti’nin Kürtlerin en haklı taleplerini bastırmak için 7 Haziran seçimlerinden hemen sonra düğmeye bastığını ve savaş politikasına yöneldiğini söyledikten sonra “Erdoğan’ın tek amacı var. Kürt Halkının kimliğini yok etmek. Kürt dilini tamamen yasaklamak. Kürt Halkı bunu asla kabul etmeyecek” dedi.
Yayıncı-Yazar Ragıp Zarakolu ise, dün Türkiye’nin pek çok yerinde HDP’ye yönelik ırkçı saldırılar ile İkinci Dünya Savaşı’ndan hemen önce Nazilerin Yahudilere yönelik saldırılar düzenlenen ‘Kristal Gece’ arasında paralellikler olduğunu söyledi.
Türk devletinin Kürdistan’a bombalar yağdırırken, Türkiye’de de ırkçı ve faşist çetelerin Kürtlere saldırdığını, HDP’ye ait binaları yaktıklarını söyleyen Zarakolu, “Dün Türkiye’de “Kristal Gece’ yaşandı. 6-7 Eylül olayları sırasında İstanbul’da yaşayan 7 yaşında bir çocuktum. Hıristiyanlara yönelik saldırılara tanıklık ettim. Derin devletin adamları Rum, Ermeni ve Yahudilere ait binalara saldırdı. Kiliseleri, gazeteleri ateşe verdi... Dün de benzeri saldırılar HDP’ye ve Kürtlere yapıldı” şeklinde konuştu.
İsveç Barış Derneği Başkanı Kemal Görgü, Kürtlerin dil, kültür ve kimlikleri üzerindeki baskıların kaldırılmasını istedikleri için üzerlerine bombalar yağdırıldığını ve Kürdistan’ın bazı yerleşim birimlerinde olağan üstü hal uygulamasına gidildiğini ve devletin Cizre gibi yerleşim birimlerini ablukaya aldığını söyledi.
Erdoğan’ın başkan olmak ve tekı başına iktidara gelmek için yeniden savaşı başlattığını söyleyen Görgü, “Buna asla izin vermeyeceğiz. Bsavaşın son bulması ve akan kanın durması için mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
Konuşmaların ardından “HDP Halktır, Halk biziz”, “Katil Erdoğan”, “Kanlı ellerinizi Kürdistan’dan çekin”, “Yaşasın Cizre direnişi” gibi sloganlar atan yüzlerce Kürdistanlı parlamentonun ana giriş kapısına yürüdü. Burada oturma eylemi gerçekleştiren Kürdistanlılar parlamento yetkilileriyle görüşme talep ettiler. Türk devletinin ve faşist çetelerin saldırılarının bilançosunu içeren dosyayı yetkililere teslim ettikten sonra Dışişleri Bakanlığına geldiler.
Göstericileri temsilen 4 kişilik heyetin dışişleri yetkilileriyle görüşmesinden sonra “Şehit Namırın” sloganlarını atak Kürdistanlılar eylemlerine son verdiler. Gösteri sırasında İsveç polisinin olası ırkçı provokasyonlara karşı geniş güvenlik önlemleri aldığı gözlendi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder