HDP, Cizre'deki devlet terörünün Meclis'te araştırılmasını istedi.
HDP Şırnak Milletvekilleri Aycan İrmez, Faysal Sarıyıldız, Ferhat Encü ve Leyla Birlik, Meclis'te Cizre'de yaşanan devlet terörünün araştırılması için Araştırma Önergesi verdi.
Önergede, topyekûn savaş konseptinin, 24 Temmuz'da Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları ile başlatıldığına dikkat çekildi.
"Savaşa doymayan ve temel yaşam kaynağını toplumun emekçi ve yoksul halkın evlatlarının kanından sağlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP, 4 Eylül 2015 tarihinde Şırnak’ın Cizre ilçesinde, büyük bir katliamın ve insanlık vicdanını yok edici olayların yaşanacağı toplumsal linç için emir vermiştir. 4 Eylül’de Anayasa’ya aykırı bir şekilde valilik tarafından ikinci bir emre kadar sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş, bütün iletişim kanalları kesilmiş, ilçe tümüyle polis ablukasına alınmış ve ilçeye giriş çıkışlar yasaklanmıştır" ifadelerinin yer aldığı önergede, şunlar belirtildi:
'ERDOĞAN VE AKP BİLANÇOYU GİZLEMEYE ÇALIŞIYOR'
"İlçede sağlık ocakları asker ve polise tahsis edilmiş, ilçenin bütün okul ve yurtları devletin özel güvenlik güçleri ve başka illerden getirilen 200 keskin nişancı ile doldurulmuştur. Yurttaşlar savaş esirlerine dahi uygulanmayacak, düşman hukukuna dahi rahmet okutacak gayri ahlaki bir politika ile esir alınmıştır. Hizmet vermekle görevli yetkililer engellenmiş, ilçeye su vermek için vanaları açmaya giden belediye personeli gözaltına alınmıştır. Cizre Devlet Hastanesindeki sağlık çalışanları kolluk kuvvetlerince tehdit edilmiş, darp edilmiştir. Güvenlikleri olmayan sağlık çalışanları hastaneden alenen uzaklaştırılmıştır. Yaralıların tedavisi de bu şekilde engellenmiş ve ölmeleri için aleni bir çaba sarf edilmiştir. Bu barbarlıkla da yetinmeyen Saray’ın özel savaş güçleri trafoları kullanılmaz hale getirerek İlçeyi elektriksiz bırakmışlardır. Tüm bu insanlık dışı, hukuk dışı, ahlak dışı uygulamaları yerinde tespit etmek isteyen ve aralarında Eş Başkanımız, bakanlarımız ile milletvekillerimizin bulunduğu bir heyet, polis ve askerler tarafından Cizre ilçemize sokulmamak istenmektedir. Açıktır ki, Erdoğan ve AKP Cizre’deki insanlık dışı saldırılarının ve bu saldırıların bilançosunun gizlenmesi için elinde geleni yapmaktadır.
'ERDOĞAN'IN ÖZEL SAVAŞ GÜÇLERİ SALDIRIYOR'
Anayasal yetki sınırlarını aşan ve savaşa karar verme hüviyetine sahip olmayan Cumhurbaşkanı’nın istekleri doğrultusunda, ülkemiz tehlikeli ve ikiyüzlü bir sürecin hatta Cumhurbaşkanı eliyle devreye sokulan devlet terörünün içerisinde bulunmaktadır. Erdoğan’ın özel savaş güçleri tarafından gerçekleştirilen saldırılar tüm hızıyla sürüyor ve nerede duracağı belli değil. Cizre halkına karşı başlatılan savaşın derhal son bulması, katliamların ve hukuksuzlukların önünün kesilmesi ve araştırılması, dahiliyeti olanların belirlenmesi ve hukuki yolların açılması, gerçekleşen keyfi ve yargısız sivil infazların durdurulması, sivil infazları gerçekleştiren kolluk güçleri ve bu infazlar için kolluk güçlerini yetkilendiren veya teşvik eden siyasi sorumlular ile mülki amirler hakkında etkin bir soruşturmanın yürütülmesi, delillerin ve tanıklıkların incelenerek sorumluların yargı önüne çıkarılması için bir Meclis Araştırması açılmasını ivedilikle talep ediyoruz."
NELER YAŞANDI?
Milletvekilleri, önergede yaşatılan vahşette tanıklık ettikleri ve ulaştıkları bilgiler şu şekilde sıraladı:
"*4 Eylül, Mehmet Emin Levent (21) polisin açtığı ateş sonucu yaralanmış, ambulansın gelmesine izin verilmemesine bağlı olarak kan kaybından yaşamını yitirmiştir.
*4 Eylül’de, kolluk kuvvetlerinin yoğun saldırısı, tanklar tarafından atılan bombalar ve sonrasında meydana gelen patlamalar nedeniyle Hacı Ata Borçin (70) ve Xetban Bülbül (65) adlı 2 yurttaşımız kalp krizi geçirerek yaşamlarını yitirmiştir.
*5 Eylül, Nur Mahallesi’nde 35 günlük olduğu öğrenilen Muhammed Tahir Yaramış adlı bebek hastalanmıştır. Ancak Sarayın ve AKP’nin özel savaş güçlerinin ambulansın mahalleye girişini engellemeleri nedeniyle 35 günlük bebek müdahale edilemediği için yaşamını yitirmiştir.
*5 Eylül Cizre’nin Aşk Tepesi’nde konuşlandırılan keskin nişancıların açtığı ateş sonucu 15 yaşındaki H.B. ayağından ciddi yara almıştır. Güvenliği sağlanamayan yurttaş hastaneye götürülememiş, tedavisi diğer yurttaşlar tarafından yapılmaya çalışılmıştır.
*5 Eylül, polisin rastgele açtığı ateşle ona yakın sivil yurttaş yaralanmıştır. Saray güçlerinin engellemeleri sonucu yalnızca 4 yurttaş hastaneye kaldırılabilmiştir. İsimler; B.İ. (16) Ümran Asrak (18), Zinet Dirican (30), Meryem İşcen (40).
*5 Eylül, yaşını öğrenemediğimiz Deniz Gökay adlı yurttaş özel harekat polislerinin açtığı ateş sonucu ağır yaralanmıştır.
*6 Eylül, Nur Mahallesi’nde polislerin attığı bomba sonucu vücuduna isabet eden şarapnel parçalarıyla Sait Çağdavul (19) yaşamını yitirmiştir.
*7 Eylül, Cudi Mahallesi’nde tepelere yerleştirilen zırhlı araçlardan ateş açılması sonucu Cemile Cağırga (13) adlı çocuk yaşamını yitirmiştir. Cemile’nin cenazesi evden çıkarılamadığı süre boyunca, annesi tarafından kokmasın diye buzlara sarılıp bekletilmiştir. Cenazesi iki gün sonra Nur Mahallesinde bulunan camiye bırakılmak istenirken ise kitleyi korkutmak amacıyla kolluk kuvvetleri tarafından uzun süre havaya ateş açılmıştır.
*7 Eylül, keskin nişancıların açtığı ateş sonucu sırtından vurularak yaralanan Osman Çağlı (18) ambulansın geçişine izin verilmediği için sivil araçla hastaneye ulaştırılmaya çalışılmış, ancak araç zırhlı araçlarca sivil araçta tarandığı için hastaneye götürülememiştir. Hastaneye gidişinin engellemesi nedeniyle de kan kaybından yaşamını yitirmiştir.
* 7 Eylül günü polis saldırıları devam ederken Nusaybin Caddesinde 12 yaşındaki Ö.B. adlı çocuk keskin nişancılar tarafından hedef alınarak ağır yaralanmıştır.
*8 Eylül günü aksam saatlerinde yapılan gürültü eyleminde polisin kitle üstüne ateş açması sonucu 15 yaşındaki Gülistan Babat adlı çocuk vurulmuştur. Yaralanan Babat’ın hastaneye götürülmesine polis tarafından izin verilmezken, bölge halkı çocuğun tedavisini kendi olanaklarıyla yapmaya çalışmıştır.
* 8 Eylül günü Nur Mahallesi üzerinde bulunan Ersin Sokak’ta tanklardan atılan top atışlarından dolayı evler yanmıştır. Yanan ev ve araçlara müdahaleye giden itfaiye ekibine, keskin nişancılar ateş açmıştır. Yangına müdahale etmek için araçtan inen itfaiyecilere kolluk kuvvetleri tarafından yapılan saldırıda Lokman Sorgun adlı itfaiyeci yaralanmıştır. Yaralı Sorgun, arkadaşları tarafından itfaiye aracı ile Cizre Devlet Hastanesine kaldırılmıştır. Öte yandan yanan evde, yaşlı bir yurttaş ve bir gencin yanmış cenazelerinin olduğu da belirtilmiştir.
* 8 Eylül’de Cizre’de polis saldırıları şiddetlenerek devam ederken, kanamalı doğum yapan Hayriye Kalkan adlı kadın acılar içerisinde ambulansın getirilmesini beklemiştir.
*8 Eylül 2015’te sağlık sorunu yaşayan İbrahim Çiçek (80) çağrılan ambulansın mahalleye girmesine polislerce izin verilmemesi üzerine yaşamını yitirmiştir.
* 8 Eylül sabahı yaşadığı korku ve stresten dolayı rahatsızlanan 55-60 yaşlarındaki Zeynep Kaçar’ı almaya gelen ambulans, Dörtyol mevkiinde askerlerce bekletilmiştir. Ambulansın alınmaması ve müdahale edilememesinden dolayı yurttaşımız felç geçirmiştir.
*8 Eylül günü Nur Mahallesi Ersin Sokak'ta bir binanın 3.katında zırhlı araçlardan ateş açılması sonucu yangın çıkmış, çıkan dumandan 6 çocuk zehirlenmiştir.
* 8 Eylül, sokağa çıkma yasağının dördüncü günü, Camilerde 4 gün ezan okunamamış ve Cami minareleri keskin nişancılar tarafından işgal edilmiştir. Cudi mahallesinde Mele Ehmed isimli bir cami imamı 6 Eylül’de polislerin açtığı ateş sonucu sırtından vurularak yaralanmıştır.
* 8 Eylül, Şah mahallesinde sokakta oynayan çocukları zırhlı araç taramış, saldırı sonucu 4 çocuk yaralanmıştır. Yine Şah Mahallesinde açık olan fırın kolluk güçlerince basılmış ekmeklere el konulmuştur.
*9 Eylül 2015’te, Yafes Mahallesi’ne ateş açan polisler Özgür Taşkın (20) adlı yurttaşı yaralamıştır. Ambulansın gelmesine izin verilmediği için Özgür Taşkın adlı yurttaş yaşamını yitirmiştir.
*9 Eylül 2015’te Yafes Mahallesi’ndeki evinin önünde oturan Meryem Süne (53), polisin zırhlı araçtan hedef gözeterek açtığı ateş sonucu yaşamını yitirmiştir.
*9 Eylül, Abdullah Özcan (28) kolluk kuvvetlerinin evine açtığı ateş sonucu ayağından yaralanmış, aşırı kan kaybı yaşamış hastaneye ancak saatler sonra kaldırılabilmiştir. Şırnak’a sevk edilmesi gereken Özcan, Şırnak’tan gelen ambulansın zırhlı araç tarafından taranması sebebi ile saatlerce hastaneye ulaştırılamamıştır. Uzun uğraşlarımız ve zorlamalarımızdan sonra Şırnak Devlet Hastanesine kaldırılabilmiştir.
*9 Eylül, kolluk kuvvetlerinin evleri rastgele taraması sonucu 9 yaşındaki Devran Budak evinin balkonunda iken ayağından ve kolundan yaralanmıştır.
*9 Eylül günü, Cudi Mahallesi’nde oturan 45 yaşındaki Mülkiye Taşkın taburdan açılan ateş sonucu yaralanmıştır.
* 9 Eylül gecesi, Cudi Mahallesi'nde Sait Nayici (16), Zeynep Taşkın (17) ve kayınvalidesi Maşallah Edin (35) ile Nur Mahallesi'nden Eşref Edin (55) adlı dört yurttaş kolluk kuvvetleri tarafından hedef gözetilerek katledilmiştir.
*9 Eylül’de yapılan saldırılarda henüz 11 aylık olan Berxwedan Taşkın ile Ayşe Edin ve Ekrem Dayan yaralanmıştır.
*9 Eylül Cudi Mahallesi’nde kendi evlerinde bulunan bir aileye ateş açılmış, açılan ateş sonucu iki sivil kadın katledilmiştir. Öldürülen kadınlardan birinin kucağında olan 6 aylık bebeği de yaralanmıştır. Aynı aileden olan yaşlı bir yurttaş da saldırı anında yaralanmıştır. Yaralı bebek ve yaşlı yurttaş saatlerce, kolluk kuvvetlerince mahalleye girişi engellenen ambulansın gelmesini beklemişlerdir.
*10 Eylül, Şırnak Merkez ve Silopi ilçelerinde ellerinde beyaz bayraklarla Cizre’ye gitmeye çalışan halka kolluk kuvvetleri gerçek mermiler ve biber gazlarıyla saldırmıştır.
*10 Eylül, keskin nişancılar tarafından hedef gözetilerek başından vurulan Selman Ağar (10) adlı çocuk katledilmiştir.
*10 Eylül, 7. gününe giren sokağa çıkma yasağında, keskin nişancılar tarafından vurulan 14 yaşındaki Bünyamin İzci hastaneye götürülemediği için hayatını kaybetmiştir.
* İsmini ve yaşlarını öğrenemediğimiz dört yurttaşın daha öldürüldüğü bilgisi elimize ulaşmıştır. Onlarca yurttaş yaralanmış, yaralanan yurttaşlarımızın bir çoğu evlerde imkansızlıklarla tedavi edilmeye çalışılmaktadır.
* Cizre ilçemizde Yetmiş beş (75) diyaliz hastası sokağa çıkma yasağından ve devletin silahlı güçlerinin “kafasını çıkaranı vururuz” anonslarından hastanelere gidememiştir. Aralarında tedavi göremedikleri için felç geçirenler olmuştur."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder