16 Mart 2015 Pazartesi

Halepçe şehitleri on binlerin katılımıyla anıldı


Halepçe Katliamı’nda yaşamını yitirenler bugün binlerce kişinin katıldığı törenle Halepçe’de anıldı. Yerel saat ile sabah 09:00’da başlayan anmalar iki farklı yerde yapıldı.
Halepçe şehitleri Kürdistan’ın değişik yerlerinden gelen Kürtlerin de katılımıyla kitlesel olarak anılıyor.


Bu yılki anmalar yerel saat ile sabah saat 09:00’da başladı. Tevgera Azadi Eşbaşkanları ve KCK Güney Kürdistan Temsilcisi Ferhan Amara’nın katıldığı ilk anma Halepçe Şehitliği’nde gerçekleştirildi. Binlerce insanın hazır bulunduğu anmada bir konuşma yapan Tevgera Azadi Eşbaşkanı Mıhemed Abdullah, Halepçe Katliamı’nın tüm Kürtlerin bir yarası olduğunu, hiçbir zaman unutulmayacağını, belirtti. 
Abdullah, “Halepçe katliamı’ndan sadece Saddam değil, onu besleyen, ona kimyasal silahları veren herkes sorumludur. Halepçe tüm Kürtlerin buluştuğu bir yerdir bugün. Kürdistan’ın neresinde olursa olsun, bütün Kürtler 16 Mart günü bu acıyı hissediyor. Bugün de halkımızın üzerinde büyük tehlikeler var. Biz ancak gücümüzü birleştirdikçe, birlikte güç oldukça bu tehlikeleri boşa çıkarabiliriz. Halepçe şehitlerine karşı borcumuzdur bu tehlikelere karşı halkımızı korumak. Şengal ve Kobanê’de yeni Halepçeler yaratmak istediler. Ancak büyük direnişle buna izin verilmedi. Çünkü ne Şengal ne de Kobanê, Halepçe gibi sahipsiz değildi” diye konuştu.
KCK ve Tevgera Azad yetkililerinden oluşan heyet şehitlik ziyaretinden sonra, Halepçe şehitleri adına yapılan anıtı ziyaret etti.

İKİNCİ TÖREN MONOMENT’TE

Güney Kürdistan Başbakan Yardımcısı Kubat Talabani, YNK Politbüro üyesi Hero İbrahim Ahmed ve beraberindeki heyetin de katıldığı bir diğer anma da Halepçe şehitleri anıtı Monoment’in arkasındaki sahada gerçekleşti. Anmada konuşan Kubat Talabani, ”biz defalarca halkımızın üzerinde artık katliam tehlikesi yoktur dedik. Ancak bugün görüyoruz ki halen birileri halkımızı katletmek istiyor. Onun için tüm Kürtler bu saldırılara karşı güçlü durmalı ve yeni Halepçelerin yaşanmaması için direnmelidir” diye konuştu. 

DOĞU KÜRDİSTAN’DAN YÜRÜYEREK HALEPÇE’YE GELDİLER

Halepçe Katliamı’na dikkat çekmek için Doğu Kürdistan’ın Bane kentinden yola çıkan bir grup da yürüyerek Halepçe’ye geldi.
Yürüyüşçülerden Sadi Fuladi şunları söyledi: “Biz Halepçe halkının yanında olduğumuzu göstermek için yürüyerek buraya geldik.”
Ali Yusıfi isimli doğu Kürdistanlı ise, “biz Halepçelilerin acılarını bir nebzede olsa paylaşmak, onların acılarına ortak olmak için bu yolu yürüdük. Bu acı aslında sadece Halepçelilerin değil, tüm Kürtlerin acısıdır. Bu katliamla tüm Kürtler hedef alındı. Onun için iki yıldır ben yürüyerek Bane’den buraya geliyorum. Daha farklı etkinliklerle de bu katliamlara dikkat çekilmelidir” diye konuştu.

ENFAL’DE YÜZBİNLER KATLEDİLDİ

16 Mart 1988’de Saddam diktatörlüğünün Halepçe’ye attığı kimyasal gaz sonucu 5 binden fazla Kürt yaşamını yitirdi, binlercesi de sakat kaldı. Saddam Halepçe’den önce de Hacı Umran ve Pencwin’de hardal gazıyla 3 binden fazla Kürdü katletmişti.
1988 Şubat’ında başlayan Halepçe’yle devam eden Enfal hareketinde resmi olmayan rakamlara göre 180 bin Kürt katledildi, binlercesi sakat kalırken, binlercesi de yerinden yurdundan oldu.
Irak Baas rejimi bu katliama El Enfal, yani fethetme operasyonu ismini vermişti. Bu operasyonla Güney Kürdistan’ı boydan boya katliamla fethetmeyi amaçlıyordu. Operasyonun merkez üssü Kerkük’e kurulmuştu ve başında da Ali Hasan-El Mecid vardı. Ali Hasan El Mecid yönetimindeki ordu Kürtleri bir taraftan hava saldırılarıyla, top ve ateşli silahlarla katlederken bir taraftan da kimyasal gazlarla toplu katliamlar gerçekleştiriyordu. Kürtler bu tarihten sonra bu kişiyi “Kimyasal Ali” olarak anacaklardı.

5 BİNDEN FAZLA ÖLÜ

16 Mart 1988’de saat 11:30 Halepçe sokaklarından gittikçe tüm şehre yayılan elma kokusu hissedilmeye başlandı. Elma kokusu on dakika sonra geride 5 binden fazla ölü ve binlerce yaralı bıraktı. 
Halepçe Katliamı’ndan kaçan 3 bin kişi de Şexan’daki bir vadide kimyasal gazlarla katledildikten sonra üzerleri buldozerlerle kapatıldı.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder