EH Bildu Koalisyonu, Puyalón (Aragón), Galiçya Ulusalcı Blok (Bloque Nacionalista Galego, Galiza) ve Halkın Birliği Adayları ( Candidatura d'Unitat Popular, CUP) ortak bir deklarasyon yayımlayarak AKP hükümetine tepki gösterdi.
Suruç Katliamı'na tepki gösterilen açıklamada, katliamın Rojava'da yürütülen devrimci, sosyal, ekonomik ve politik projeye yönelik sembolik bir saldırı niteliğinde olduğuna dikkat çekildi.
Türkiye'nin Medya Savunma Alanları'na saldırı ve siyasi soykırım operasyonlarına da başvurarak Kürtleri hedef aldığına değinilen açıklamada, "Türkiye'nin stratejisindeki bu dönüşten sonra, hükümet ve Kürt ulusal ve toplumsal özgürlük hareketi arasında yürütülen barış müzakere süreci de bozularak, barış umutlarının ölmesine neden oldu. Yaşam, çok-kültürlülük, antifaşizm, radikal demokrasi ve kadınların özgürlüğü için savaşan, Kürt halkının öz-örgütlülüğü üzerine kurulmuş mücadelesini, faşist ve kökten dinci IŞİD'e indirgeyerek Türkiye baskıcı stratejisini devam ettirmiştir" denildi.
"Kürt sorununun çözümü ve Türkiye'de demokratikleşme sürecinin önünü açmak için başlatılan ve bugüne kadar çok az bir mesafe katedilen sürecin ikinci yılında, Türk hükümeti barışa yönelik kibirli tavrını bir kez daha ortaya koymuştur" ifadelerinin yer aldığı açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Bizler Suruç'ta yapılan katliamı kabul etmediğimizi bildirerek, kurbanların aileleri ve arkadaşlarına dayanışma ve sevgilerimizi dile getiriyor ve aynı zamanda Kürdistan ve Türkiye'de siyasal, sosyal ve ekonomik alternatifler yaratanlara desteğimizin sürdüğünü bir kez daha belirtiyoruz."
Suruç Katliamı'na tepki gösterilen açıklamada, katliamın Rojava'da yürütülen devrimci, sosyal, ekonomik ve politik projeye yönelik sembolik bir saldırı niteliğinde olduğuna dikkat çekildi.
Türkiye'nin Medya Savunma Alanları'na saldırı ve siyasi soykırım operasyonlarına da başvurarak Kürtleri hedef aldığına değinilen açıklamada, "Türkiye'nin stratejisindeki bu dönüşten sonra, hükümet ve Kürt ulusal ve toplumsal özgürlük hareketi arasında yürütülen barış müzakere süreci de bozularak, barış umutlarının ölmesine neden oldu. Yaşam, çok-kültürlülük, antifaşizm, radikal demokrasi ve kadınların özgürlüğü için savaşan, Kürt halkının öz-örgütlülüğü üzerine kurulmuş mücadelesini, faşist ve kökten dinci IŞİD'e indirgeyerek Türkiye baskıcı stratejisini devam ettirmiştir" denildi.
"Kürt sorununun çözümü ve Türkiye'de demokratikleşme sürecinin önünü açmak için başlatılan ve bugüne kadar çok az bir mesafe katedilen sürecin ikinci yılında, Türk hükümeti barışa yönelik kibirli tavrını bir kez daha ortaya koymuştur" ifadelerinin yer aldığı açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Bizler Suruç'ta yapılan katliamı kabul etmediğimizi bildirerek, kurbanların aileleri ve arkadaşlarına dayanışma ve sevgilerimizi dile getiriyor ve aynı zamanda Kürdistan ve Türkiye'de siyasal, sosyal ve ekonomik alternatifler yaratanlara desteğimizin sürdüğünü bir kez daha belirtiyoruz."
AKP'YE VE ULUSLARARASI KAMUOYUNA ÇAĞRI
Açıklamada, Türk hükümetine şu çağrı yapıldı: "Kürt hareketi ve Kürt halkının yanısıra, Türk ve Kürt radikal demokratik siyasal seçimlerine yönelik taciz ve baskı stratejisine son vermeye; gözaltına alınan ve tutuklanan aktivist ve sendikacıları acilen serbest bırakmaya; barış ve bu çatışmanın çözümüne odaklanmaya çağırıyoruz.
Türk devletinin şu an içinde bulunduğu pozisyon, sadece daha fazla acı, daha fazla yerinden edilmiş ve sürgün edilmiş insanlar yaratmanın yanısıra, bütün demokratik ve çoğulcu yaşam şekillerini tehdit edenlere de daha fazla hegemonya sağlayacaktır."
Açıklamada, uluslararası kamuoyuna da AKP'nin savaş konseptine karşı harekete geçme çağrısı yapıldı.
Türk devletinin şu an içinde bulunduğu pozisyon, sadece daha fazla acı, daha fazla yerinden edilmiş ve sürgün edilmiş insanlar yaratmanın yanısıra, bütün demokratik ve çoğulcu yaşam şekillerini tehdit edenlere de daha fazla hegemonya sağlayacaktır."
Açıklamada, uluslararası kamuoyuna da AKP'nin savaş konseptine karşı harekete geçme çağrısı yapıldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder