28 Temmuz 2015 Salı

Kobanê'ye, Suruç'a daha güçlü geleceğiz



Suruç katliamına ilişkin açıklama yapan sosyalistlerin ortak mesajı: Bedeli ne olursa olsun Rojava Devrimi’nin yanındayız, Kobanê sana yine geliriz. 

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF), Ezilenlerin Hukuk Bürosu, Bilim Eğitim Estetik Kültür ve Sanat Araştırmaları Vakfı (BEKSAV), 31 insanın AKP destekli DAİŞ çeteleri eliyle öldürüldüğü Suruç katliamına ilişkin açıklama yaptı.
Cezayir toplantı salonunda düzenlenen basın toplantısına katliamdan yaralı olarak kurtulan SGDF'liler ile şehit ailelerinden Cemil Yıldız'ın eşi Sultan Yıldız katıldı. Ayrıca ESP Genel Başkanı Sultan Ulusoy, SKM Sözcüsü Fadime Çelebi, SYKP MYK Üyesi Gülseren Pusalıoğlu, EMEP İl Başkanı Güven Gerçek, SORDAP Temsiclisi Kezban Konukçu, Halkevleri Genel Sekreteri Nuri Günay, TOHAV, SDP, HDP, ÖHD temsilcileri de basın toplantısına katılanlar arasında yer aldı.
Salona Suruç şehitlerinin fotoğrafları asılırken, masaya şehitleri temsilen karanfiller konuldu.
Kurumlar ve katliama tanık olanlar adına açılamalar ESP İl Başkanı Çiçek Otlu, Ezilenlerin Hukuk Bürosu adına Gülhan Kaya, BEKSAV adınan Kenan Ağbulut ile yaralı SDGF'liler İlke Başak Baydar ve Özgür Bedel katıldı.
Otlu, Ankara'da yaşanan saldırıyı hatırlattı, "O saldırıda genç bir kadın arkadaşımız 'sarayı başına yıkacak' demişti Erdoğan'a'. Gerçekten de gençlik o sarayı başınızı yıkacak" dedi.


BAYDAR: BİZLER GEZİ'NİN ÇOCUKLARIYIZ
Otlu'nun ardından SGDF adına İlke Başak Baydar söz aldı.
"Beraber Savunduk Beraber İnşa Ediyoruz" şiarıyla başlatılan kampanyaya iişkin bilgi veren Baydar, katliam anına ilişkin olarak, "20 Temmuz Pazartesi günü ise Kobanê'nin yeniden inşası için getirdiklerimiz ve kampanyamız boyunca topladığımız oyuncak ve yardım malzemelerimiz ile Suruç'taydık. Tam da Kobanê'ye geçmek için son hazırlıklarımızı yaparken AKP destekli faşist-sömürgeci IŞİD çetesinin bombalı saldırısına uğradık. 31 düş yolcusu, 31 can yoldaşımızı bu saldırı sonucunda yıldızlaşarak ölümsüzlğüe uğurlarken, yüzlerce arkadaşımız ise ağır yaralı şekilde hastanelere kaldırıldık" diye konuştu.
Gezi'nin ruhuyla Kobanê'ye gittiklerini anlatan Baydar, "Bizler Gezi'nin çocuklarıyız. Gezi'de dayanışmayı gördük, Gezi'de komünleri gördük. Kadınların özgürlük haykırışını Gezi'de işittik, eşitlik ve kardeşliği Gezi'de daha iyi tanıdık. Ve en önemlisi faşizme isyanı, direnmeyi, egemenlerin karşısında diz çökmemeyi Gezi'de milyonlarla yaşadık. İşte tam da bu yüzden Kobanê'ye giderek yeniden inşa çalışmalarına katılmaya karar verdik.  Gezi'nin ve Kobanê'nin direnci arasında köprü olmak için yola çıktık. Ortadoğu'daki kan deryasının ortasında yükselen Rojava Devrimi'nde direnci, özgürlüğü, kadın devrimi ve gençlik iradesini bulduk. Katliamlarla halklara kan kusturan, kadınları köleleştiren IŞİD'karşı yıkılmayan Kobanê'de bulunmak istedik. Yıkık bir şekilde ayağa kalkmayı bekleyen Özgürlüğün ve direnişin kentine çocuk parkı, kütüphane, hatıra ormanı ve müze inşa ederek dayanışmayla yaralarını sarmak istedik.
Ancak AKP hükümetinin TIR‘larla silahlandırdığı, lojistik desteğini hiçbir zaman esirgemediği IŞİD çetesinin gerçekleştirdiği bu kanlı katliam karşı karşıya kaldık"  şeklinde konuştu.
"Hiç tereddütsüz şunu söyleyebiliriz. Acılıyız, üzgünüz, öfkeliyiz ama şaşkın değiliz" diyen Baydar, "Unutmuyoruz. Bizlere 'Kobanê için sevinmeyin, oraları nasıl inşa edeceksiniz' diyerek fetvalar veren AKP hükümetinin ta kendisiydi. Ve çok iyi biliyorlardı ki bizler Kobanê'ye geçebilseydik, Kobanê üzerindeki tecrit yerle bir edilmiş olacaktı. İşte bu yüzden bizleri katliamla karşı karşıya bıraktılar" dedi.
Suruç katliamının bir savaş ilanının başlangıcı olduğuna dikkat çeken Baydar, "Suruç Katliamı ile SGDF’nin hedeflenmesi ise özel bir anlam taşımaktadır. SGDF bulunduğu bütün alanlarda Rojava Devrimi’ni kendi devrimi olarak görmüş, her alanda bu devrimin ve direnişin bayrağını yükseltmiştir. SGDF eski üyeleri Emre Aslan, Sinan Sağır ve enternasyonal komünist Ivana Hofman’ın Rojava topraklarında ölümsüzleşmesi bu güçlü politik bağın göstergesidir. SGDF bu yüzden hedeflenmiştir" diye konuştu
Şehitleri uğurlama törenlerine dikkat çeken Baydar, şunları söyledi: "Yoldaşlarımızn cenazelerini omuzlarında taşıyanlar AKP ve IŞİD çetelerine karşı direnişin simgesi haline dönüşmüşlerdir. Dünyanın her yerinden gençlik örgütleri ve halklar da bu katliam karşısında sessiz kalmamıştır. Ortadoğu'dan Avrupa'ya kadar dünya hakları SGDF'yi ve Suruç Şehitlerini sahiplenmişlerdir. Ayrıca yoldaşlığın en güzel örneklerini sergileyen bütün gençlik örgütlerine ve bütün  yoldaş kurumlara bir kez daha teşekkür ediyoruz. Yaralarımızı sarmaya çalışarak, yeniden ayağa kalkmak için çabaladığımız bugünlerde gösterilen dayanışma asla unutulmayacak ve zafere kadar bu yoldaşça yürüyüşümüz devam edecektir."
'DERNEĞİMİZ YÖNELİK SALDIRLARIN SORUMLUSU AKP'
Siyasi soykırım operasyonlarına dikkat çeken Baydar, "Derneğimize ve üyelerimize dönük her saldırının sorumlusu AKP hükümeti ve devlettir" dedi.
Kobanê'nin inşasına, Rojava Devrimi‘ne sahip çıkmaya devam edeceklerini belirten Baydar, "Biz buradan bir kez daha yineliyoruz. Her ne pahasına olursa olsun Kobanê'nin inşasına, Rojava Devrimi'ne sahip çıkmaya devam edeceğiz. Yürüttüğümüz kampanya artık milyonların kampanyası olmuştur. Bizleri durdurabileceklerini zannedenler yanılıyorlar. Yarın Kobanê'ye, Suruç'a daha güçlü geleceğiz. "Beraber Savunduk Beraber İnşa Ediyoruz" kampanyasını sahiplenen, parçası olan herkesle devrime akacağız" dedi.
İlke Başak Baydar, SGDF olarak taleplerini şöyle açıkladı: "Katliamın sorumluları derhal bulunmalı ve yargılanmalıdır. Suruç Katliamı dosyasındaki gizlilik kararı bir an önce kaldırılmalıdır.  SGDF üyelerine dönük polis takipleri ve telefon tacizleri durdurulmalıdır. Bizlerin de parçası olduğu HDP'ye ve vekillerimize dönük saldırgan söylemlere son verilmelidir.
Şehit düşen yoldaşlarımız ile ilgili ise sizden bir talebimizin olması söz konusu değildir. Onların ideallerini yaşatmak, eşit özgür bir dünyayı inşa etmek, gençliği sosyalizm ile buluşturmak ve katillerinden hesap sormak bizim boynumuzun borcudur."
KAYA: DEVLET SORUMLULUĞU ÜZERİNDEN ATMAK İSTİYOR
Ardından Ezilenlerin Hukuk Bürosu avukatlarından Gülhan Kaya söz aldı. Devletin katliamdaki sorumluluğu üzerinden atmak için spekülasyonlar yarattığını belirtti. "Bombacıların SGDF heyeti ile geldiği" iddiasının tamamen yalan olduğuna dikkat çeken Kaya, "Katliamın sorumluluğunun kime ait olduğu çok iyi biliyoruz. Karşımızda IŞİD ile kolkola geçmiş bir hükümet var" dedi.
Olay yerini gören çokça güvenlik kamerası olduğunu belirten Kaya, bu görüntülerin ne kadarın polis tarafından toplandığını bilmediklerini söyledi. Dosyanın Urfa'ya gönderilmesinin ardından "gizlilik" kararı alındığını belirten Kaya, "Soruşturmanın sağlıklı yürütebilmesi için bu soruşturmaya taraf olmamız gerektiğini belirttik. Savcılık ise bir süre beklememiz gerektiğini söyledi. Gizlilik kararına itiraz ettik. İki sulh ceza mahkemesi itiramızı reddetti" diye konuştu. "İlk yapılanın gizlilik kararı olması, bizi dosyanın dışına itmek istiyorlar. Bu soruşturmanın çok kısıtlı bir şekilde sadece bombacı katil üzerinden sürdürüleceği yönünde bir kaygımız var. Ancak biz tüm bağlantılarının açığa çıkartılmasını istiyoruz" dedi. Müvekkillerinin ifadelerinin alınmak istendiğini belirten Kaya, "Ancak dosyayı gördükten sonra müvekillerimizin ifadelerinin alınmasını istiyoruz" dedi. Kaya şöyle konuştu: "Tek fail ile bu dosyayı kapatmak istiyorlar. Biz o bombacının oraya girişini sağlayan, insanların yaralılara ulaşmasını engelleyen, bombacıların sınırdan geçişlerini sağlayan görevliler ve bu bombacıların varlığını bilip gerekli işlem yapmayan MİT görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Tüm şehit ailelerine ve yaralı müvekkilerimize söz veriyoruz, sonuna kadar bu sürecin takipçisi olacağız."
Kaya yaralılar hakkında bilgi verdi: "150'nin üzerinde arkadaşımız yaralandı. Şu anda 19 yaralımızın tedavileri hastanelerde devam ediyor. 1'i Kocaeli, 5'i Urfa, 1'i Diyarbakır, 1'i Samsun, 1'i Antep, 1'i Hakkari, 1'i Ankara, 1'i Malatya ve 7'sinin İstanbul'da tedavileri sürüyor. Mert Cömert'in hayati tehlikesi devam ediyor" dedi.
BEKSAV Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Ağbulut, 7 çalışanlarının kültür merkezi inşası için Kobanê'de olmayı hedeflediklerini söyledi, "5 çalışanımız yaralandı, 1 çalışanamız da gözaltına alındı" dedi.
AKP'nin HDP'ye yönelik söylemlerine dikkat çeken Ağbulut, "Çok üzgünüz, gül yüzlü yoldaşlarımızı kaybettik" diye konuştu.
BEDEL: TÜM BUNLARIN SORUMLUSU DEVLET
Kadıköy'deki saldırıda polisin saldırısına maruz kalan SGDF'li Özgür Bedel, "Saldırının failini biliyoruz, bunu söylemeye çekinmiyoruz" dedi. Kadıköy'deki eyleme yönelik polis saldırısını hatırlatan Bedel, şöyle konuştu: "Gerçekleştirilen bu saldırılar bir siyasal soykırım sürcinin devamı ve faillerin sorumluluğunun bulunması, insanların duyarlılığının artırılmasına engel olmak için çıkartılan saldırılardır. Bu saldırıları devletin başındaki organizatörlerin, yöneticilerin gerçekleştirdiğini, sadece üzerindeki bombayı patlatan şahsın değil, cumhurbaşkanından istihbaratçısına tüm devlet yöneticilerinin bilgisi dahilinde olduğnuu ifade etmek için sokaklara çıktık ve şiddete maruz kaldık."
Bedel, polislerin takip, taciz ve tehditlerinin devam ettiğini anlattı, "Tüm bunların sorumlusu devlet, AKP yönetimi olduğunu bir kez daha bildiriyoruz. Şehitlerimizden bile korktuğunu gösteren devlet, şiddetini her alanda gösterdi. Kadıköy'deki eylemde de buna tanık olduk. Katliamdan yaralı olarak dönen ve eylemde gözaltına alınan arkadaşlarımıza işkence ve baskı uygulandı" diye konuştu.
Bedel, devletin insanların iradesini kırmak için her türlü imkanı devreye soktuğunu belirtti, "Bunların hepsi mücadeleyi geriye düşürmek için yapıldı. Ancak yapılan saldırılar bizim öfkemizi hiçbir şekilde dindirmeyecek. Hesabını sormamıza hiçbir şekilde engel olmayacaktır. Bu devletin katliamlarından hesap sorma amacından bizi saptıramayacaktır. Biz kaybettiğimiz onlarca yoldaşımızın gerçekleştirmek istediği hayalleri elbette zafere ulaştıracağız" dedi.
ESP İl Başkanı Çiçek Otlu, kampanyayı "Kobanê yine sana geliriz" ve "Katillerden hesap soracağız" sloganıyla devam ettireceklerini belirtti, "1 Eylül şehit yoldaşlarımızın 40'ına denk geliyor. 1 Eylül'den itibaren kampanyamızı büyüteceğiz. Asla unutmayacağız, asla affetmeyeceğiz, hesabını soracağız" diye konuştu.
Otlu, HDP ve katliama maruz kalan sosyalistleri hedef gösteren hükümet medyasının basın toplantısını izlemesine izin vermediklerini belirtti, "Boykotumuz sürüyor. Objektif haber yapmadıkları sürece boykotumuz devam edecek" dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder