HDP, 17-25 Aralık'taki
yolsuzluk operasyonu için Meclis Araştırması istedi. Verilen araştırma
önergesinde, söz konusu yolsuzluğun Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluğu
olduğuna dikkat çekilerek, "Başbakan’ın çocuklarından ve bakanlardan
tutalım da yabancı iş adamlarına kadar geniş bir şebekeyi içerisine alan bu
yolsuzluk iddiaları aradan iki yıla yakın bir süre geçmesine rağmen herhangi bir
etkin adli işleme tabi tutulmamıştır" denildi.
HDP Grup Başkanvekilleri
Pervin Buldan ve İdris Baluken, AKP tarafından gerçekleştirilen yolsuzlukların
araştırılması amacıyla Meclis Araştırması istedi.
'AYAKKABI KUTULARI, PARA
KASALARI, PARA SAYMA MAKİNELERİ...'
Buldan ve Baluken, konuya
ilişkin verdikleri araştırma önergesinde, "Türkiye’de yolsuzlukla yüzleşme
anlamında ciddi bir hakikat arayışı gereklidir. Yolsuzluğun sadece idari,
bürokratik ve adli değil, siyasi arka planının var olduğu gerçekliği de unutulmamalıdır.
Türkiye’nin başta Kürt sorunu olmak üzere köklü sorunları çözememesinden
kaynaklı gelişemeyen demokrasi kültürü ve hukuk devleti niteliği siyasilerin,
bürokrasinin ve finans çevrelerinin içerisinde olduğu yolsuzluk girişimlerine
zemin hazırlamıştır" dedi.
Son dönemde Türkiye’de
yolsuzluğun gündemleşmesinin, 17-25 Aralık 2013'te yapılan bir polis operasyonu
ile gerçekleştiğine dikkat çekilen önergede, şu ifadelere yer verildi:
"Bu operasyonlar
sırasında çok sayıda gözaltı gerçekleşmiştir. Gözaltına alınanlar arasında
siyasetçi yakınlarının, finans çevrelerinin, iş adamlarının olması ve basına
yansıdığı kadarıyla evlerde yapılan aramalarda bulunanlar yolsuzluk kanısını
güçlendirecek şekildedir.
Dolarlar ile dolu ayakkabı
kutuları, para kasaları, para sayma makineleri, yüzlerce milyarlık kol saati
hediyeleri, uluslararası boyutu da olan bu yolsuzluk iddialarını güçlü
kılmaktadır. Nitekim kurulan yolsuzluk networkleri tipik bir siyaset, iş
dünyası ve kuryelerin dâhil olduğu yolsuzluk ilişkilerini ortaya koymaktadır.
Nitekim yolsuzluk operasyonlarından sonra yaşanan iktidar kavgası da bu
operasyonların tarafları olan iktidar kliklerine dair toplumda yer alan
kuşkuları derinleştirecek niteliktedir. Çünkü bir yanda yolsuzluklara adı
bulaşmış, haklarında ciddi deliller bulunan siyasetçilerin, ellerindeki iktidar
erkini kullanarak soruşturmada yer alan kamu görevlilerini bertaraf etmeye
çalışması diğer yanda ise soruşturmayı yürüten kamu görevlilerinin delilleri ve
yolsuzluk iddialarını iktidar klikleri arasındaki anlaşmazlık dönemine
saklaması söz konusudur."
'ERDOĞAN'IN ÇOCUKLARINDAN
YABANCI İŞ ADAMLARINA KADAR GENİŞ BİR ŞEBEKE'
Tüm dünya kamuoyunu da uzun
süre meşgul eden 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonlarında iddia edilen yolsuzluk
miktarı hacminin, Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluğunun yapıldığını
gösterdiğine değinilen önergede, "Başbakan’ın çocuklarından ve bakanlardan
tutalım da yabancı iş adamlarına kadar geniş bir şebekeyi içerisine alan bu
yolsuzluk iddiaları aradan iki yıla yakın bir süre geçmesine rağmen herhangi
bir etkin adli işleme tabi tutulmamıştır. Aksine, yolsuzluk şebekesi içerisinde
değerlendirilen kişiler, ülkede işsizlik had safhaya varmışken, çatışmalı bir
ortam söz konusuyken nispet yaparcasına yat turları düzenlemekten geri
durmamıştırlar. Bu cesareti sağlayan kaynaklardan biri TBMM’nin geçen yasama
döneminde yolsuzluklara ilişkin kurduğu komisyon olmuştur. 24. Yasama döneminde
kurulan komisyon Cumhurbaşkanı’nın baskısı ve AKP’nin sayısal çoğunluğu
yüzünden yolsuzlukla mücadelede etkin bir işlev görmek yerine, yolsuzlukların
üstünü örtmek şeklinde işlev görmüştü" diye kaydedildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder