STK temsilcileriyle görüşen HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, AKP'ye 'masaya dönme ve süreci devam ettirme' çağrısında bulundu. Direnecek güçte olduklarını belirten Demirtaş, "Süreç erken seçimi beklemeyecek kadar naziktir" dedi. STK temsilcileri ise AKP'nin sonradan inkar ettiği Dolmabahçe Mutabakatı sırasında umutlandıklarını belirtti.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, esnaf ve sanatkar odalarının başkanlarıyla Meclis'teki HDP Toplantı Odası'nda bir araya geldi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, esnaf ve sanatkar odalarının başkanlarıyla Meclis'teki HDP Toplantı Odası'nda bir araya geldi.
'HALK HAKKANİYETTEN YANA SESİNİ ÇIKARMALI'
Demirtaş, STK'lerin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Sizin bugünkü mesajlarınızı önemsiyoruz. Eminim ki hepimiz çok dertliyiz. El ele verince çözülmeyecek dert yoktur. Sizler de el ele verdiğinize göre halkın en fazla acısını çeken kişilerin temsilcilerisiniz. Hem evlatlarımızı yitiriyoruz, canlarımız yanıyor hem de ekonomimiz büyük zarar görüyor. Sizlerin barış girişimi son derece kutsaldır. Biz HDP olarak bütün barış taleplerini sahipleniyoruz" dedi.
Demirtaş, halkın hakkaniyetten yana sesini güçlü çıkarması sonucunda, siyasetçilerin de Kandil'in de halkın sesine kulak vereceğini söyleyerek, sivillerin savaşa karşı daha fazla seslerini yükseltmelerini isteyerek, "Silahlar konuştu diye siviller susarsa her yerde şiddetin hakim olmasının önünü açarız. Sivil toplumun konuşması gerektiği zamanlardayız. Savaş istemiyoruz deme zamanıdır. Yitirdiğimiz her can bu ülkenin evladıdır. Acılar arasında ayrım yapmak; annelerin babaların gözyaşları arasında ayrım yapmak barış kanallarını tıkar. Biz çok iyi biliyoruz ki, bir Kürdün annesiyle bir Türkün, Arabın annesinin gözünden akan yaşın rengi aynıdır. Onun yürek acısı değişmez. Evladın giydiği üniformaya göre acı değişmez. Acılarımız arasına ayrım koymayacağız. Bütün cenazeler bizimdir" diye konuştu.
Yaşanan savaştan 78 milyonun ve ülke ekonomisinin zarar gördüğünü belirten Demirtaş, istikrarın şiddet ortamından zarar gördüğünü, ekonominin darbe aldığını ve bundan herkesin zarar gördüğünü vurguladı.
Demirtaş, halkın hakkaniyetten yana sesini güçlü çıkarması sonucunda, siyasetçilerin de Kandil'in de halkın sesine kulak vereceğini söyleyerek, sivillerin savaşa karşı daha fazla seslerini yükseltmelerini isteyerek, "Silahlar konuştu diye siviller susarsa her yerde şiddetin hakim olmasının önünü açarız. Sivil toplumun konuşması gerektiği zamanlardayız. Savaş istemiyoruz deme zamanıdır. Yitirdiğimiz her can bu ülkenin evladıdır. Acılar arasında ayrım yapmak; annelerin babaların gözyaşları arasında ayrım yapmak barış kanallarını tıkar. Biz çok iyi biliyoruz ki, bir Kürdün annesiyle bir Türkün, Arabın annesinin gözünden akan yaşın rengi aynıdır. Onun yürek acısı değişmez. Evladın giydiği üniformaya göre acı değişmez. Acılarımız arasına ayrım koymayacağız. Bütün cenazeler bizimdir" diye konuştu.
Yaşanan savaştan 78 milyonun ve ülke ekonomisinin zarar gördüğünü belirten Demirtaş, istikrarın şiddet ortamından zarar gördüğünü, ekonominin darbe aldığını ve bundan herkesin zarar gördüğünü vurguladı.
'TESLİM OLMAYA DEĞİL MASAYA ÇAĞRI YAPILSIN'
Demirtaş, tek yolun müzakere olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Bu durumdan çıkışın tek ve biricik yolu müzakeredir, konuşmaktır. Konuşmak erdemdir, onurlu bir tutumdur. Küçültücü değildir. İnsanların sorunlarını konuşarak çözmesi haysiyetli bir duruştur. Son üç yıldır devam eden ağır aksak da olsa ilerleyen çözüm ve diyalog sürecinin tekrar başlaması lazım. Ellerin tetikten çekilerek tarafların masaya davet edilmesi lazım. Çünkü konuşmak ayıp bir şey değildir. PKK için de devlet için de onur kırıcı bir şey değildir. Teslim ol çağrıları yerine masaya davet etmek daha vicdani, ahlakidir. Bundan korkmamamız lazım. Türkiye toplumu olarak derhal elinizi tetikten çekin, şiddet dursun ve bin bir zahmetle kurulan müzakere masasına geri dönülsün, bu iş masada tümüyle çözülsün dememiz gerekir.
Böyle dönemlerde demokratik siyaset kanallarını sonuna kadar açık tutmak da çözümün bir parçasıdır. Parti kapatma, dokunulmazlıkların kaldırılması gibi tartışmalar demokratik siyaset kanallarını açmaz, tıkar. Ne kadar çok demokrasi, o kadar az şiddet ve silah olur. İkisi aynı anda olmaz. Demokrasiyi sınırlandırıp, siyaset kanallarını tıkamaya kalkarsanız, siz kendi elinizle şiddete destek vermiş olursunuz. Bizim Allah'tan başka kimseden korkumuz yok. Halkımıza verdiğimiz barış sözü var. Biz bu söze karşı mahçup olmamak için uğraşıyoruz. Yoksa dokunulmazlıkları hepbirlikte kaldıralım. 550 milletvekilinin dokunulmazlığı olmasın. Oda başkanlarının dokunulmazlığı mı var? Bizim de olmasın, vatandaşların dokunulmazlığı mı var? Fakat bu tür baskı yöntemi olarak dokunulmazlıklar gündeme getirilirse bu yalnızca gerilim yaratıyor. Tansiyonu yükseltiyor. Bizim bütün dünyaya ve toplumumuza her şeye rağmen siyaset kanalları açıktır mesajı vermemiz lazım."
Böyle dönemlerde demokratik siyaset kanallarını sonuna kadar açık tutmak da çözümün bir parçasıdır. Parti kapatma, dokunulmazlıkların kaldırılması gibi tartışmalar demokratik siyaset kanallarını açmaz, tıkar. Ne kadar çok demokrasi, o kadar az şiddet ve silah olur. İkisi aynı anda olmaz. Demokrasiyi sınırlandırıp, siyaset kanallarını tıkamaya kalkarsanız, siz kendi elinizle şiddete destek vermiş olursunuz. Bizim Allah'tan başka kimseden korkumuz yok. Halkımıza verdiğimiz barış sözü var. Biz bu söze karşı mahçup olmamak için uğraşıyoruz. Yoksa dokunulmazlıkları hepbirlikte kaldıralım. 550 milletvekilinin dokunulmazlığı olmasın. Oda başkanlarının dokunulmazlığı mı var? Bizim de olmasın, vatandaşların dokunulmazlığı mı var? Fakat bu tür baskı yöntemi olarak dokunulmazlıklar gündeme getirilirse bu yalnızca gerilim yaratıyor. Tansiyonu yükseltiyor. Bizim bütün dünyaya ve toplumumuza her şeye rağmen siyaset kanalları açıktır mesajı vermemiz lazım."
'DİRENECEĞİZ'
Her şeye rağmen, kendilerine oy veren 6 milyon kişi ve aileleriyle birlikte, oy vermeyip de duaları kendileriyle olanlarla birlikte bütün haksızlıklara karşı direnebilecek güçte oldukları belirten Demirtaş, "Biz demokratik, barışçıl yol ve yöntemlerle kendimizi savunabiliriz. Arkamızdaki halk iradesi buna yeterlidir. Bu yürüyüş bazen inişlidir, bazen çıkışlıdır. Hiçkimse demokratik yol ve yöntemleri tıkayacak işlere girmemelidir. Silaha dönüş bir seçenek olarak düşünülmemelidir" diye konuştu. Demirtaş, "Bütün zorluklara karşın parlamentoda demokratik siyaset alanında direneceğiz. Bu topraklar hepimizin ortak vatanıdır. Hangi kimlikten olursa olsun insanların öz yurdudur. Öz yurdunda herkesin onurlu bir insan olarak yaşama hakkını savunacağız" dedi.
ESNAF: DOLMABAHÇE'DE UMUTLANMIŞTIK
HDP'yi ziyaret eden Türkiye Esnaf ve Sanaatkarlar Konfederasyonu Genel Başkanvekili Burhan Aksak ise daha önce başlatılan barış sürecine ilişkin insanların dua ettiğini belirterek, "Bizim ricamız, barış sürecinin devam etmesi, barış sürecinden vazgeçilmemesi. Biz başbakan ve CHP genel başkanıyla da görüşüp bunları söyleyeceğiz. İnsanlar dua ediyordu, bunu bedduaya çevirmeyin" dedi.
Diyarbakır Esnaf ve Sanaatkarlar Konfederasyonu Alican Erdemoğlu, Dolmabahçe'nin herkes gibi kendilerini de umutlandırdığını belirterek, "Bu umudun kaybolmaması için barış süreci neye mal olursa olsun, gerekirse istifa edin halka inin. Ölümleri duymak istemiyoruz" diye konuştu.
Diyarbakır Esnaf ve Sanaatkarlar Konfederasyonu Alican Erdemoğlu, Dolmabahçe'nin herkes gibi kendilerini de umutlandırdığını belirterek, "Bu umudun kaybolmaması için barış süreci neye mal olursa olsun, gerekirse istifa edin halka inin. Ölümleri duymak istemiyoruz" diye konuştu.
'DOKUNULMAZLIK KALKACAK DİYE İLKEMİZDEN VAZGEÇMEYİZ'
Soruları da yanıtlayan Demirtaş, kendisiyle ilgili başlatılan soruşturmanın da yeni olmadığını ancak yeni gündeme getirildiğini ve Meclis'e gönderildiğini belirterek, "Barış önünde engel olduğumuza yürekten inansak biz görevlerimizi bırakırız. Mevzu bizim koltuklarımız değil. Biz aradan çekilirse parlamentoda olmazsak o gün ülkeye barış gelecekse, canımızı vermeye hazırız ne koltuğu" diye konuştu. Dokunulmazlık tartışmalarına da, "Dokunulmazlığımız kalkacak diye ilkemizden, ahlakımızdan ve savunduğumuz şeylerden vazgeçecek miyiz? Leyla Zana, Orhan Doğan, Hatip Dicle vazgeçti mi?" sözleriyle karşılık veren Demirtaş, "Bir daha o günlere dönmememiz lazım. Leyla hanım tekrar parlamentoda, onu içeri atanlar nerede?" diye konuştu.
'SÜREÇ ERKEN SEÇİMİ BEKLEMEYECEK KADAR NAZİKTİR'
Erdoğan'ın azınlık hükümetiyle erken seçime gidilebileceği açıklamasının sorulması üzerine Demirtaş, "Çözüm süreci erken seçimi bekleyemeyecek kadar naziktir. Geçici hükümet de olsa geçici hükümet savaş kararı alıyor da barış kararı mı alamıyor? Beklememek lazım. Her gün canlarımız gidiyor. Erken seçim kararı alınsa da bizim derhal müzakereye masaya tarafları döndürecek bir siyasi irade göstermemiz lazım. Azınlık hükümeti olur, erken seçim olur bunlar demokratik sistemlerin gereğidir. Halkın huzuruna tekrar çıkarız. Halk ne derse saygı duyarız. Saygı duymayanlar biz değiliz, saygı duymayanlar belli. Bizim aciliyetimiz sandık değil, canlar gidiyor canlar. Bunu durdurmamız lazım. Bütün anaların eli yüreğinde" diye cevap verdi.
'BUGÜN KONUŞMAYANLAR İLELEBET KONUŞMASIN'
Demirtaş, "Kısmet olursa önümüzdeki hafta Kılıçdaroğlu ile bir araya geleceğiz" diyerek, diğer partilere de kapılarının kapalı olmadığını belirtti. Demirtaş, şunları kaydetti: "Günü saati belli olmadı ama siyasetçiler bugünlerde konuşmayacak ve birbiriyle diyalog kurmayacaklar bir daha mümkünse ilelebet konuşmasınlar. Biz diyaloğa açığız. Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan, Sayın Bahçeli dahil olmak üzere bizi yok sayanlar dahil olmak üzere. Bizim kapılarımız barış için açıktır. Biz de barış için bütün kapılara gideriz
Seçime kilitlenmekten çok barışa kilitlenmek zorundayız. Seçim işleri kolay işlerdir. Kim kazanır kim kaybeder onlar seçim meydanında belli olur."
Seçime kilitlenmekten çok barışa kilitlenmek zorundayız. Seçim işleri kolay işlerdir. Kim kazanır kim kaybeder onlar seçim meydanında belli olur."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder