29 Temmuz 2015 Çarşamba

TBM: Tecride son verilmeden çözüm süreci ve barışı canlandırma imkanı yoktur

TBM Sözcüsü Hakan Tahmaz, "Öcalan’ın tecrit durumuna son vermeden çözüm sürecinin  veya barış umutlarını yeniden canlandırmanın imkanı yoktur” dedi.


Türkiye Barış Meclisi (TBM), savaş konseptine geri dönen AKP’ye  "Elini tetikten çek" çağrısında bulunmak amacıyla Cezayir Toplantı Salonunda bir  basın toplantısı düzenledi. Çok sayıda demokratik kitle örgütünün hazır bulunduğu toplantıya TBM Sözcüsü Hakan Tahmaz, TBM Danışma Kurulu Üyeleri, Ermeni aydın Tatyos Bebek ile Turan Sarıtumur, SHP eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ziya Halis, Hukukçu Nurcan Kaya, SES Yöneticisi Sevgi İnce ve Gazeteci Murat Çelikkan katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan TMB Danışma Kurulu Üyesi Tatyos Bebek, "Türkiye’de artık her  şey yoluna gidiyor derken, umutlar yeşermişken ve yaklaşık iki yıldır kanın dökülmediği ölüm haberleri gelmediği bir ortamda girmiş, 7 Haziran seçimlerde toplum barışa onay vermişken, ne yazık ki çözüm süreci masası devrildi ve resmen bir savaş başladı" diyerek, '90'lı yılları andıran çok kötü günler yaşadığını vurguladı. Bebek, TBM olarak, dökülen kanların barışa evrilmesi  için çaba gösterdiklerini ve bu gidişata 'dur' demek için bir araya geldiklerini belirtti.

'TÜRKİYE OHAL ÜLKESİNE DÖNDÜ'

TBM Sözcüsü Hakan Tahmaz ise  savaşın durdurulması ve acilen atılması gereken adımların üç başlık altında sıralandığı açıklamayı okudu. 7 Haziran seçimlerinde seçmenin tercihini yapmasında etken olan birkaç konudan birinin de 3 yıla yakın zamandır sürdürülen çözüm süreci olduğunu, sandıktan barış arzusu ve çözüme destek çıkmasına  rağmen,  28 Şubat 2015'deki Dolmabahçe toplantısı sonrası yaşanan  gelişmelerle  sürecin fiilen kesintiye uğradığını belirten Tahmaz, "7 Haziran sonrası yaşananlar, Suruç Katliamı, silahlı eylemler, askeri- siyasi operasyonlar ise çatışmasızlığı ortadan kaldırdı. Lanetlediğimiz savaş dönemine dönüldü. Türkiye olağanüstü hal ülkesine döndü. Gözaltılar, tutuklamalar, yasaklar ve ölümler günlük yaşamımızın bir parçası oldu" diye konuştu.
Bu tutum nedeniyle çözüm süreci ve barışın siyasi öncelik olmaktan çıktığına işaret eden Tahmaz, bu ülkede silahın ve savaşın sorun çözme yöntemi olmadığını altını çizerek, “Taraflar derhal ellerini tetikten çekmeli, savaş durdurulmalıdır. Devlet aklında radikal paradigma değişikliği yaşanmadan Kürt sorununun demokratik çözümü ve silahın toplumsal/siyasal yaşamdan çıkması oldukça zor olacağı ve zaman alacağı artık çok nettir” dedi. 

'TECRİDE SON VERİLMELİ'

Her şeyden önce barışa ve çözüme taraflar arasında müzakere ile ulaşılabildiğini da açıkça görüldüğünü  ifade eden Tahmaz, çözüm sürecinde alınan yolda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın varlığı ve pozitif rolü çıplak bir gerçekken, Öcalan'a tecrit uygulandığını söyledi.  "Öcalan’ın tecrit durumuna son vermeden çözüm sürecinin  veya barış umutlarını yeniden canlandırmanın imkanı yoktur” diyen Tahmaz, "Zaman geçirilmeden Öcalan’a uygulan tecride son verilmeli; yasal ve anayasal haklarını kullanmasının  engellenmemesi gerekiyor" diye ekledi.

ATILMASI GEREKEN ADIMLAR

Yeni kurulacak hükümetin  barış konusunda tavrının net olması gerektiğine vurgulayan Tahmaz,  atılabilecek  adımları şöyle sıraladı: "Hızla bir önceki dönemde çıkarılan 6551 sayılı adına Çözüm Yasa’sı denilen kanun, demokratik muhtevaya kavuşturulmalı, işlevli, katılımcı ve kapsayıcı hale dönüştürülmelidir. Bu süreçte en fazla eksikliği hissedilen bir unsurun da işlevli ve toplumsal karşılığı olan bir üçüncü göz işlevi görecek gerçek anlamda bağımsız bir izleme heyeti olduğu açıktır. Böylesi bir heyet zaman geçirilmeden oluşturulmalıdır. Konu üzerine çalışan sivil toplum örgütleri sürecin, etkin katılımcı ve işlevli birer parçası olmaları sağlanmalıdır. Dünya deneylerinden de yararlanarak eşit müzakerenin, yasal ve kurumsal  etkin  yapıları oluşturulmadır."

'BARIŞ HEMEN ŞİMDİ'

SES eski yöneticisi Sevgi İnce, şimdilerde tüm toplumun savaş konusunda kaygı yaşadığı bir atmosfere girildiğini hatırlatarak, bu kaygının derhal barışa evrilmesi gerektiğini söyledi. İnce, "Ne olursa olsun bizlere düşen, topluma düşen gerçekten barış talebini güçlendirmektir. Ve bu barışı toplumsallaştırmak ve baskı unsuru haline getirmektir.  Barış hemen şimdi olmalı. Çünkü biz biliyoruz ki, barış eninde sonunda olması gereken bir şeydir" dedi.

'AKP’NİN ÇÖZÜMDE SAMİMİ OLMADIĞI ORTAYA ÇIKTI'

Ziya Halis ise "Neden birden masa devrildi" diye sorarak, 7 Haziran’dan sonra halkın hükümet görevi vermediği bir siyasi iktidarın bunu yapmasının düşündürücü olduğunu söyledi. "Newroz’da Öcalan’ın mektubuyla başlayan bu süreçte siyasi iktidarın bu konuda samimi olmadığını düşünenlerdendim” diyen Halis, buna rağmen bu süreci desteklediğini ancak vakit geçmeden  hükümetin süreç konusunda samimi olmadığının doğru çıktığını belirtti. Halis, "Seni başkan yaptırmayacağız’ diyen siyasi bir partiyi barajın  altında bırakmaya çalıştı ve HDP barajın altında kalmayınca,  HDP’yi cezalandırmaya başlayan bir  tutum ortaya koydu" diyerek, AKP ‘ye derhal bu çifte standart tutumundan vazgeçme çağrısında bulundu.
Hukukçu Nurcan Kaya da, taraflar arasında ateşkesin sağlanmasının  en önemli ayaklarından birinin geçmişle yüzleşme ve adalet  komisyonun kurulması olduğunu dile getirerek, "Çözüm süreci başladığından beri hükümetin yapabileceği şeyler vardı. Bunlar; seçim barajının düşürülmesi, anadilde eğitim ve yerel yönetimlerin oluşturulmasıydı ancak hükümet bunların hiçbirini yapmadı” dedi.

'ANALARI AĞLATANLAR TARİHİ SAYFALARA GÖMÜLMÜŞTÜR'

TBM Danışman Kurulu Üyesi, Kürt aydın Turan Sarıtemur , AKP’nin savaş politikasına şu sözlerle tepki gösterdi: "Sortilerle sonuç alınmak isteniyor. Sortilerle açılan çukurlara toplumda düşüyor. Oysa doğada bazı canlılar düştüğü çukura bir daha düşmez. Ancak bazı insan grupları düştüğü çukura tekrar düşüyor. Ve onun için bazı insan gruplarını doğadaki bazı canlıları örnek alması gerekiyor. Analar ağlamasın deyip anaları ağlatanlar tarih sayfalarına gömülmüştür."
Gazeteci Murat Çelikkan ise Türkiye açısından barışın vazgeçilmez olduğuna vurgu yaparak, "Seçim sonuçlarına göre, halk tarafından kabul görmemiş bir iktidar Türkiye’yi savaşa sürüklüyor. Erdoğan, çözüm sürecinin başından beri masayı devirdi” dedi.  '90’lı yıllarda faili meçhul cinayetlere imza atan JİTEM’cilerin  beraat edilmesini hatırlatarak, bu sürecin Türkiye’nin nasıl savaşa hazırlandığını gösterdiğine dikkat çeken Çelikkan, Erdoğan’ın HDP ile ilgili açıklamalarını da hatırlatarak, "Bu  politikalara dur diyecek, HDP dışında bir parti yok. HDP bunu dediği için cezalandırıyor" dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder