Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi, “Tüm Kürt gençliği YDG-H içerisinde meşru hak olan öz yönetimlerini korumaya ve özgürlük mücadelesinin etrafına kenetlenmeye çağırıyoruz” dedi.
Yazılı bir açıklama yapan Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi (YDG-H), Cizre’nin gelişen görkemli direnişinden dolayı yurtsever Kürt halkı ve gençliğini selamladı. Cizre halkının ortaya koyduğu serhildan ve direniş ruhuyla Berivanların diyarı olduğunu ve öyle kalacağını tarihi yenileyerek, gösterdiğini kaydeden YDG-H “Bu direnişte varlığına ve özgürlüğüne sahip çıkarak şehit düşen yurtsever insanlarımızı saygıyla anıyoruz. Başta şehit ailelerine ve yurtsever halkımıza başsağlığı diliyoruz. Şehitlere bağlılığımızın gereği olan mücadelemizi yükseltme sözünü bir kez daha veriyoruz.
Kürt halkı olarak içinden geçtiğimiz tarihi süreçte varlığını koruma ve özgürlüğünü sağlama mücadelesinde büyük kazanma ve büyük kaybetme ile karşı karşıyayız. Kırk yılı aşkındır süren mücadelemiz tarihinin en güçlü dönemini yaşamaktadır. Kürt halkı Kobanê’de büyük bir direniş sergileyerek neler yapabileceğini herkese çok açık göstermiştir. Bu direniş ruhu tüm Kürtlerin yekvücut olduğu büyük bir direniş olmuştur. AKP, tüm Kürt karşıtı faşist güçleri bir araya getirerek, Kobanê’de Kürt halkının üzerine DAİŞ kılıfı ile saldırıya geçirtmiştir. Ama bu görkemli direniş ile AKP planı boşa çıkmış, büyük bir yenilgi almıştır. Girê Spî’de kazanılan zaferle direniş taçlandırılmış, yenilemez denilen DAİŞ hüsrana uğratılmıştır. AKP büyük bir panik içerisindedir. 7 Haziran seçimlerinde de Kürt özgürlük hareketi Erdoğan’ın başkanlık hayallerini de suya düşürmüştür. Kürt Özgürlük Hareketi büyük bir zafer ile seçimlerden çıkmış, bunun karşısında Erdoğan büyük bir öfke ile Kürtlere karşı topyekün savaş başlatmıştır. Erdoğan DAİŞ’i destekleyerek bombalı eylemler yapacak güçlerin önünü açarak Kürt ve Türk toplumuna korku salmayı hedeflemiştir” dedi.
Kürt Özgürlük Hareketi ve Türkiye’deki devrimci güçlere karşı büyük tutuklama operasyonları başlatıldığını da hatırlatan YDG-H, halkın sindirmek, korkutmak ve karşısında duramaz hale getirilmek istendiğini kaydetti.
“Erdoğan terörüne karşı Kürt gençliği ve Kürt halkı kendini koruma ve savunmasını almaya başladı. Erdoğan çözüm sürecini fırsat bilerek başkanlık sistemini ve kendini korumak için de yasalarda hiçbir karşılığı olmayan özel polis sistemini yani DAİŞ’in polisleşmiş kılıfını kendisi için örgütledi. Bu karanlık gücü ile Kürdistan’da terör estirmeye başladı. Bunun karşısında Kürt halkına direnmekten başka hiçbir yol ve yöntem bırakılmamıştır” denilen açıklamada 24 Temmuz itibariyle Kürt halkına karşı topyekün bir saldırı başlatıldığını vurguladı.
Maddi ve manevi bütün değerlere saldırıldığını belirten YDG-H açıklamasında şunları vurguladı: “Saldırılar karşısında halkın devlet ve devletin tüm kurumlarına karşı hiç bir güveni kalmamıştır. Bunlar yerine öz gücüne dayanak kendi kendini yönetmeye karar almıştır. Çünkü bu halkın devlete karşı hiçbir güvencesi kalmamıştır. Kanunlar, yasalar, tüm kurumlar Erdoğan için çalışmaktadır. Basın da çıkan küçük cılız seslere de delirmişçesine saldırmaktadır. Her şeyi kendi hizmetine almaya çalışmaktadır. Buna gelmeyenlere karşıda savaş açmaktadır. Kürt özgürlük hareketi Erdoğan önündeki en büyük engeldir. Bu yüzden Kürt halkına karşı savaş açmıştır. Kürt halkına da başta Cizre olmak üzere, Silopi, Farqin, Varto, Gever ve Amed'de devletin karanlık güçleri Kürt halkına hunharca saldırıya geçmiştir. Kürt halkı ve gençliği bu saldırılar karşısında direnişe geçmiştir.
Cizre'de karanlık güçlerin halka karşı geliştirmiş olduğu saldırılar püskürtülmüş, mahallelere girememişlerdir. Bu saldırılar karşısında 9 gün boyunca geliştirilen direniş sonucunda karanlık güçler büyük kayıplar vermiştir fakat bu kayıplarını gizlemek zorunda kalmıştır. 40’a yakın ölüsü bir o kadar yaralısı vardır. Aynı zamanda halkı imha aracı olarak kullandığı 12 tane zırhlı aracı ağır darbe almıştır. Sonuç olarak karanlık güçler kaybetmiş ve direnen halka gerçekliği kazanmıştır. Cizre halkı, Silopi’de şehit Eriş yoldaşın ve yanında kahramanca savaşıp teslimiyeti asla kabul etmeyip şehit düşen üç yoldaşın çizgisine sahip çıkmış ve Kürt halkının direniş çizgisi olduğunu kanıtlamıştır. Bu direniş karşısında neye uğradığını şaşıran karanlık güçler Cizre’de yaşlı, çocuk, kadın, genç demeden halkımıza katliam yapmıştır. Cizre’yi kuşatmaya alıp 120 bin nüfusluk şehir halkını potansiyel suçlu göstermeye çalışmıştır, katliamdan geçirmek istemiştir. Bu karanlık güçlerin planını Kürt gençleri ve halkı direnerek bozguna uğratmıştır. Bu direnişte yurtseverlik görevlerini yerine getiren başta Kürt gençleri olmak üzere Kürt halkını selamlıyoruz. Bu direnişin tüm Kürdistan’da yaygınlaşması ve her yerin Cizreleşmesi gerekmektedir. Ancak bu şekilde karanlık güçlerin Kürt halkına uygulamak istedikleri soykırım durdurulabilir.”
Kürt halkı ve gençliğinin ancak bu direniş ruhu ile kendi öz yönetim ve özgürlüğünü kazanabileceğini kaydeden YDG-H “YDG-H olarak meşru hak olan halk meclisinin ilan ettiği öz yönetim kararını sonuna kadar savunacağımızı ve yaşam bulması için mücadele içinde olacağımızı tekrar belirtiyoruz. Bunun için de tüm Kürt gençliği YDG-H içerisinde meşru hak olan öz yönetimlerini korumaya ve özgürlük mücadelesinin etrafına kenetlenmeye çağırıyoruz. Bu direniş bütün Kürt gençliği için büyük bir şeref ve onurdur. Gün özgürleşme ve zafer günüdür. Bu her Kürt gencinin üzerine düşen tarihsel bir görevdir. Kürt gençliği kendi halkına ve Önderliğine gelen hiçbir saldırıyı kabul etmeyecek ve cevapsız kalmayacaktır” dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder