İnsanlık antik çağlardan bu yana duvarlar örüyor. Farklı gerekçelerle başlasa da modern dünyada duvarlar, "utanç" kaynağı haline geldi.
İnsanları bölen duvarlar her defasında yıkıldı veya aşıldı ancak bundan gerekli dersler çıkarılmadı.
Zaman zaman ırkçı duvarlar örüldü, çoğu zaman da göçe karşı sınırlar boyunca yüzlerce kilometrelik dikenli teller ve beton duvarlar yükseltildi.
Utan Duvarı olarak adlandırılan Berlin Duvarı'nın yıkılışı üzerinden 25 yılı aşkın bir zaman geçti. Avrupa yeniden duvarları keşfetti. Bulgaristan'dan Manş Denizi'ne kadar göçmen ve mültecileri engellemek için duvarlar ve setler örüldü.
En son örneği Macaristan, Sırbistan ile olan sınırına 175 kilometre boyunca kurdu dikenli teller oldu. Bununla birlikte Türkiye, Suriye ve Kürtlerle olan sınırlarına beton bloklar yerleştirdi.
1990'lı yılların başlarında İspanya, Kuzey Afrika sınırlarına dikenli teller koydu. Yunanistan 2012'de Türkiye karşına duvar örerken bir benzerini Bulgaristan 2014'te yaptı.
Ancak bu duvarlardan hiç biri göçü engelleyemedi. Tıpkı 2015 yazından olduğu gibi yüzbinlerce göçmen ve mültecinin sınırları aşmayı başardığı gibi.
CEUTA BARİYERİ
1993'te Ceuta Bariyeri ya da İspanyolca adıyla "Valla de Ceuta", Fas ile İspanya'nın Afrika kıyısı üzerindeki otonom şehri Ceuta'yı birbirinden ayıran fiziki bir duvar olarak önem kazandı. 33 milyon Euro’ya mal olan duvar 12 km'lik paralel duvarlardan oluşuyor. Duvarın yüksekliği 6 metre ve üzeri tellerle kaplı.
İspanya'nın oluşturduğu bu duvar "Avrupa Kalesi"nin sembolü haline geldi. 2015 yılının başından bu yana 3 bin 700 göçmenden sadece 100 kadarı bu duvarı aşmayı başardı.
Mayıs 2014'te bu kez Fas Devleti, Melilla etrafında 5 metre yüksekliğinde, üstü dikenli tellerle kaplı duvar örmeye karar verdi.
EVROS DUVARI
Yunanistan, Edirne'nin karşısında 12 km'lik kara sınırına duvar ördü. O dönemde Avrupa Komisyonu, Evros ya da diğer adıyla Meriç duvarını finanse etmeyi reddetmişti. Yararsız olarak değerlendirildi. Yararsız olduğu zamanla anlaşıldı. Göç için Bulgaristan ya da deniz üzerinden yeni yollar açıldı. Her gece Ege Denizi üzerinden, 10 km'lik bir mesafe olan deniz koridorundan mülteciler Yunanistan'ın Kos adasına geçiyor.
BULGARİSTAN DUVARI
Bugüne kadar Avrupa'ya girişin küçük bir kapısı olarak değerlendirilen Bulgaristan son zamanlarda yoğun göç akışına konu oldu. Çoğunluğu Suriyelilerden oluşan mülteciler Türkiye üzerinden Bulgaristan'a ulaşıyorlar.
2013'te bu şekilde 11 bin kişi, Bulgaristan ile Türkiye arasındaki 260 kilometre uzunluğundaki sınırdan geçmeyi başardı. Bu sınır bini aşkın polis tarafından gözetim altında tutuluyor.
Avrupa'nın en yoksul ülkelerinden biri olan Bulgaristan göç akışını engellemek için 2014'te 30 km boyunca 3 metre yüksekliğinde dikenli tellerden oluşan duvar ördü. Bu duvar en az dağlık olan alanlara kuruldu. Sınırları koruma adı altında 2014'te Avrupa Birliği'nden alınan 15 milyon Euro’luk paranın bir kısmı kullanılarak bu duvar 130 kilometre daha uzatılacak. Duvarın toplam maliyeti 46 milyon Euro olarak değerlendiriliyor.
MACARİSTAN DUVARI
Göç karşısında Avrupa Birliği'nin kendisini terk ettiğini düşünen Macaristan'ın muhafazakar hükümeti, 2015 yazında Sırbistan ile olan sınırına 175 km'lik duvar örmeye başladı. Dikenli tellerden oluşan bu duvar Ağustos sonundan önce tamamlandı. Budapeşte hükümeti Sonbahar'da bu duvarın aşılmasına yönelik tüm teşebbüsleri kriminalize etmek amacıyla bir yasa geçirmeyi öngörüyor.
Binlerce polis, eğitimli köpekler ve helikopterler sınırda harekete geçirildi. Ordunun da devreye konulması planlanıyor. 2015 yılının başından bu yana Macaristan'a 140 bine yakın göçmen ulaştı. Çoğunluğu Irak, Suriye, Afganistan ve Afrika ülkelerinden geliyorlar.
CALAIS DUVARI
Fransa ile İngiltere'yi ayıran Manş denizinin kıyısındaki Fransız kenti Calais'te mültecilerin İngiltere'ye geçişini engellemek için 3 kilometre boyunca 2 ila 4 metre yüksekliğindeki duvarlar örüldü. Bu duvarların etrafında gözetim kameraları da yerleştirildi.
Eylül ayı başı itibariyle halen 3 bin dolayında göçmen Calais bölgesinde İngiltere'ye geçmenin yollarını arıyordu. İngiltere'ye giden tünelde yaz boyunca her gece 2 bin dolayında sızma gerçekleşti. En az dokuz göçmen bu teşebbüsler sırasında hayatını kaybetti. Fransa Calais kentinde Ocak 2016'ya kadar bir göçmen kampı kurmayı planlıyor.
AKDENİZ DUVARI
Kara duvarlarına bir de deniz duvarlarını eklemek gerekiyor. Akdeniz göçmenler açısından çok geniş ve ölümcül bir duvar olarak dikkat çekiyor. Ocak ayı başından bu yana 2 bin 500'ü aşkın göçmen ve mülteci Akdeniz üzerinden Avrupa'ya ulaşmak isterken sulara kapılarak can verdi.
Duvarlar örüldükçe insanlık, 3 yaşındaki Kürt çocuğu Aylan Kurdi'nin küçük bedeni gibi yıkılara vurmaya devam edecek.
Tarih boyunca hiç bir duvar göç karşısında dayanamadı, bundan sonra da dayanamayacak. Bu duvarlar insanlığı utandırmaktan öteye bir anlam taşımayacak ve yıkılmaya mahkum olacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder