Cizre’de sokağa çıkma yasağının ardından halk ve özel hareket timleri arasında yaşanan çatışma sonucu 21 kişi yaşamını yitirirken, tank ve bomba atarlarla mahallelere dönük gerçekleşen bombalı saldırılara rağmen halk, evlerini terk etmeyeceğini belirtiyor. Cizre’ye Kürdistan’ın farklı kentlerinden, Türkiye ve Avrupa ülkelerinden izleme ve inceleme heyetlerine; “Cizre’de ya büyük bir katliam olur ya da kendi yurdumuzu terk etmeyeceğiz” ısrarını sürdürüyor.
ANF’ye konuşan Cizreliler, “Bundan sona bize insan gözüyle bakmayanların karşısında ilk kadınlar olarak çıkacağız” mesajı verdi.
Sosin İmrağ: 10 gün devletin saldırısı altında birbirimize dayanışma içerisinde olmasaydık belki birçoğumuz susuzluktan ölürdük. Su şebekeleri patlatılmıştı, damlarımızda bulunan su depolarını polisler bilinçli olarak hedef alıyordu. Ayrıca erzakı olmayanlara gençler vurulmayı göze alarak, yemek ulaştırıyordu. Hatta birçok genç aslında bu şekilde katledildi. Botan’da insanlar belki çok varlıklı olmayabilir ama bir komşusunun açlık ile karşı karşıya kaldığını kimse duymamıştır. Herkes birbirine yardım eder, devletin bu saldırıları dayanışma ruhunu daha da geliştirdi. Şu an ocakta pişen yemekten herkes istifade eder. Devletin çocuklarımızı katletmemesi için nasıl hepimiz birlik olmuşsak yaşamda da birlikteliğimizi sağlayacağız. On gün boyunca devletin kurumları sadece bizi bombaladı. Devlet mahallelerimize sadece çocuklarımızı tutuklamak için geliyor biz artık bunu kabul etmeyeceğiz.
Meryem Budak: Mahallelerde daha önce sürekli baskı ve tutuklama için gelen polislere bir çare bulunması için mahalle meclisleri toplantı aldı. Toplantıda ‘biz bu saatten sonra hukuksuzca çocuklarımızı evden alıp cezaevine atan polisleri mahalleye girmelerine müsaade etmeyeceğiz, ya hepimizi öldürürler ya da çocuklarımızı tutuklanmalarına izin vermeyeceğiz’ kararı verildi. Biz de bunu kabul ettik ve etmeye de devam edeceğiz. Zor şartlarda yetiştirdiğimiz çocuklarımızı polis bir gün gelip eve baskın yapıyor, gözaltına alıyor ve 10 yıl, 20 yıl cezaevinde tutma kararı veriyor. Biz buradan herkese çağrı yapıyoruz; bizim çocuklarımız kurbanlık koyun mu? Bizi düşman gören Türk devletine sesleniyoruz, aklınızı başınıza alın. Bundan sona bize insan gözüyle bakmayanların karşısında ilk kadınlar olarak çıkacağız. Bu saten sonra devlet mahallelerimize girmeyecek ve kendi kendimizi biz yöneteceğiz. Sizin bu düşmanlık yapan devletinizin yasaları kuran ayeti mi? Biz sizin yasalarınızı artık tanımıyoruz.
Nurettin Boran: Irak ve Suriye’den sonra Kuzey Kürdistan’da halkımıza saldıran aynı güç ve aynı zihniyettir. Biz iddia ediyoruz bunlar IŞİD’çidir. Kadın, çocuk demeden herkesin üzerine kurşun yağdıran bu devletin asker ve polislerine karşı bundan sonra bize tek seçenek direnmek kaldı. Bu IŞİD halifesi talimat vermiş, önüne kim çıkarsa vurun demiş. Ne adına? Din adına! Cizre’de 350 cami bulunuyor, bir de Müslümanlık adına Cizre halkı katlediliyor. Yazıklar olsun onun Müslümanlığına. Devlet bunu çok iyi bilmeli; bizim 40 yıllık tecrübemiz var, bundan sonra da boyun eğmek yaşam bize haram olsun, bir damla kanımız kalana kadar direnmeye devam edeceğiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder