17 Eylül 2015 Perşembe

21. yüzyıl direniş destanı: Kobanê

Kobanê'ye DAİŞ saldırıları 2014 baharında başladı. Newroz Bayramı'nın Miştenur Tepesi'nde kutlanmasının hemen ardından 22 Mart günü DAİŞ çeteleri Kobane'ye yönelik ilk saldırılarını gerçekleştirdi. Daha önce El Nusra çeteleri ile savaşan ve yenilgiye uğratan YPG/YPJ'nin de  DAİŞ ile ilk karşılaşması bu değildi. Cizire kantonuna saldıran DAİŞ çeteleri ile YPG/YPJ savaşçıları arasında daha önce çatışmalar yaşanmıştı. Ancak, Suriye'de bulunan başta El Nusra olmak üzere birçok çeteyi tasfiye ettikten sonra ortaya çıkan uluslararası paramiliter çete DAİŞ'in Rojava'ya yönelik saldırılarının merkezinde her zaman Kobanê yer aldı.


TESADÜF DEĞİLDİ
Kobanê'nin hedef seçilmesi tesadüf değildi. Baas rejiminin Arap kemeri politikası sonucunda  birbirinden izole edilen Rojava kentleri, Rojava Devrimi'nin ardından ilanı yapılan kantonlar arası bağlantının kopuk olmasına yol açtı. Arap kemeri politikası ile Araplaştırılan Girê Spi (Til Ebyad) Suriye'de iç savaşın başlaması ile birlikte çetelerin üssü haline gelirken Kobanê'nin Cizîrê kantonu ile bağlantısını da kesiyordu. Diğer tarafta, yine aynı politika kapsamında Ermenilerden arındırılarak Araplaştırılan Cerablus kenti de iç savaş ile birlikte çetelerce işgal edilerek Kobanê ve Afrin arası bağlantının da kesilmesini beraberinde getiriyordu. Bu tablo içerisinde DAİŞ çeteleri Türk devleti ile ortak stratejileri çerçevesinde, diğer kantonlara göre tümden kuşatma altında bulunan, askeri olarak sistemi oturmayan, küçük bir bölge olan ama aynı zamanda önemli bir stratejik konumu ifade eden Kobanê kantonuna saldırmayı uygun görmüştü.

DAİŞ'E ROJAVA'YI İŞARET EDEN, TÜRK DEVLETİYDİ
Kobanê’nin işgal edilmesi Türk devleti açısından Cizire ve Afrin kantonlarının da tümden kuşatılması ve Rojava Devrimi'nin boğulması anlamına gelirken, müttefiki DAİŞ üzerinden Orta Doğu’ya açılan yeni bir kapı ve yine DAİŞ ile ticaret hacminin biraz daha büyümesi anlamına da geliyordu. Yakın stratejisini Orta Suriye üzerine kuran DAİŞ çetelerinin gündemine yakın strateji olarak Rojava’yı Türk devleti sokmuştu. Rojava Devrimi ve felsefesini her zaman düşman gören ve Rojava’ya saldırması kaçınılmaz olan DAİŞ çetesi Türk devletinin önüne koyduğu bu stratejiyi çıkarlarına uygun gördü; Suriye’de ilk iş olarak  Rojava ve Kobanê kantonuna saldırıya geçti. DAİŞ için müttefik Türkiye’ye açılan yeni bir kapı, işgal alanlarına yeni alanlar katmak, Cizire ile Afrin’i kuşatmak için bulunmaz bir fırsat olarak görülüyordu. Ve tabii ki en önemlisi Türk devleti ile kazanacağı stratejik ortaklık.
Tüm bu hesaplar ile birlikte devrimin fitilinin ateşlendiği  ve Baas rejiminin ilk olarak Rojava Kürdistan topraklarından atıldığı yer olması da Kobanê’yi her iki güç için başat hedef haline getiriyordu. Bu kapsamda  DAİŞ çeteleri ilk saldırısını 22 Mart günü Kobanê’nin güneyinde gerçekleştirdi. DAİŞ çeteleri öncesinde Kobanê’nin çevresinde bulunan Girê Spi, Cerablus, Minbic, Sirin, kentlerini bir bir ÖSO (Özgür Suriye Ordusu) ve El Nusra çetelerinin elinden aldı. Kobanê sınırlarına dayanan çeteler, batıda Fırat Nehri kenarında bulunan Şexler hattına da yerleşti. Kobanê artık tümden kuşatma altına alınmıştı. İlk saldırı  Sirin’den başladı. Sirin buğday depoları etrafında  başlayan çatışmalarda YPG/YPJ’nin büyük bir direnişi ile karşılaşan çeteler, Suriye’de ilk defa askeri darbe almaya başladı. Daha önce girdikleri tüm kentleri, bölgeleri neredeyse karşılarındaki güçleri ezerek ele geçiren çeteler, ‘"kolay lokma’" gördükleri, askeri ve silah açısından yetersiz olan Kobanê’ye yönelik daha ilk saldırılarında küçük bir YPG/YPJ grubu tarafından adeta bozguna uğratıldı.

İLK DEFA GERİ ÇEKİLDİLER!
Sirin’de ilk darbe alan çeteler aynı günün akşamında doğuda Kendalê köyüne saldırı gerçekleştirdi. Kendalê,  büyük kentleri, bölgeleri ele geçiren ve o güne kadar hiçbir saldırısında geri çekilmeyen DAİŞ çetelerinin  ilk defa geri çekilerek kaçtıkları bir yer olarak tarihe geçti. Komutan Hebun ve Siyabend komutasında hareket eden Kendale köyündeki YPG/YPJ grupları 22 Mart gününün akşamında destana dönüşen tarihin sayfalarını yazmaya başladı. Yüzlerce kişilik çete gruplarına karşı sınırlı bir sayı ve silah gücü ile direnen Kendalê köyündeki YPG/YPJ savaşçıları çetelere ağır darbeler indirdi. Köyün yarısına kadar giren çeteler çatışma boyunca kırktan fazla kayıp vererek köyden kaçtı. Kobanê’ye ilk saldırısında darbe yiyen ve yenilgiyi tadan DAİŞ çeteleri saldırdıkları gücün direniş kararlılığı ve iradesi karşısında işlerinin sandıkları gibi kolay olmadığını anlamaya başlıyordu.
Nisan ve Mayıs ayları boyunca saldırılarını sürdüren DAİŞ çetelerine karşı sadece kırk kişilik bir profesyonel YPG/YPJ gücü ve Kobanê’ de halktan oluşan öz savunma güçlerinin ferdi silahlar ve el yapımı el bombaları ile sergilediği direniş, yine gelişecek olan direnişin gücünü ortaya koyuyordu.

ZORLU DÖNEM
Kobanê’de artık zorlu bir dönem başlıyordu. Üç taraftan kuşatılan Kobanê kantonunun su ve elektriği de çeteler tarafından kesilmişti, gıda ve temel ihtiyaçlar konusunda sıkıntılar başlamıştı. Tek çıkış noktası Kuzey Kürdistan olan Kobanê’ye buradan yardımların gelmesini de Türk devleti engelliyor ve adeta DAİŞ adına Kobanê’yi kuzeyden de Türk devleti kuşatma altına alıyordu. Tüm koşulların üstesinden öz kaynaklarına dayanan ortak üretim, eşit bölüşüm, ortak yönetim ve öz savunma ile geliniyordu  Su ihtiyacı açılan kuyulardan sağlanıyor, elektrik elde kalan mazot sayesinde devreye sokulan ortak jeneratörlerden veriliyordu. Askeri olarak el yapımı silah ve bombalar  ile savunma yapılıyor, gençler YPG/YPJ saflarında eğitilerek öz savunma savaşı büyütülmeye çalışılıyordu. Kobanê’de 2014 baharında bunlar yaşanırken DAİŞ çeteleri de mevcut saldırı biçimleri ve silah gücü ile sonuç alamayacaklarını anlamış ve Kobane’ye yönelik ilk kapsamlı, büyük saldırı dalgasının hazırlıklarına başlamıştı.

HAZİRAN SAYFASI YAZILMAYA BAŞLIYORDU
Haziran ayı geldiğinde Kobanê’de artık büyük bir savaş yaşanıyordu. Üç cephesinde başlayan saldırılarda iki güç arasındaki silah ve sayısal fark belki de tarihte rastlanmayacak düzeyde eşitsizce gelişiyordu. DAİŞ çeteleri üç cephede binlerce çete, tank, top ve ağır silahlarla saldırırken, YPG/YPJ ise çoğu yeni savaşçı olan, sayıları belki beş yüzü geçmeyecek, el yapımı el bombaları ve eski keleşler ile bu güce karşı koyacaktı. 21. yüzyıl direniş destanı olan Kobanê destanın Haziran sayfası artık yazılmaya başlanıyordu.

Yarın: İlk büyük saldırı ve Haziran direnişi
...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder