12 Eylül faşist darbesinin 35. yılında Galatasaray'da bir araya gelen Cumartesi Anneleri, Cizre'de yaşananlara dikkat çekerek, 12 Eylül'ün devam ettiğini belirtti. Kayıp yakınları, "Bizler burada yıllardır kardeşlerimizin, evlatlarımızın toprağa verecek kemiklerini arıyoruz. Bugün ise Cizre'de bir anne çocuğunun bedenini toprağa gömmek için buzdolabına koyarak bekledi. Artık yeter. Edi bese" dedi.
Cumartesi Anneleri 546. kez bir araya geldi, 12 Eylül faşist darbesinin 35. yılında, o dönemde gözaltında, işkencede kaybedilen, katledilen çocuklarını andı. Faillerinin bulunup, yargılanmasını istedi.
Galatasaray Meydanı'nda yapılan oturma eylemine, gözaltında kaybedilenlerin yakınları ile birlikte çok sayıda insan hakları savunucusu, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve sanatçı Nur Sürer de katıldı. Eylemde, 12 Eylül darbesinin 35. yılında olduğu belirtilerek, darbe zihniyetinin bugün Cizre'de devam edildiğine dikkat çekildi.
12 Eylül darbe döneminde kaybedilenlerin aileleri konuşmalar yaptı. İlk olarak, 8 Ekim 1980'de gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır'ın abisi Mikail Kırbayır konuştu. Kırbayır, darbenin 35. yılına girdiğini belirterek "12 Eylül, insanlığa güzelliği anlatmak isteyen devrimcilerin yollarının kesildiği gündür. Bizler, Cemil kaybedildikten sonra bu güne kadar darbe döneminden kurtulmak için özgürlük mücadelesi verdik. Ama 12 Eylül zihniyeti hala devam ediyor" dedi. Kirli savaşın durmasını isteyen Kırbayır, "Elinizi tetikten çekin, ölmeyin öldürmeyin. Ölümün yaşayanlar için anlama geldiğini biliyorum. artık durdurun bu akan kanı" şeklinde konuştu.
10 Nisan 1981'de gözaltında kaybedilen Nurettin Yedigöl'ün kardeşi Muzaffer Yedigöl, 12 Eylül'ün bitmeyen evlat özlemi olduğunu söyledi. Yedigöl, "12 Eylül bitmeyen acıdır. Nurettin'i bizlere vermeyen cinayet şebekesidir. Bu zihniyet bugün hala devam ediyor. Artık yeter, barış gelsin. Biz acılarımızı içimize gömdük. Anneleri ağlatmayın, yeni ölümler olmasın" dedi.
Gözaltındaki ilk kayıp olan Hayrettin Eren'in kardeşi İkbal Eren de konuşma yaparak, darbenin 35 yıldır devam ettiğini söyledi. Eren, "12 Eylül acı, kan, idam, işkencede öldürülmek demek. O dönemde bu katliamların sorumlusu Kenan Evren ve Mehmet Ağar'dı. Onlar yargılanmadı. Bugün aramızda çok fazla Evren ve Ağar çok fazla katil var. Bizler, el ele verirsek onların yarattığı acıları birlikte yenebiliriz. Biz kazanabiliriz" şeklinde konuştu.
Hayrettin Eren'in kardeşi Faruk Eren ise, "Bizler burada yıllardır kardeşlerimizin, evlatlarımızın toprağa verecek kemiklerini arıyoruz. Bugün ise Cizre'de bir anne çocuğunun bedenini toprağa gömmek için buzdolabına koyarak bekledi. Artık yeter. Edî bese" dedi.
Bu haftaki basın açıklamasını Cumartesi insanlarından Ümit Tekay Dişli okudu. Dişli, faşist darbenin 35. yılında evlatlarının akıbetini arayan annelerin talebinin karşılıksız kaldığını belirtti. Dişli; işkencelerde, gözaltında kaybedilen evlatlarını arayan annelerden Berfo Kırbayır, Hatice Öztürk, Cevriye Altunbaş, Şahsenem Cihan'ın, çocuklarının akıbetini öğrenemeden yaşamlarını yitirdiğini kaydetti.
Dişli, iktidarın değişmesine rağmen 12 Eylül zihniyetinin devam ettiğine dikkat çekti, 8 gündür Cizre'de yaşananların 12 Eylül rejimini bile aştığını belirtti. Dişli, faşist rejimin tasfiye edilmesini isteyerek, "12 Eylül'ün mirası sahiplenildikçe 12 Eylül yaşayacak. Kaybedilenlerin akıbeti açıklansın, failleri ve tüm sorumluları yargılansın. Kaybedenler hesap versin, hükümet 12 Eylül zihniyetini terk etsin" şeklinde konuştu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder