İsveç Dışişleri Bakanı
Margot Wallström’le görüştükten sonra Başbakanlık binasında Wallström ile
düzenlenen basın toplantısında konuşan HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, akan
kanın durması için PKK ve Türk hükümetine ateşkes yapmaları çağrısında bulundu.
Wallström de “Taraflar isterse barış çabalarına yapıcı bir biçimde katkı
sunabiliriz” diye konuştu.
HDP’nin Ortadoğu’daki iç
savaş ve kaos içinde Türkiye gibi bir coğrafyada yükselen bir demokratik değer
olduğuna vurgu yapan Demirtaş, HDP’nin barış, demokrasi, eşitlik ve adeleti
savunan bütün kimlik ve inançların bir arada adilce yaşamını savunduğunu ifade
etti.
Son yapılan seçimlerde
HDP’nin % 13 oranında toplumsal destek görmesinin Türkiye demokrasisi açısından
önemli bir şans olduğunu belirten Demirtaş, Türkiye’nin özgürlükçü bir
anayasaya kavuşmasından sonra Ortadoğu’da barış ve istikrarır öncü gücü
olabileceğine olan inancını dile getirdi.
Türkiye’nin önünde pek çok
sorun bulunduğunu ancak bunların tamamının müzakere ve diyalogla çözülebilecek
sorunlar olduğunu ifade ettikten sonra konuşmasını seçimler sonrası başlayan
silahlı çatışmalar üzerinde yoğunlaştırdı.
Savaşın yeniden başlamasını
kaygı ve üzüntü verici olarak niteleyen Demirtaş, HDP’nin silahlı mücadeleye
yaklaşımını şu cümlelerle dile getirdi:
“Biz hiç bir sorunun
silahla, şiddetle çözlebileceğine asla inanmadık. Bütün silah ve şiddet
içerikli eylemlerle aramızda net bir mesafe koyduk. Ve sürekli olarak şu
çağrıyı yaptık. Mutlaka yeniden ateşkes koşullarına dönülmeli. Mutlaka silahlar
susmalı ve taraflar yeniden müzakere masasına, yeniden diyalog masasına
dönebilmelidirler. Konuşarak ve müzakare ederek medeni bir ilişki çerçevesinde
sorunlarımızı çözebilecek güçlü bir deneyime sahip olduğuna inanıyoruz. Türkiye
toplumu barış istiyor. Huzur istiyor. Partimiz de buna destek olmaya hazır
olduğunu her zaman ifade ediyor. Buradan bu çağrıyı bir kez daha tekrarlamak
istiyorum. Evet, silahlar kesinlikle susmalı. Silahsız şiddetsiz bir çözüm
arayışları çok hızlı bir şekilde devreye girmeli.”
Türkiye toplumunun bu
beklentisini karşılamanın siyasetçilerin görevi olduğunu söyleyen Demirtaş,
uluslararası toplumun barışın sağlanması vereceği desteğin önemine de vurgu
yaptı.
Demirtaş, Türkiye
toplumunun barış ve demokrasi içinde bir arada yaşayacakları bir sistemi inşa
etmeye çalıştıklarını ifade ettikten sonra “Zaman zaman tökezleyen ve zaman
zaman aksayan demokrasi sürecimiz olsa da Türkiye kendi sorunlarını çözebilecek
güçlü bir toplumsal dinamiğe ve özgüce ve özgüvene sahiptir. Biz bu potansiyeli
açığa çıkarmaya, bu potansiyeli kullanmaya çaba gösteriyoruz” dedi.
Suriye’deki iç savaş ve
sonuçlarına da değinen Demirtaş, DAİŞ çetelerine karşı direniş gösteren gruplar
ve uluslararası koalisyonun desteklenmesinin önemine vurgu yaptı. İnsani ve
İslami değerlerin düşmanı olduğundan şüphe duyulmayan DAİŞ’ın sadece bulunduğu bölgeye
değil, tüm insanlığa ve uluslararası topluma zarar verdiğini söyledi.
HDP’nin hangi hükümetin
kurulmasından bağımsız olarak Türkiye’nin DAİŞ’e karşı etkili bir mücadele
göstermesinden yana olduğunu belirten Demirtaş, Türkiye’de 2 milyonu aşkın Suriyelinin
bulunduğuna da dikkat çekti. Suriye’den gelen tüm halkları, Kürt, Arap ve
Türkmenleri misafir olarak değil ev sahibi olarak gördüklerini ve Suriye’de
barış sağlanmadan geri gönderilmelerine karşı olduklarını ifade etti.
Türkiye ve İsveç
ilişkilerinin gelişmesinden yana olduklarını söyleyen ve Wallström ile verimli
bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirten Demirtaş, “İsveç’in Türkiye’deki
barış sürecine açık destek vermesi ve bu konuda çağrı yapması, dostluk mesajı
vermesi Türkiye’de barış isteyen herkesin duygularına tercüman olmuştur. Barış
isteyen herkesin elini güçlendirmiştir” şeklinde konuştu.
Daha sonra gazetecilerin
sorularını yanıtlayan Demirtaş, Türkiye’de Cumhurbaşkanının alacağı erken seçim
kararından sonra yeni kurulacak seçim hükümeti içinde yer almaya karar
verdiklerini söyledi.
İsveç Devlet Radyosu
muhabirinin Türkiye’deki barış görüşmelerinin yeniden başlaması için İsveç’in
ne yapabileceği sorusunu İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström, İsveçin
diplomatik ilişkilerini kullanarak siyasi partilerden yeniden barış
görüşmelerine başlanmasını isteyebileceğini, parti liderlerinden bunun sağlanması
için konuşma yapmalarını rica edebileceklerini ifade etti.
Muhabirin İsveç’in barış
görüşmelerinde aracılık yapmayı düşünüp düşünmediği sorusuna ise tarafların
istemesi durumunda barış çabalarına yapıcı bir biçimde katkıda bulunmaya hazır
olduklarına vurgu yaptı.
Basın toplantısına İsveç
medyasının yoğun ilgi gösterdi, bazı TV ve gazeteler Demirtaş ile özel
söyleşiler de yaptı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder