20 Ağustos 2015 Perşembe

'Taraflar isterse barış çabalarına yapıcı bir biçimde katkı sunabiliriz'

İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström’le görüştükten sonra Başbakanlık binasında Wallström ile düzenlenen basın toplantısında konuşan HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, akan kanın durması için PKK ve Türk hükümetine ateşkes yapmaları çağrısında bulundu. Wallström de “Taraflar isterse barış çabalarına yapıcı bir biçimde katkı sunabiliriz” diye konuştu.


HDP’nin Ortadoğu’daki iç savaş ve kaos içinde Türkiye gibi bir coğrafyada yükselen bir demokratik değer olduğuna vurgu yapan Demirtaş, HDP’nin barış, demokrasi, eşitlik ve adeleti savunan bütün kimlik ve inançların bir arada adilce yaşamını savunduğunu ifade etti.
Son yapılan seçimlerde HDP’nin % 13 oranında toplumsal destek görmesinin Türkiye demokrasisi açısından önemli bir şans olduğunu belirten Demirtaş, Türkiye’nin özgürlükçü bir anayasaya kavuşmasından sonra Ortadoğu’da barış ve istikrarır öncü gücü olabileceğine olan inancını dile getirdi.
Türkiye’nin önünde pek çok sorun bulunduğunu ancak bunların tamamının müzakere ve diyalogla çözülebilecek sorunlar olduğunu ifade ettikten sonra konuşmasını seçimler sonrası başlayan silahlı çatışmalar üzerinde yoğunlaştırdı.
Savaşın yeniden başlamasını kaygı ve üzüntü verici olarak niteleyen Demirtaş, HDP’nin silahlı mücadeleye yaklaşımını şu cümlelerle dile getirdi:
“Biz hiç bir sorunun silahla, şiddetle çözlebileceğine asla inanmadık. Bütün silah ve şiddet içerikli eylemlerle aramızda net bir mesafe koyduk. Ve sürekli olarak şu çağrıyı yaptık. Mutlaka yeniden ateşkes koşullarına dönülmeli. Mutlaka silahlar susmalı ve taraflar yeniden müzakere masasına, yeniden diyalog masasına dönebilmelidirler. Konuşarak ve müzakare ederek medeni bir ilişki çerçevesinde sorunlarımızı çözebilecek güçlü bir deneyime sahip olduğuna inanıyoruz. Türkiye toplumu barış istiyor. Huzur istiyor. Partimiz de buna destek olmaya hazır olduğunu her zaman ifade ediyor. Buradan bu çağrıyı bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Evet, silahlar kesinlikle susmalı. Silahsız şiddetsiz bir çözüm arayışları çok hızlı bir şekilde devreye girmeli.”
Türkiye toplumunun bu beklentisini karşılamanın siyasetçilerin görevi olduğunu söyleyen Demirtaş, uluslararası toplumun barışın sağlanması vereceği desteğin önemine de vurgu yaptı.
Demirtaş, Türkiye toplumunun barış ve demokrasi içinde bir arada yaşayacakları bir sistemi inşa etmeye çalıştıklarını ifade ettikten sonra “Zaman zaman tökezleyen ve zaman zaman aksayan demokrasi sürecimiz olsa da Türkiye kendi sorunlarını çözebilecek güçlü bir toplumsal dinamiğe ve özgüce ve özgüvene sahiptir. Biz bu potansiyeli açığa çıkarmaya, bu potansiyeli kullanmaya çaba gösteriyoruz” dedi.
Suriye’deki iç savaş ve sonuçlarına da değinen Demirtaş, DAİŞ çetelerine karşı direniş gösteren gruplar ve uluslararası koalisyonun desteklenmesinin önemine vurgu yaptı. İnsani ve İslami değerlerin düşmanı olduğundan şüphe duyulmayan DAİŞ’ın sadece bulunduğu bölgeye değil, tüm insanlığa ve uluslararası topluma zarar verdiğini söyledi.
HDP’nin hangi hükümetin kurulmasından bağımsız olarak Türkiye’nin DAİŞ’e karşı etkili bir mücadele göstermesinden yana olduğunu belirten Demirtaş, Türkiye’de 2 milyonu aşkın Suriyelinin bulunduğuna da dikkat çekti. Suriye’den gelen tüm halkları, Kürt, Arap ve Türkmenleri misafir olarak değil ev sahibi olarak gördüklerini ve Suriye’de barış sağlanmadan geri gönderilmelerine karşı olduklarını ifade etti.
Türkiye ve İsveç ilişkilerinin gelişmesinden yana olduklarını söyleyen ve Wallström ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirten Demirtaş, “İsveç’in Türkiye’deki barış sürecine açık destek vermesi ve bu konuda çağrı yapması, dostluk mesajı vermesi Türkiye’de barış isteyen herkesin duygularına tercüman olmuştur. Barış isteyen herkesin elini güçlendirmiştir” şeklinde konuştu.
Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Demirtaş, Türkiye’de Cumhurbaşkanının alacağı erken seçim kararından sonra yeni kurulacak seçim hükümeti içinde yer almaya karar verdiklerini söyledi.
İsveç Devlet Radyosu muhabirinin Türkiye’deki barış görüşmelerinin yeniden başlaması için İsveç’in ne yapabileceği sorusunu İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström, İsveçin diplomatik ilişkilerini kullanarak siyasi partilerden yeniden barış görüşmelerine başlanmasını isteyebileceğini, parti liderlerinden bunun sağlanması için konuşma yapmalarını rica edebileceklerini ifade etti.
Muhabirin İsveç’in barış görüşmelerinde aracılık yapmayı düşünüp düşünmediği sorusuna ise tarafların istemesi durumunda barış çabalarına yapıcı bir biçimde katkıda bulunmaya hazır olduklarına vurgu yaptı.
Basın toplantısına İsveç medyasının yoğun ilgi gösterdi, bazı TV ve gazeteler Demirtaş ile özel söyleşiler de yaptı. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder