29 Ağustos 2015 Cumartesi

Kandil'de sivil olmak!-Cihan Özgür

TSK son bir ayda onlarca sivili katletti. Bu sivillerden bazıları Kuzeyli, bazıları Güneyli, bazıları Rojava’lı ve Doğu Kürdistanlıydı.


Kuzey Kürdistan’da her gün ölüm haberleri geliyor. Serhildanlarda Kürt gençleri vuruluyor. Son ölüm haberleri Gever, Cızir ve Bazid’den geldi. Son bir ayda Kuzey Kürdistan’da yaşamını yitirenlerin sayısı 40’ı aştı.
Kuzey Kürdistan’da ilçelere ağır silahlarla saldıran TSK, şehirleri ablukaya almış durumda. İç savaş manzaralarını aratmayan kuzey Kürdistan’da yaşananlar ‘Türkiye Suriyeleşti’ yorumlarına neden oluyor.
Erdoğan’ın ‘AKP çetesinin Kürt düşmanlığı sınır tanımıyor. Rojava sınırında siviller Türk askeri tarafından taranıyor. Güney Kürdistan toprakları, Medya Savunma Alanlarında yerleşim yerleri, köyler ve yaylalar bombalanıyor... Saldırılara en fazla maruz kalan alan kuşkusuz 62 köy ve mezranın yanı sıra yüzlerce yayla evinin bulunduğu Kandil...
Zergelê’de 8 sivilin yaşamını yitirdiği ve 15’inin yaralandığı saldırının üzerinden bir ay geçmeden yeni saldırılar peş peşe geldi.  

BOLÊ KÖYÜ İKİNCİ ZERGELÊ YAPILMAK İSTENDİ
Zergelê’nin yanı sıra Kandil’in Enzê ve Silê köyleri daha önce bombalanmıştı. Kandil halkı Zergelê’nin acısını unutmaya, yaralarını sarmaya çalışırken yine bir katliam girişimi yaşandı. Bu sefer hedef Bolê köyü oldu.
Türk savaş uçakları 25 Ağustos’ta Kandil’in merkez köylerinden Bolê’yi gece saatlerinde(22:00-23:00) bir saat boyunca bombaladı. Saldırıdan şans eseri ölen ya da yaralanan olmadı.

OKULLAR TATİLDE OLMASAYDI...
Şans eseri diyoruz çünkü F 16’lar köyün çevresini değil kendisini bombaladı. Bombardımanda köyün girişinde bulunan ilk öğretim okulu zarar gördü. Arazi tutuştu, bağ ve bahçeler yangından etkilendi. Bir katliamdan şans eseri kurtuldu Bolê halkı. Okulların tatil olması büyük şanstı.

KANDİL EN KALABALIK ZAMANLARINI YAŞARKEN
Malum, Ağustos ve Eylül ayları bağ bozumu vaktidir. Mevsime uygun şekilde Kandil’in diğer köylerinde, Kürdistan’ın diğer parçalarında olduğu gibi Bolê için de önemli bir aydayız. Hayvancılıkla, arıcılıkla uğraşanlar için de en yoğun zamanlar. Köylerin, bağ ve bahçelerin, yaylaların en kalabalık aylarıdır bu aylar. Ve şimdilerde Bolê halkı cümbür cemaat bağ ve bahçelerde. Piknik için Kandil’i tercih edenler de cabası...
Köyde ve bahçelerde dolaşıyoruz, adeta bir cennet parçası... Meyvelerin ve sebzelerin sofralara doğal lezzetini, kokusunu sunduğu aylardayız. Kandil’de bu yıl düşen yağışa denk olarak her zamankinden daha bol ürün vermiş toprak...
Doğanın bereketi ve bölge halkının el emeği güzel tatlar sunuyor yolu Kandil’e düşenlere...
Elmalar dallarıyla birlikte yere doğru sarkmış, dallar meyveleri taşıyamıyor adeta. Ceviz, nar, kayısı, incir, erik, şeftali, ayva, çilek... böğürtlenlerin de zamanı şimdi. Sebze bahçelerinde mısırlar insan boyunu buluyor. Sumaklar olgunlaşmış, toplanmayı bekliyor.

KANDİL’DE KÖY HAYATI
Köyde hayat bu güzelliklerin içinde kendi halinde devam ediyor. Kimisi arı kovanlarından bal çıkarıyor, kimisi bağdan üzüm, bahçelerden meyve veya sebze topluyor. Bahçeler sulanıyor, yorulmuş olanlar gölgeliklerde dinleniyor. Bombardımanın hedefi olan köy okulunun çevresinde de bağ ve bahçeler var. Bahçelerin içinde onar, beşer biçimde küme küme yerleştirilmiş arı kovanları...
Sıcaktan korunmak ve temiz havayı solumak için köylülerin bir kısmı gece bahçelerinde kalıyor. Bazıları sulama vakitlerini geceye almışlar. Meyve ve sebze bahçelerini sıcakta sulamak iyi olmadığı için geceyi veya sabaha doğru saatleri tercih ediyorlar.
Saldırının olduğu akşam da birçok köylü bahçesiyle meşguldü. Saldırıdan şans eseri ölen ya da yaralanan olmadı dememizin nedenlerinden birisi de bu...

BOLÊ KÖYÜ
Bolê köyü 50’yi aşkın ailenin yaşadığı geniş bir coğrafyaya yayılmış bir köy. Bolê köyü, Kürdistan’daki bazı ilçelerin yüz ölçümünden daha büyük bir araziye kurulu. Evler bahçelerin bitişiğine yapılmış. Her aile bahçesinde yaşıyor demek de mümkün. Bolê, tam bir tatil köyü. Binlerce Dolar masraf yapılarak gidilen tatil köyleri Bolê’nin yanında hiç bile...
Köyün en güzel yanlarından birisi de her yerde bir su kaynağına, buz gibi çeşmelere rastlıyor olmamız.
Uzaktan yemyeşil görünen köyün evleri doğal güzellik içinde zar zor seçilebiliyor. Yemyeşil vadiler ve kavak ağaçları, köyün görünümünü daha bir güzelleştiriyor. Gece ise köy adeta bir ışık denizi. Çünkü yalnızca evlerden ve yol boyu belli aralıklarla yapılan ışıklandırmaların yanı sıra bahçelerde aydınlatılmış.

BOLÊ HALKI
İnsanları sıcak ve güler yüzle karşılıyor bizleri. Köyleri ve gelişen hava saldırıları hakkında konuşuyoruz. Kandil’in en bilinen anlı sanlı köylerinden birisiymiş. Neden mi? Çünkü bu köy doğu Kürdistan direnişinin önderlerinden Dr Qasimlo’nun karargahıymış zamanında... Köyü dolaşırken o günlere ait çok sayıda izle, anıyla karşılaşıyoruz. Sığınaklar, depolar, yer altı mangaları ve tüneller var.
Qasimlo buradan İran’daki isyanı yönetmiş...

QASİMLO’NUN ANISI
İşte bu saldırıda hedef olan yerlerden birisi Qasimlo’nun o dönem kullandığı ve köylülerin o günlerin anısına bağlı kalarak hiç karışmadığı, yarı yer altı betonarme bir yapı...
Savaş uçağının fırlattığı füze, beton yapının kapısının bir-iki metre yakınına isabet etmiş. Kapıda belli bir hasar oluşmakla birlikte yapı ayakta kalmayı başarmış...

KANDİL’DE ÖZ YÖNETİM, YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Buradaki halk gayet örgütlü bir topluluk. Bir çok aile akraba zaten. Yardımlaşma ve dayanışma duyguları dikkatimizi çekiyor hemen. Bağ ve bahçeleri yanan ailelere yardım ediyorlar. Yanan meyve ağaçları uygun biçimde kesiliyor, mevsimi geldiğinde yeniden aşılanacaklarmış... bahçe temizliğini birlikte yapıyorlar.
Uçaklar gittikten hemen sonra bütün köylüler bir araya gelerek çıkan yangını yarım saat gibi mucizevi bir zamanda söndürmüşler. Yangının evlere ulaşması, insanların etkilenmesi ve daha fazla bahçenin zarar görmesi engellenmiş böylece...
Köylülere nasıl bu kadar çabuk organize olabildiklerini soruyoruz. ‘Saldırılara alışkınız’ yanıtını veriyorlar. Bir de on yıllardır Kandil’in kendi kendisini yönetme geleneği varmış. Ne Saddam ne de Güney Kürdistanlı partiler hiçbir zaman bu bölgeyi egemenlikleri altına alamamış. Bölge halkı bütün saldırılara karşı ayakta kalmayı başarmakla kalmamış, kendi yerel yönetimini de oluşturmuş. 62 köy ve mezra bir araya gelerek merkezi binası Bukriska köyünde bulunan Şarederiya Bınari Qendil’i(Kandil Halk Belediyesi) kurmuş. Bütün köylerde belediye encümenleri ve ihtiyar heyetleri var. Köy meclisleri her konuda karar alabiliyor. Bir çok köyde sağlık ocağı, okul ve cami var.

‘QENDİL SERBERZUWA...’
Kandil’in bir özelliği daha var. Evet, Bolê köyü başta olmak üzere Kandil, direnişiyle bir de saldırıların hedefi olmakla biliniyor Güney Kürdistan’da.
 Yaşlı bir amca, 70’e yakın yaşına rağmen elinde kürekle bahçesinin bakımını yapan ve ömrü bu köyde geçmiş olan Mam Hesen, bir yandan da bir şarkı mırıldanıyor: ‘Qendil Serberzuwa’(Kandil baş eğmez!)
Geleneksel bir Kandil türküsüymüş söylediği. Türkü, Kandil’in baş eğmez, asi ve direnişçi karakterini anlatıyor...
Şarkıda anlatılanlar geçmişte ya da şiirlerde ve şarkılarda kalmamış. Bu günün Kandil’ini ve Kandil halkını anlatıyor aslında.
Kandil bugün de direnişle anılıyor. Halkın umudu, Kürtlere düşman olanların ise korkulu rüyası: Kandil...
Direnenler hep Kandil’i mesken eylemişler. İster doğudan, ister güneyden, ister kuzeyden olsun direnişe niyetlenen kim varsa mutlaka uğramış Kandil’e. Ve Kandil bağrına basmış direnenleri.
Doğu ve Güney Kürdistanlı peşmergelerden sonra ‘Karker’ler başka bir deyişle ‘Heval’ler yani PKK gelmiş alana...

KANDİL HALKININ PKK SEVGİSİ
Önce geçici sanmışlar ama zamanla PKK’nin bu topraklarda kalıcı olduğuna kanaat getirmişler. Sıcak dostluklar kurmuşlar onlarla. Gerillanın alana gelişiyle birlikte daha öncesinde çokça rastlanan koyun veya büyük baş hayvan hırsızlığı, adam vurma, çapulculuk ve eşkıyalık tarihe karışmış. Tam bir huzur gelmiş Kandil köylerine...
‘Bırakuji’ olarak tabir ettikleri son savaş 2000 yılında yaşanmış Kandil’de. Bu günleri hiç hatırlamak istemiyorlar çünkü Kürtler arası kavganın Kürtlere değil düşmanlarına kazandırdığını çok iyi biliyorlar.

KANDİL’İN NE ÇOK DÜŞMANI VARMIŞ?
Yeterince düşmanı var zaten Kürtlerin. Kandil’in de. Eğer Kandil’in sadece Türk devletinin hedefi olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bu topraklar üç egemen devletin de hedefinde olan tek alan. İran-Irak savaşı tam sekiz yıl boyunca buralarda yaşanmış... Kandil defalarca Saddam’ın tankının, topunun ve uçağının hedefi olmuş. Hakeza İran’ın topu, havanı da hiç eksik olmamış bu coğrafyada. Ve elbette ki en tahripkar saldırıların bir faili de Türk devleti... 1983’ten günümüze kadar yüzlerce defa Türk savaş uçakları bölgeyi bombalamış.
Kandil sadece Kürt düşmanlarını yakından tanımıyor, işbirlikçileri de yakından tanıyor. Saddam’ın cahş’larını(işbirlikçi koruculara verilen ad), İran’ın’ın yerli sixor’larını(ajan-casus) da iyi biliyorlar. Kandil halkı bunları da düşman olarak görüyor. Gelişen saldırılara sessiz kalan hatta onay veren Kürdistanlı partileri de ‘cehşê Erdoğan’e’(Erdoğan’ın uşakları-işbirlikçiler) olarak tanımlıyorlar.
Bolê köyü gerillayı çok sevmiş dedik. Onun için gerilla bölgede bulunduğu sürece kendilerini güvende hissediyorlar. Saldırılarda amacın köyleri boşaltmak olduğunun gayet iyi farkındalar. Evlerini, bahçelerini asla terk etmeyeceklerinin özellikle vurguluyorlar.

BİR GERİLLA AŞIĞI MAM BEKİR
Köyün girişinde Bolê’yi iki yakaya ayıran yol çatındaki mezar Bolê’ye yolu düşen herkesin dikkatini çekmiştir. Mam Bekir’in mezarı. Mam Bekir, gerillayı o kadar seviyormuş ve gerillalara o kadar alışmış ki, aile mezarlığında değil, yol kenarına gömülmeyi istemiş. Ve vasiyet etmiş ‘gerillalar her geçtiklerinde beni selamsız bırakmasınlar!’ diye...
Öldükten sonra bile gerilladan kopmak istemeyen gerillanın Mam Bekir’i yakınlarına ‘tek umudum gerilla-PKK’ diyormuş. Kani Cengê olarak adlandırılan ve Bolê’nin eteklerinde kurulu olduğu dağlık alanda bulanan ve yolu köyden geçen hiçbir gerillayı evine davet etmeden geçirmiyormuş Mam Bekir.

KORTEK KATLİAMININ YIL DÖNÜMÜNDE YİNE SALDIRDILAR
Bolê halkı acılı bir halk. Türk savaş uçaklarının uzun bir aradan sonra yeniden Kandil’i bombalamaya başladığı 2008 yılında da saldırılarda bir kadın yaşamını yitirmiş. En büyük acıları ise Kortek Katliamı...
Bir kaç aylık olan Solin bebeğin de aralarında olduğu 7 Bolê sakini, 21 Ağustos 2011’de Türk savaş uçaklarının bombardımanıyla katledilmişti.
O gün bu köyden arabalarının kasasına doluşturdukları sebzeleri ve meyveleri şehre götüren aile, gerillaların Ranya’ya doğru son kontrol noktası olan Kortek’i bir kaç yüz metre geçmişlerdi ki F 16’ların hedefi olmuşlardı. Türk savaş uçakları doğrudan aracı hedef almıştı ve fırlatılan roket araca isabet etmişti. Bu saldırı aynı aileden 7 kişinin yaşamına mal oldu.

SALDIRILARA İNAT KANDİL’DE KALMAK
İşte bu katliamın yıldönümünde, tam dört yıl sonra Türk savaş uçaklarının hedefi yine Bolê oldu.
Bolê’de, Zergelê’nin bir benzeri yapılmak istendi. Bir katliamın eşiğinden dönüldü. Savaş uçaklarının fırlattığı füzeler bu sefer hiç bir can alamadı. Bolê halkı bu saldırıdan yara almadı. Aksine yara alan Türk devleti, sömürgecilik ve işbirlikçilik oldu. Bolê köyü ve halkı dimdik ayakta çünkü...
Mam Hesen, ‘QENDİL SERBERZUWA’ şarkısını mırıldanmaya ve bahçesinde çalışmaya devam ediyor. Yolu köye düşen gerillalar, her zaman olduğu gibi Mam Bekir’i selamsız bırakmıyor. 
...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder