8 Ağustos 2015 Cumartesi

Demirtaş, Van’da STÖ temsilcileri ile bir araya geldi

Van’da STÖ temsilcileri, iş insanları ile bir araya gelen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Bize iktidarı verin kimseye minnet etmeden barışı sağlayalım, anayasayı değiştirelim. Yoksa bu işler böyle yürümez. İktidara talibiz ve istiyorlarsa gelecek ay dahi seçime hazırız” dedi.


Van'da bir otelde düzenlenen toplantıya HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, HDP Van İl Eş Başkanları Derya Hayva, Veysi Dilekçi, DBP Van İl Eş Başkanı Hamiyet Şahin, HDP Van Milletvekilleri Lezgin Botan, Yurdusev Özsökmenler, Adem Geweri, Tuğba Hezer, Selami Özyaşar, Remzi Özgökçe, HDP Bitlis Milletvekili Celadet Gaydalı, STÖ temsilcileri ve Van'da faaliyet gösteren işverenler katıldı.
HDP Van İl Eşbaşkanı Veysi Dilekçi’den sonra söz alan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, barış için yollarda olduklarını, barış için güçlerinin ulaştığı her yerde barışı haykırmak için alanlarda olduklarını belirtti.
“Elbette barışa nasıl ulaşılacağına dair farklı farklı düşünce sahibi olabiliriz. Kimimiz barış için başka bir yolu, kimisi başka bir yolu tarif edebilir. Ama hedefine barışı koymuşlar arasında ortaklaşmak zor değil. HDP olarak barış konusunda netiz. Biz adil bir barışa ulaşmak istiyoruz. Türkiye'de, Suriye'de ve her yerde barışı savunuyoruz” diyen Demirtaş, ancak şu ana kadar hiç kapalı olmadıklarını da sözlerine ekledi.
Barışa giden yolda eleştirilere asla kapalı olmadıklarını, bunu toplantılarda, eleştiri ve düşüncelerin barışa vesile olmasını istediklerini belirten Demirtaş, “Barış dediğimiz soğuk kağıtlara yazılan, genelgelerle, tüzüklerle olacak iş değil. Yüreğinizde barışı istemiyorsanız orada barışı sağlayamazsınız. Eğer iki aile arasında barışı yapmak istiyorsanız orada adil olmazsanız orada yürekten bir barışı kuramazsanız o barış herhangi bir çatışmaya dönüşebilir. O yüzden adalet ve özgürlük içermeyen hiç bir barış gerçek değil ve sahtedir. Biz 2013 yılında Sayın Öcalan Newroz açıklamasıyla bir yola çıktık. Geçmişte defalarca denendi, içinde eşitli adalet olmayan sahte barış girişimleri denendi. Fakat başarılı olmadı. Çünkü halkın adalet duygusu incinmişse, onu sağlayamazsanız bu barış size seçim kazandırabilir, sizi başbakan yapabilir, iktidarda tutabilir ama toplumda ki gerilimi, savaş potansiyelini ortadan kaldıramazsınız. İşte bugün içine düştüğümüz durum budur. Aldatmacaya, adalet içermeyen, karşısında kini eşit görmeyen, ben bu kadar güçlüyüm verdiğime razı olacaksın, size daha ne verelim, vereceğimizi verdik diyenlerle nasıl bir barış kuracaksınız.
Eğer geldiğimiz süreci sorgularsak işin bu yönüne dikkat etmeli ve hakkaniyetli davranmalıyız. Geçen gün İstanbul'da gazetecilerle aydınlarla bir araya geldik. Bizi eleştirenler hakkaniyete baksınlar. Biz barış için neler yaptık, muhataplarımız neler yapmış. Yüz binlerce yol gittik İmralı'ya, Kandil’e, Ankara'ya. Kimseyi aldatmadan gerçek neyse onları muhataplarımıza ifade ederek. Kimseyi kandırmadık. Çıkarılması gereken yasaları biz önerdik, hiç bir görev ve sorumluluktan kaçmadık. Tutuklamalar, ölümler, katliamlar, infazlar oldu. Bu süreci niye yürütüyorsunuz bize baskı yapanlar oldu. Kürtlerden de oldu, Türklerden de oldu. AKP içindeki Kürtlerden baskı oldu” dedi.
Barış ve çözümün kendilerinden ve AKP’nin kıymetli olduğunu kaydeden Demirtaş, insanlar ölürken hiç ayrım yapmadan buna karşı çıktıklarını, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir gerilla cenazesine giden bir devlet yetkilisi olup olmadığını sordu.
“Bu yüzyıl içinde olmuş mu bir tane örnek göstersinler. Bu PKK'li uzaydan mı geliyor, o da bu ülkenin çocuğudur. Düşmanınız olabilir, kanun dışı olabilir ama cenaze bizim örfümüzde, adetlerimizde ölüye saygı vardır. Bakın 10 gün boyunca cenazelere işkence yaptılar” diyen Demirtaş, acıların ortak etle tırnak olunduysa peki Kürt anne ve babaların yaşadığı acının ne olacağını sordu.
“Senin bir Kürt annesinin acısını paylaşacak yüreğin yoksa nasıl barış olacak. Milyonlarca anne ve babanın yüreğine ateş düşürdünüz. 12 Eylül’den beri milyonlarca insan zulme uğradı. Barış diyorsun ama anne ve babanın yüreğini paylaşmıyorsun, sokakta öldürülen sivil yurttaşlarımız için Başbakan olarak acısını paylaşmıyorsan, Zergele’de katledilen insanlar için bir taziye bile sunmuyorsan seninle nasıl barış yapılacak. Bunlarla nasıl barışı hayata geçireceğiz. Sizler toplumun vicdanını temsil edenlerseniz, iş insanlarımızın, hocasınız, mühendissiniz, mimarsınız” diye devam eden Demirtaş, işte herkes bu barış çağrısını yaparsa, kazanacağını da belirtti.
Günlerdir, haftalardır kendisi ve arkadaşlarının barış için taraflar elini tetikten çeksin, ateşkes olsun, iki tarafta buna uysun ve gözlemci heyetle birlikte masaya oturulmasını istediklerini de söyleyen Demirtaş şöyle devam etti: “Neden diyoruz, bakın şimdi iftira atıyorlar HDP bozdu diye. Üçüncü bir gözlemci olsaydı böyle konuşamazlardı. Gözlemci yoktu ama tutanaklar var. Biz süreç aldatılma üzerine kurulmasın diye hedefteyiz. AKP'nin yalanlarına inanmadık diye bunu yapıyorlar. Biz bunu yapmadığımız için şimdi gece bombardımanla, psikolojik savaşla, sürecin filmini çekerlere karşı çıkan biz suçlu olmuşuz. Zulmün başarılı olduğu hiç bir tiran, diktatörlük yoktur. Zulmün zaferi yoktur. İnsanlığın tarihi hep mazlumların tarihinden söz eder. Haklı olan kazanır, tarihin değişmez kuralıdır. Biz bu inançtayız ama ancak bugün bitsin istiyoruz. Gençlerimizin kanına girilmesin. Biz hiç konuşmasak bile bütün dünya haklı olduğumuzu biliyor. Biz neden konuşuyoruz, dünyanın en ağır yükü tabutlara konulmuş genç bedenidir.
Savaşın sorumluluğu bizde olmasına rağmen her yerde anlatıyoruz. Sayın Davutoğlu her gün her yerde savaşı niye yapmak zorunda olduklarını anlatıyor. Biz barışı anlatırken, o savaşına gerekçe arıyor. Hala HDP'yi suçluyor. IŞİD’e tek kelime ediyor ama HDP’ye hakaretler yağdırıyorlar. Biz parti olarak ne kimseye bomba gönderdik, silahlı eğitim verdik, ne de milyonlarca insanın sınırlardan geçip IŞİD’e katılmasını sağladık. Şimdi kimdir teröre destek veren? Barış olsun gece gündüz sokaklarda dolaşan biz vatan haini oluyoruz, şerefsiz diyenler, savaş olsun diyenler kahraman oluyor. Toplum rotasını şaşırsın istiyorlar.
İşte böyle günlerde barışın yolunu gece gündüz haykırmanın zamanıdır. Israrla silahlar susacak, müzakere masasına oturulacak. Bundan daha erdemli bir şey olabilir mi? Zaten insanlar tarihte hep savaştılar, ya yenerler, ya yenilirler ama mutlaka sonunda bir masaya otururlar. Kim bir savaşı bitirdiyse kutsal bir iş yapmış olur. Barış yapmak kolay değil, zor bir iştir. Kavga ettiğiniz, tartıştığınız bir arkadaşınızla bile barışmak kolay değil, aynı masaya bile oturmak kolay değil, masaya oturduklarında bile birbirlerine kolay kolay ısınmazlar. Onların barışını isteyenlerin onları cesaretlendirmesi lazım ki onlara cesaret gelmesin yaptıkları işten korkmasınlar, üşenmesinler. Bunu başaramazsan tarafları masada tutamazsın. Biz her türlü eleştiriyi aldık, çok çaba sarf ettik ve Dolmabahçe mutabakatına geldik. Bunun kendileri için oy getirmeyeceğini görünce masayı devirdiler. Biz yanlış tır dedik mi, o metinde o fotoğrafın arkasındayız. Çünkü şerefli bir iş yaptık. Ama onlar bunu yapamıyor. Sayın Davutoğlu o dönem başbakandın. Ama çıkıp da doğru bir iş yaptık diyemediniz. Cumhurbaşkanı o görüntü yanlıştı dediğinden beri sesiniz çıkmıyor. Kendi emeğinize bile sahip çıkamıyorsunuz.”
Doğru bir iş yapıldığı, barışın ortada olduğunu söyleyen Demirtaş, “Birden bitirdiler, yok saydılar. Bunu yapıp erken seçimde iktidar olacaklar. Bu savaşı kendi iktidarın yapacaksın. HDP yüzünden kan dökülüyor diyeceksin, millette buna inanacak öylemi, milleti aptal koyacaksın ve millet yüzde 50 oy verecek sana öyle mi. Biz sandıktan kaçmıyoruz, biz sandıktan kaçmıyoruz. Vicdansız olsak yerimizde otursak bu savaş AKP’yi bitirir. Ama bizim vicdanımız buna izin vermez. Lanet olsun öyle ikbale, öyle güce. Biz kararlıyız arkadaşlar. 80 milletvekili hepimiz bu yüzden oradayız. Barış herkese sözümüzdür. İrademizin arkasındayız. Çözümü demokratik siyasette arıyoruz. PKK eylem yapsın, devlet operasyon yapsın diye parlamentoda değiliz. AKP olur olmaz ama erken seçimde alternatif iktidar çıkar. Biz yine çözüm sürecini yürütürüz” diye devam etti.
Artık yüzde 13’ü değil, iktidarı istediklerini de sözlerine ekleyen Demirtaş şöyle devam etti: “Bize iktidarı verin kimseye minnet etmeden barışı sağlayalım, anayasayı değiştirelim. Yoksa bu işler böyle yürümez. İktidara talibiz ve istiyorlarsa gelecek ay dahi seçime hazırız. Bir daha halka iktidar için kan ve gözyaşı dayatanlar kaybedecektir. AKP içinde yüreği yanan vicdanlı bir insan var. Onların da bu çılgınlığa dur demesi lazım.
O zaman işte karşılıklı vicdani, ahlaki, karşılıklı bir barışı kazanmak kolay değil. Umudumuzu kaybetmiyoruz. Yaptığımız her şey barış içindir. Yarın durduracağız yarın, böyle düşünelim. Kimin nerede ne gücü varsa, evinde, okulunda, derneğinde, iş yerinde her yerde sesini çıkarması lazım. 'Size savaş yaptırmayacağız' kim kimin adına savaş çıkarıyor, ekonomik faturayı neden bize çıkarıyorlar. Kandil’e 400 sorti yapmış, bunu övünerek anlatıyorlar. Gurur diyerek öldürdükleri çocuklar bizim çocuklarımız. Bunlar işte bizim acılarımız, bizim paramızla savaş ekonomisini hayata geçiriyorlar. Savaş her türlü kaybettirdi, kaybettiriyor. Sizlerden herkesten ricamız barış sadece HDP'nin işi değil. Demokratik bir toplumda hepimiz aynı sesi çıkarmamız gerekmiyor ama ahlaki vicdanı konularda aynı sesi çıkarabiliriz. Van bugün önemli bir mesaj vermiştir.”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder