21 Ağustos 2015 Cuma

Yüksekdağ'dan erken seçim mesajı: Halklar iktidara

HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ, "Akademi barış istiyor" başlıklı çalıştayda konuştu. AKP ve Erdoğan'ın 7 Haziran'ın öcünü almak için kirli savaş yürüttüğüne dikkat çeken Yüksekdağ, olası erken seçim için "Bizler iktidara" mesajını verdi.


İzmir'de akademisyenler tarafından "Akademi barış istiyor" çalıştayı düzenlendi. Türkan Saylan Kültür Merkezi'nde düzenlenen çalıştaya HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ da katıldı.
'AKP'NİN POLİTİKALARI İFLAS EDİNCE SAVAŞ SÜRECİNE GİRDİ'
İzmirli akademisyenlerin hazırladığı "Herkesi barışa çağırıyoruz" başlıklı ortak çağrı metnini okuyan İzmir Barış Bloku Eşsözcüsü Cem Terzi, uzun yıllarda sağlanan ateşkes ve müzakere sürecinin umutlarını yeşerttiğini, barış sürecinin siyasal adımlarını beklerken yeni bir çatışmalı süreçlerle karşı karşıya kaldıklarını söyledi. Başkanlık hayaline kavuşmayan birinin, Suriye politikası iflas eden bir partinin zihniyeti nedeni ile yeniden savaş sürecine girildiğini söyleyen Terzi, bu savaşın Kürt sorunundan kaynaklanmadığı söyledi. 
YÜKSEKDAĞ: ERDOĞAN-AKP HDP BARAJI GEÇİNCE KAOS ÇIKARDI
Yüksekdağ, "Barış demek direnmektir" diye başladığı konuşmasında, AKP ve Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın savaş başlattığına dikkat çekti. Yüksekdağ, "Tek bir partinin tek bir adamın iktidarı için kaos çıkarıyorlar. Bunu 3 ay önce dile getirdiler ve bugün uygulamaya başladılar. 3 ay önce haklara 'HDP barajı geçerse memlekette kaos olur' dediler. Erdoğan sıkılmadan, utanmadan, 'Verin 400 vekili bu sorun huzurla çözülsün' dedi. 7 Haziran'da halklar Erdoğan'a 400 vekil vermedi. Vermeyebilir. Şu an başkan olamayan, bunun bedelini Türkiye'nin huzurunu bozarak veriyor. Yine seçimler sürecinde HDP'nin barajı geçmesi takdirde kaos çıkacağını ilan ettiler, tehdit ettiler, bugün bu tehditlerini hayata geçirdiler" dedi. 
'HALKLAR ERDOĞAN'I BAŞKAN YAPTIRMADI'
Yüksekdağ, AKP'nin yaşanan kaos sürecinde asker aileleri ve annelerine "Eğer AKP oy verseydiniz, bunlar başınıza gelmezdi. Bu acıları yaşamazdınız" dediğini belirterek, "Bugün de çok önceden ilan edilmiş bir savaşı yaşıyoruz. Türkiye'de kimse 'Bu savaş nerden çıktı' diye bir gerekçe aramazsın. Bu savaşın musibeti saraydır. Bu savaş bir ara rejimi teşvik etmiştir. Erdoğan aldığı oylara dayanarak 'Türkiye'de rejim değiştirmiştir' deme rahatlığını gösterebiliyor. Sen seçilmiş bir Cumhurbaşkanı olabilirsin, ama bizler de seçimlerden sonra seçilmiş bir Meclis iradesiyiz. Erdoğan, kendi seçimini kabulleniyor ama 7 Haziran seçimlerindeki iradeyi tanımıyor. Bir darbeyle karşı karşıyız. Bir adamın iki dudağı arasındaki sözlere bakıyoruz. Türkiye toplumunda seçmenlere zarar veren, seçmenleri cezalandıran bir zihniyetle karşı karşıyız" şeklinde konuştu. 
Hakların Erdoğan'ı başkan yaptırmadığını, Erdoğan'ın savaş başlatarak halkları cezalandırmak istediğini ifade eden Yüksekdağ, "Saray merkezli bir darbe ile karşı karşıyayız. Bu darbeyi yapan 28 Şubat darbesi mağduru olduğunu söyleyendir. 28 Şubat darbesinde mağdur olanlar, kendilerini demokrasinin bekçileri olarak ilan edenler, bugün bizzat kendileri darbe yapıyorlar. Erdoğan bugün, 'Anayasayı kabul etmiyorum, ülkede rejim değişmiştir, ister kabul edin ister etmeyin' diyor. Kabul etmiyoruz" dedi.
7 Haziran seçimleri ile yeni bir sonucun açığa çıktığını belirten Yüksekdağ, Gezi sürecinde batı kentlerinin özgürlük dinamikleri ile Ağrı, Diyarbakır, Hakkari'nin özgürlük dinamiklerinin birleştiğini söyledi. Yıllarca bölünme korkusu ile birbirinden koparılan hakların, yıllar sonra bir araya gelip bir güç haline gelerek kazanmayı başardığını belirten Yüksekdağ, "Seçim sonuçları bu toplumsal mücadelesinin ara mecrasının finalidir. Toplum aklını kullanarak oy kullandı. Türkiye toplumu seçimlerde ortaya koyduğu düzeyle ne kadar geleceğe hazır olduğunu söyledi. Ancak ne yazık ki siyasal iktidarlar geleceğe hazır olmadığını söyledi. Türkiye'de toplum ne kadar bilinçlense de siyasal iktidarlar gericileşmiştir" diye konuştu.
'BİZLER İKTİDARA'
"Ok yaydan çıkmıştır" diyen Yüksakdağ, geldikleri seviyeden dönmeyeceklerini belirtti. "Bizler başladığımız işi bitireceğiz" diyen Yüksekdağ, "Bizler neyi bitireceğiz, bu baskıcı statükocu, faşizan zihniyeti ve yönetimi bitireceğiz" dedi. Türkiye'de bir rejimin değiştiğini ancak bu rejimin demokrasiden yana değiştiğine işaret eden Yüksekdağ, kendilerinin de bu değişimin itici gücü olmaya devam edeceklerini dile getirdi. Seçimlerden sonra bu değişimi devam etmek için ana muhalefet olarak yollarına devam etme kararı aldıklarını kaydeden Yüksekdağ, "Bizler ana muhalefet olarak başlattığımız bu süreci 7 Haziran seçimlerinde hakların iktidarı olarak başaracağız. Seçimlerde 'Bizler Meclis'e' dedik, ama HDP'yi hazmedemiyorlar. Tekrarlanacak seçim için de diyoruz ki: 'Bizler iktidara' Bizler sözümüzü 7 Haziran'da tuttuk ve tutarız" dedi.
"Barış, demokrasinin ve yeni bir yönetiminin, büyük insanlığın kendi kendini yönetmesi için en esaslı yol en kritik halkadır" sözleri ile konuşmasını sürdüren Yüksekdağ, iktidarın yapmadığı barışı, halkların gücü ile başarabilirsek, ortak yaşamı da birlikte kurabilmeyi başaracaklarını ifade etti. 
'AKP '90'LARDAN DAHA GAYRİ AHLAKİ BİR KİRLİ SAVAŞ YÜRÜTÜYOR'
Yüksekdağ, AKP'nin Kuzey Kürdistan'daki saldırılarına değinerek, şunları ifade etti: "Günlerdir bölgede adı konulmamış resmi olarak kabul edilmeyen bir savaş yaşanıyor. '90'lı yıllardan daha tahrip edici, gayri ahlaki bir kirli savaş yürütüyor. Bu kirli savaş zeminin bir parti, bir kişi buradan iktidar olmayı devşirmeyi amaçlıyorsa baştan yenilmişlerdir. Türkiye toplumu Kürtler böyle bir şeyi hak etmediler. Kürtler neyin cezasını çekiyorlar. Yüzde 90 oy verilen yerlerde HDP'ye destek vermenin cezası veriliyor. Seçilen yerler tesadüf değil, seçilen yerler AKP'nin sıfırlandığı yerlerdir. Halkı AKP'yi sıfırladığı için cezalandırıyorlar. Partimize oy verenleri pişman etmek istiyorlar. Türkiye toplumunu da bunu yapıyorlar. Yaşamını yitirenler askerler, polisler, bizim insanlarımız." 
'HAREKETE GEÇMELİYİZ'
Yüksekdağ, barışın önemine işaret ederek, şunları ekledi: "Onlar savaş için gözünü karartıyorlarsa bizler de barış için gözlerimizi karartacağız. Barış için direnmek, imkansız denilen bir hedefe ulaşmak için verilen mücadeledir. Barış, sadece silahların kullandığı bir yerlerde çocuklara kreş kurma düşünmesidir. Bizler de bu karanlık günlerde, barışın bize uzak bulduğu günlerde, bizler barışın hemen yanımızda olma düşüncesiyle harekete geçmeliyiz." 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder