Avrupa Alevi Dernekleri Federasyonu
üyeleri ile görüşme ardından basına konuşan HDP Eş Genel Başkanı Figen
Yüksekdağ, seçim kararının halka karşı darbe olduğunu dile getirdi. Yüksekdağ,
“Seçim kararı 8 Haziran'da sarayda alındı. Ve koalisyon görüşmelerinde siyasi
bir senaryo sergilendi. Yine kaybedecekler" dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Avrupa Alevi
Dernekleri Federasyonu üyeleriyle HDP Genel Merkezi'nde bir araya geldi.
Yüksedağ, Avrupa Alevi Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Hüseyin Mert,
Avrupa Alevi Gençlik Birliği Başkanı Ümit Sarı ile basına kapalı yaptığı
görüşmenin ardından federasyon üyeleri ile birlikte açıklama yaparak,
gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Avrupa Alevi Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Hüseyin Mert, Avrupa'da yaşayan Aleviler için "Avrupa’da yaşıyor olsalar da bu toprakların çocukları oldukları" değerlendirmesinde bulunarak ülkede yaşanan çatışmalı ortamın kendilerini de etkilediğini ve yaşananların kaygı verici olduğuna dikkat çekti. Türkiye'de acıların son bulması için sorumluluk hissiyle Türkiye'ye geldiklerini kaydeden Mert, "Alevilere yönelik saldırılar, sokak ortasındaki infazlar bizi kaygılandırıyor. Bütün insanlığı tehdit eden faşist gerici anlayış karşısında dayanışmak için görüşmeler gerçekleştiriyoruz" dedi.
AKP'nin kendi gizli gündemini Türkiye'de hakim kılma konusundaki politikalarını ortaya koyduğunu ifade eden Mert, "AKP'nin tekrar iktidar olması, Erdoğan'ın başkan olması Türkiye açısından bir yıkım olacak. Türkiye halkının böyle bir illetten, sıkıntılı günlerden kurtulması için çabalıyoruz. AKP'nin yaptıklarına baktığımızda ne kadar büyük bir tehdit ile karşı karşıya olduğumuzu görebiliyoruz. Biz artık bu faşist zihniyeti bu topraklarda görmek istemiyoruz" diye konuştu.
7 Haziran'da Alevilerin duruşu neyse gerçekleşecek olan yeni bir seçimde de duruşlarının aynı olacağını dile getiren Mert, HDP ile birlikte "Seni başkan yaptırmayacağız" sloganının arkasında olacaklarını belirtti.
Avrupa Alevi Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Hüseyin Mert, Avrupa'da yaşayan Aleviler için "Avrupa’da yaşıyor olsalar da bu toprakların çocukları oldukları" değerlendirmesinde bulunarak ülkede yaşanan çatışmalı ortamın kendilerini de etkilediğini ve yaşananların kaygı verici olduğuna dikkat çekti. Türkiye'de acıların son bulması için sorumluluk hissiyle Türkiye'ye geldiklerini kaydeden Mert, "Alevilere yönelik saldırılar, sokak ortasındaki infazlar bizi kaygılandırıyor. Bütün insanlığı tehdit eden faşist gerici anlayış karşısında dayanışmak için görüşmeler gerçekleştiriyoruz" dedi.
AKP'nin kendi gizli gündemini Türkiye'de hakim kılma konusundaki politikalarını ortaya koyduğunu ifade eden Mert, "AKP'nin tekrar iktidar olması, Erdoğan'ın başkan olması Türkiye açısından bir yıkım olacak. Türkiye halkının böyle bir illetten, sıkıntılı günlerden kurtulması için çabalıyoruz. AKP'nin yaptıklarına baktığımızda ne kadar büyük bir tehdit ile karşı karşıya olduğumuzu görebiliyoruz. Biz artık bu faşist zihniyeti bu topraklarda görmek istemiyoruz" diye konuştu.
7 Haziran'da Alevilerin duruşu neyse gerçekleşecek olan yeni bir seçimde de duruşlarının aynı olacağını dile getiren Mert, HDP ile birlikte "Seni başkan yaptırmayacağız" sloganının arkasında olacaklarını belirtti.
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ da yapılan
görüşmeyi anlamlı ve değerli bulduklarını belirtti. Ülkenin koyu bir karanlığa,
çatışmaya sürüklenmeye çalışıldığı bir dönemde barıştan, çözümden ve
demokrasiden yana olan kurumların dayanışma içinde olması önemli olduğuna
dikkat çeken Yüksekdağ, "Bu dayanışma önümüzdeki günlerde daha önemli
olacak. Çünkü siyasi iktidar saray yönetimi altında ve sarayın gösterdiği
basınçla tam bir sorumsuzluk örneği gösterdi. Ülkenin siyasi bir krize
sürüklenmesine neden olmuştur" dedi.
AKP ve CHP arasında koalisyonun gerçekleşmemesinin beklenmeyen bir durum olmadığını ifade eden Yüksekdağ, Türkiye halkının bu krizi yaşamak zorunda olmadığını belirtti. Krizin halkın demokratik seçiminin kabul edilmeyişiyle başladığını kaydeden Yüksekdağ, "Saray bu sürecin bir siyasi kriz olarak yaşanmasına sebep oldu. Türkiye ve bölge bu süreçle çok ciddi çatışma ve savaş ortamına sürüklendi. Aylardır çözümü çok acil olan müzakere sürecinin buzdolabına kaldırılması bu siyasi krizi daha da içinden çıkılmaz hale getirdi. Bu da gerilim ve çatışma unsurlarını da harekete geçirdi" dedi.
Türkiye toplumunun her şeyden önce barışa ihtiyacı olduğunu dile getiren Yüksekdağ, AKP iktidarının ise toplumun ihtiyaçlarına göre değil kendi ihtiyaçlarına göre siyaset yapmayı ilke edindiğini vurguladı. Başkan olamayan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "bedel ödettiğine" vurgu yapan Yüksekdağ, değerlendirmesini şöyle sürdürdü: "Kutsal bir savaş, bir muharebe diyerek çatışmayı tırmandırdı. Ama sarayın çocukları feda edilmedi. Bizi bir kere daha kutuplaştırmaya çalışıyor. Sanki ölen polis, er, asker bizim kardeşimiz değilmiş lanse ettiriyor. Bizi ölümler üzerinden bizi birbirimize düşman etmeye çalışıyorlar" dedi.
Seçimlerde halkın barışa oy verdiğini ve AKP'yi tek başına iktidar yapmadığını belirten Yüksekdağ, AKP'nin ise intikam ve bedel ödetme hazzıyla çocuk, yaşlı ve gençleri feda etmekten çekinmediğini dile getirdi. Seçim kararının halkın iradesine darbe olduğunu dile getiren Yüksekdağ sözlerine şu şekilde devam etti: "Seçim kararı 8 Haziran'da sarayda alındı. Ve koalisyon görüşmelerinde siyasi bir senaryo sergilendi. Yine kaybedecekler. Kendinizi herkesten akıllı ve yüksek görürseniz yine kaybedeceksiniz. Sanmasınlar ki uyanan Türkiye'nin yeni gücünü kıracaklar. Biz yine güçlenerek kazanmayı biliriz. Kaybedecekleri bunu büyük bir inanç ve güvenle söylüyoruz."
Yüksekdağ, Şırnak'ın Silopi ilçesinde polis saldırılarına ilişkin gözlemlerini şu sözlerle aktardı: "Türkiye halkları hak etmediği bir cehenneme sürükleniyor. DAİŞ'e operasyon yerine halka düzenliyorlar. Konuşmayın gerçekleri söylemeyin diyorlar. Akla alınmayacak işkenceler uygulanıyor, infazlar gerçekleştiriliyor İnsanlar acı içinde de olsa öfke kusmuyorlar. Barış istiyorlar. Bu siyaset halk kafasına sahip değil ki halkın isteklerini duysun."
Hakkari'de şantiye işçilerine "Türkün gücünü göreceksiniz" sözleriyle uygulanan işkenceyi hatırlatan Yüksekdağ, "Ben de Türküm. Bunlar Türkün adını kirlettiler. Bizi utandırdılar" tepkisinde bulundu.
Ağrı Diyadin'de özel timler tarafından infaz edilen çocukların "terörist" olarak ilan edilmesine tepki gösteren Yüksekdağ, "Bu nasıl büyük bir yalan. Bunların hesabını nasıl verecekler. Bu yalanlara ve sansüre ortak olanlar yarın bunun altında kalkamayacak. Gidin görün olanları. Kalbimiz dayanmaz diye mi korkuyorlar. Buna sessiz kalanlar insanlığını kaybederler" dedi.
Yüksekdağ, son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da seçim mesajı vererek, "Tayyip Erdoğan da başkan olma iddiasına devam ediyorsa tekrar ediyoruz, seni yine başkan yaptırmayacağız" dedi.
AKP ve CHP arasında koalisyonun gerçekleşmemesinin beklenmeyen bir durum olmadığını ifade eden Yüksekdağ, Türkiye halkının bu krizi yaşamak zorunda olmadığını belirtti. Krizin halkın demokratik seçiminin kabul edilmeyişiyle başladığını kaydeden Yüksekdağ, "Saray bu sürecin bir siyasi kriz olarak yaşanmasına sebep oldu. Türkiye ve bölge bu süreçle çok ciddi çatışma ve savaş ortamına sürüklendi. Aylardır çözümü çok acil olan müzakere sürecinin buzdolabına kaldırılması bu siyasi krizi daha da içinden çıkılmaz hale getirdi. Bu da gerilim ve çatışma unsurlarını da harekete geçirdi" dedi.
Türkiye toplumunun her şeyden önce barışa ihtiyacı olduğunu dile getiren Yüksekdağ, AKP iktidarının ise toplumun ihtiyaçlarına göre değil kendi ihtiyaçlarına göre siyaset yapmayı ilke edindiğini vurguladı. Başkan olamayan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "bedel ödettiğine" vurgu yapan Yüksekdağ, değerlendirmesini şöyle sürdürdü: "Kutsal bir savaş, bir muharebe diyerek çatışmayı tırmandırdı. Ama sarayın çocukları feda edilmedi. Bizi bir kere daha kutuplaştırmaya çalışıyor. Sanki ölen polis, er, asker bizim kardeşimiz değilmiş lanse ettiriyor. Bizi ölümler üzerinden bizi birbirimize düşman etmeye çalışıyorlar" dedi.
Seçimlerde halkın barışa oy verdiğini ve AKP'yi tek başına iktidar yapmadığını belirten Yüksekdağ, AKP'nin ise intikam ve bedel ödetme hazzıyla çocuk, yaşlı ve gençleri feda etmekten çekinmediğini dile getirdi. Seçim kararının halkın iradesine darbe olduğunu dile getiren Yüksekdağ sözlerine şu şekilde devam etti: "Seçim kararı 8 Haziran'da sarayda alındı. Ve koalisyon görüşmelerinde siyasi bir senaryo sergilendi. Yine kaybedecekler. Kendinizi herkesten akıllı ve yüksek görürseniz yine kaybedeceksiniz. Sanmasınlar ki uyanan Türkiye'nin yeni gücünü kıracaklar. Biz yine güçlenerek kazanmayı biliriz. Kaybedecekleri bunu büyük bir inanç ve güvenle söylüyoruz."
Yüksekdağ, Şırnak'ın Silopi ilçesinde polis saldırılarına ilişkin gözlemlerini şu sözlerle aktardı: "Türkiye halkları hak etmediği bir cehenneme sürükleniyor. DAİŞ'e operasyon yerine halka düzenliyorlar. Konuşmayın gerçekleri söylemeyin diyorlar. Akla alınmayacak işkenceler uygulanıyor, infazlar gerçekleştiriliyor İnsanlar acı içinde de olsa öfke kusmuyorlar. Barış istiyorlar. Bu siyaset halk kafasına sahip değil ki halkın isteklerini duysun."
Hakkari'de şantiye işçilerine "Türkün gücünü göreceksiniz" sözleriyle uygulanan işkenceyi hatırlatan Yüksekdağ, "Ben de Türküm. Bunlar Türkün adını kirlettiler. Bizi utandırdılar" tepkisinde bulundu.
Ağrı Diyadin'de özel timler tarafından infaz edilen çocukların "terörist" olarak ilan edilmesine tepki gösteren Yüksekdağ, "Bu nasıl büyük bir yalan. Bunların hesabını nasıl verecekler. Bu yalanlara ve sansüre ortak olanlar yarın bunun altında kalkamayacak. Gidin görün olanları. Kalbimiz dayanmaz diye mi korkuyorlar. Buna sessiz kalanlar insanlığını kaybederler" dedi.
Yüksekdağ, son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da seçim mesajı vererek, "Tayyip Erdoğan da başkan olma iddiasına devam ediyorsa tekrar ediyoruz, seni yine başkan yaptırmayacağız" dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder