AKP’nin savaş politikası dün İsveç’in başkenti Stockholm ve Göteborg ilinde yapılan gösterilerle kınandı. Meydanlara çıkan binlerce kişi, AKP’nin Kürt halkına yönelik bombalama ve tutuklamasına son vermesini ve yeniden barış görüşmelerine başlamasını talep etti. Stockholm ve Göteborg caddelerinde “Savaşı Durdurun” ve “Faşist Erdoğan” sloganları yankılandı.
Her iki ilde yapılan eylemlere Kürdistan’ın dört parçasından Kürtlerin yanı sıra, İsveçli, Türkiyeli ve diğer yabancı dernek ve örgütlerin temsilcileri de katılarak Kürtlerin taleplerine destek verdi.
Stockholm’deki gösteri saat 13.00 sularında il merkezindeki Humlegården Parkı’nda başladı. Türk devletinin sivillere yönelik katliamamıan dikkat çekmek amacıyla korteşin en önünde 3 kanlı kefen yer aldı.
Omuzlarında kanlı kefenler taşıyan Kürdistanlıları ellerinde “Öcalan’a özgürlük, Kürdistan’a statü” yazlı pankratı taşıyan eylemciler izledi. Raoul Wallanberg Meydanı’na doğru yürüyüşe geçen kitlenenin sık sık “Türk ordusu Kürdistan’dan dışarı”, “Savaşa hayır, barışa evet”, “AKP DAİŞ’tır, DAİŞ AKP’dir”, “Katil Erdoğan” “Biji Serok Apo” ve “PKK halktır, halk biziz” sloganlarını attılar.
İSVEÇLİ VE TURİSTLERDEN GÖSTERİCİLERE DESTEK
Yürüyüş güzargahı boyunca bir araca yerleştirilen hoparlörlerden Türk devletinin savaş politikasını kınayan konuşmalar yapan, bildiriler dağıtarak kamuoyunu bilgilendiren göstericilere bazı İsveçli ve turistlerin de zafer işaretleri yaparak destek verdikleri gözlendi.
Raoul Wallanberg Meydanı’nda gösteriyi örgütleyen İsveç Demokratik Kürt Toplum Merkezi’nin açıklamasının okunmasının ardından Kürdistan Ulusal Kongresi adına Adem Uzun, Avrupa Süryani Birliği adına Metin Rhawi, Barış için Artistler Başkanı Stina Bengs, İsveç Sol Parti adına John Hörnquist, Amara Kürt Kadın Meclisi Başkanı Naciye Biçen, Kadın Barış İnisiyatifi’nden Vahide Yılmaz, İsveç Barış Konseyi Başkanı Kemal Görgü, konuşmalarında AKP Hükümeti’ne Güney Kürdistan’a yönelik bombalamalarını durdurmasını, 7 Haziran’da yapılan Genel Milletvekili Seçimlerinin sonuçlarına saygı göstererek yeniden barış görüşmelerine başlaması çağrısı yaptılar.
AKP’nin sivillere yönelik katliamını da kınayan konuşmacılar, İsveç devleti başta olmak üzere, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve uluslalarası toplumun Türk devletinin vahşetine sessiz kalmamaları ve bombalamaların durdurulması için somut adımlar atmalarını talep ettiler.
AKP KÜRTLERİN BAŞARILARINI HAZMEDEMEDİ
Adem Uzun, Türkiye ve Kürdistan’daki barış sürecinden Kürtlerin başarıyla çıkmalarını ve Rojava’da Kürt güçlerinin kaydettikleri ilerlemelerİ Türk devleti ve AKP Hükümeti’nin hazmedemedğini ve Kürtlere yönelik top yekün bir savaş başlattığını söyledi.
Ortadoğu’da kaosun hakim olduğunu ve bu ortamı fırsat bilen demokrati ve Kürt halkının düşmanlarının Kürt halkının haklarını elkde etmesini önlemek için her türlü provokasyon ve yönteme başvurduklarını söyleyen Uzun, “Bunun için Medya Savunma Alanları ve Rojava’ya saldırıyorlar. Topyekün bir tasfiye hareketi başlatıyorlar” şeklinde konuştu.
AKP hükümetinin Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da HDP’yi barajın altında bırakarak halk desteği olmayan bir parti olarak nitelemek istediğini ancak bu planların 7 Haziran’da yapılan seçimlerde bozulmasıyla daha önceden belirledikleri savaş konseptini başlattığını dile getirdi.
AKP, KÜRT ÖZGÜRLÜK HAREKETİNE DARBE VURAMADIĞI İÇİN SİVİLLERİ KATLETMEYE BAŞLADI
7 Haziran seçimlerinde sadece Kürtlerin değil aynı zamanda devrimciler, Asuriler, Êzîdîler, Ermeniler, Azeriler, Hıristiyanlar ve tüm emekçilerinin kazandıklarını söyleyen Uzun, “Türk devleti bu halkların başarılarına günde Kandil’e 70 sorti yaparak karşılık verdi. Amaçları Kürt Özgürlük Hareketine darbe vurmaktı ama umduklarını bulamadılar. Bu nedenle sivilleri bombalamaya ve katletmeye başladılar” şeklinde konuştu.
Uzun, Avrupa Birliği ve batılılara DAİŞ çetelerinin saldırılarına karşı direnen YPG ve PKK’yi desteklemeleri, AKP’nin Kandil’e yönelik bombalamaları ve Türkiye ve Kürdistan’daki tutuklamalarına karşı çıkmaları çağrısında bulundu.
TÜRKİYE’NİN PKK’YE SALDIRILARI DAİŞ’İ GÜÇLENDİRİYOR
Sol Parti adına bir konuşma yapan John Hörnquist, Suruç katliamı ile ırkçı Anders Brievik’in Oslo’da gerçekleştirdiği katliam arasında benzerlikler olduğunu söyledikten sonra, DAİŞ çetelerinin Ortadoğu’da insanlık dışı katliamlar yaparak toplumu sindirmek istediklerinin altını çizdi.
Ortadoğu’da yaşayan insanların daha iyi bir gelecek ve karamsarlık arasında gidip geldiklerini ve bölgede tam anlamıyla kaosun hakim olduğunu söyleyen Hörnquist, HDP’nin seçimlerde gösterdiği başarının Türkiye halklarına umut verdiğini ancak AKP hükümetinin Güney Kürdistan’a yönelik bombalamlarının durumu daha da karmaşık hale getirdiğini söyledi.
Türkiye’nin Nato’nun desteğiyle PKK’ye yönelik gerçekleştirdiği saldırıların DAİŞ çetelerini güçlendirdiğini söyleyen Hörnquist, Türkiye’nin bombalamalar, tutuklamalar ve 65 internet sitesini kapatarak, medyayı baskı altına alarak halkların demokrasi ve özgürlük taleplerini basıramayacağını söyledi ve AKP hükümetine savaş politikasından vazgeçme ve yeniden barış masasına dönme çağrısı yaptı.
SÜRYANİLER: KÜRTLERLE BİRLİKTE SAVAŞMAKTAN ONUR DUYUYORUZ
Avrupa Süryani Birliği adına konuşan Metin Rhawi, Süryani Halkının Mezopotamya topraklarında bin yıllardır, iyi ve kötü zamanlarda Kürt halkıyla birlikte iç içe yaşadığını hatırlattıktan sonra, Türk devletinin inkar ve imha politikasını sadece Kürtlere değil aynı zamanda Asuri-Süryani, Ermeni, Azeri, Çerkez ve diğer azınlıklara da yürüttüğünü söyledi.
Günümüzde Rojava’da Süryanilerin Kürt halkıyla birlikte omuz omuza DAİŞ çetelerine karşı savaştıklarını söyleyen Rhawi, “Biz bundan onur duyuyoruz. Terörizm insanların en temel haklarını yok ediyor. DAİŞ çeteklerine sonuna kadar mücadele edeceğiz” dedi.
Türk hükümetinin DAİŞ çetelerine verdiği desteği örnekler vererek anlatan Rhawi, “Türk devletine PKK’ye yönelik bombaları durdurma ve barış masasına yeniden oturması çağrısı yaptı.
Barış İçin Sanatçılar Başkanı Stina Bengs, İsveçli kadınlar için yazılan bir marşı YPJ’li kadın gerillalara uyarlayarak söyledi. Tiyatro Sanatçısı Serpil İnanç da, AKP’nin savaş politikasına karşı barışı ve özgürlüğü alan şiirler okudu.
ÇAĞAN: SAVAŞIN KAZANANI OLMAZ, BARIŞTAN YANAYIZ
Gösteriye katılan İsveçli ve Türkiyeli sivil toplum örgütleri temsilcileri ve aydınlara Türkiye ve Kürdistan’daki gelişmelere ilişkin yönelik sorular yönelttik.
Avrupa Alevi Birlikleri Fedarasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Halk Ozanı Ali Çağan, 7 Haziran seçimlerinde büyük başarılar kaydeden HDP’nin yöneticilerinin Türkiye’de barışın sağlanması için Türkiye’yi yönetenlerin ise savaş çıkarmak için her türlü provokasyonlara başvurduklarını söyledi.
AKP hükümetinin 13 yıl içinde pek çok rüşvet ve yolsuzluğa bulaştığını, yeni kurulacak bir hükümetin bu yolsuzlukların hesabını soracağını bilen AKP hükümeti ve Kaçak Sarayda oturan Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidarını kaybetmemek için savaş çıkararak ülkeyi ateşe attığını söyleyen Çağan, “Savaşın kazananı olmaz. Biz barıştan yanayız. Türkiye veya dünyanın neresinde olursa olsun her insanın elinden geleni yapması gerekir” dedi.
Erdoğan’ın tutumu ile Saddam Hüseyin’in savaşa olan yaklaşımı arasında benzerlikler olduğunu söyleyen Çağan, “İran-Irak savaşının bitiminden sonra bir gazetecinin Saddam’a İran’la sorununuz neydi, neden bu kadar uzun süre savaştığınız sorusuna Saddam, eğer savaş yapmazsaydım, asker darbe yapıp beni indirebilirdi yanıtını verdi. Saddam kendi iktidarını korumak için binlerce insanın yaşamını yitirmesine yol açtı. Şimdi aynı şeyi Recep Tayyip Erdoğan yapıyor” şeklinde konuştu.
Çağan, HDP’nin çok büyük baskı ve saldılarla karşı karşıya kaldığını hatırlattı ve tüm aydın ve sanatçılara AKP’nin savaş politikasına karşı HDP’yi desteklemeleri çağrısı yaptı.
İsveç Komünist Partisi Stockholm İl Başkanı Barbara Brädefors, Ortadoğu’da korkunç katliamlar yapılmasını televizyon ekranlarından izlediklerini, Türkiye’nin de katliamlarda yer almaya başladığını gördüklerini söyledikten sonra “Türkiye IŞİD’a yönelik bombalamalar yaptığını söylüyor ama PKK ve PYD’ye yönelik bombalamalar yapıyor. Türkiye Güney Kürdistan’ı bombalayarak Kürtlerin haklarını almalarını engellemek istiyor. Hepimiz buna karşı çıkmak zorundayız” dedi.
TÜRKİYE’NİN AMACI SİVİLLERİ KORUMAK DEĞİL KÜRTLERİN HAKLARINI ALMASINI ENGELLEMEK
Barış İçin Artistler Başkanı Stina Bengs, HDP’nin % 13 oy alarak büyük bir başarı göstermesinin ardından Türk devletinin savaşa girdiğine dikkat çektikten sonra, “Şimdi Türkiye Suriye’nin kuzeyinde IŞİD’e karşı bir tampon bölge oluşturmak istediğini söylüyor ama amacı sivilleri korumak değil. Kürtlerin bölgede etkin olmalarını engellemek. Bu nedenle de Türkiye’nin savaş politikasına karşı çıkmak oldukça önemli” şeklinde konuştu.
68 kuşağından devrimcilerinden Hasan Şükrü Dal, AKP İktidarı ve Erdoğan’ın barıştan değil savaştan, ülkenin bütünlüğünden değil bölünmesinden yana bir politika izlediğini söylerken, Kürdistanlı Hasan İnce, “Biz barışı Erdoğan ve AKP’lilerin kişisel çıkarlarına kurban etmeyeceğiz. 7 Haziran seçimlerinde HDP’nin iktidardan düşürdüğü AKP hesap vermemek için barış sürecini sabote etti ve savaşa gitti. Biz bu politikaya karşı kararlıkla mücadele edeceğiz ve tüm halklar ve inançların barış içinde bir arada yaşamaları için elimizden gelen herşeyi yapacağız” ifadelerini kullandı.
PKK TEÖRÖR ÖRGÜTLERİ LİSTESİNDEN ÇIKARILSIN
İsveçli Sanatçı Lennart Asp, Türkiye’deki savaşın nedeninin çok açık olduğunu, iktidarı kaybeden AKP hükümetinin savaş çıkararak Kandil’e saldırdığını ve toplu tutuklamaları başlattığını söyledi ve İsveç Hükümeti ve Avrupa Birliği’ne DAİŞ çetelerine en kararlı direnen PKK’nin terör örgütleri listesinden çıkarmalarını istedi.
68 kuşağından Hukukçu ve Yazar Sinan Oza, Kandil’e yönelik saldırıları AKP’nin can çekişmesi olarak gördüğünü söyledi ve “En büyük dileğimiz yeniden barış görüşmelerinin başlatılması. Tüm aydınların AKP’nin savaş politikasına karşı HDP’nin yanında saf almaları gerekir” dedi.
“İşçi İktidarı” adlı örgütün sorumlularında Eduardo Montero, Erdoğan’ın AKP’nin iktidarı kaybetmesinden dolayı paniğe kapıldığını, IŞİD’e karşı savaş bahanesiyle PKK ve Kürt halkını hedef aldığını söyledi ve “Biz İsveç sosyalistleri, Türk devletinin Kürdistan’ı bombalamalarını kınıyoruz. Kürtlerin haklarını almak için sürdürdüklerini direnişin arkasındayız” şeklinde konuştu.
İsveç-Şili Dayanışma Komitesi’nden Adolfo Oraye, 1970’li yıllarda Şili Halkının Pinoşet diktatörlüğünün altında yaşadığını söyledi ve “Bugün benzeri bir baskı altında bulunan Kürt Halkı ve Türkiyeli devrimcilerle dayanışmak için bu gösteriye katılıyoruz” dedi.
GÖTEBORG’DEKİ AKP PROTESTOSUNA BİNİ AŞKIN KİŞİ KATILDI
İsveç’in Göteborg ilinde Demokratik Kürt Merkezi’nin çağrısıyla yapılan, Alevi, Asuri-Süryani, Ermeni derneklerinin, Goran Hareketi, YNK, İsveç Sol Parti ve İsveç Komünist Partisi’nin destek verdiği gösteri ve yürüyüşe bini aşın kişi katıldı.
Kürdistanlı ve İsveçli parti ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, Türk devletinin Kürdistan’a yönelik bombalamalarını kınayan içerikte konuşmalar yaptılar ve uluslararası topluma Erdoğan ve AKP Hükümeti’nin savaş politikasına karşı çıkmaları çağrıları yaptılar.
Gustav Adolf Meydanı’na doğru yürüyüşe geçen göstericilerin “Katil Erdoğan”, “Kahrolsun IŞİD”, “Savaşa hayır” ve “Biji Serok Apo” sloganlarına ağırlık verdikleri gözlendi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder