PKK Yürütme Komitesi, Kürt halk Önderi Abdullah Öcalan’ın başlattığı ve PKK öncülüğünde yürütülen özgürleşme mücadelesinin insanlığın özgür ve demokratik toplum adına yarattığı tüm tarihsel değerlere dayanarak yenilmez bir umut ve ütopyalarından vazgeçmez bir ruh yarattığını belirtti. PKK, “Yiğit Kürdistan halkını ve tüm demokratik ulus direnişçilerini, Che Gueveraların, Agitlerin, Paramaz Kızılbaşların, Bagok Serhatların, Şervan Vartoların önderliğinde yürüyerek devrimci direnişi büyütmeye ve demokratik özerklik devrimini gerçekleştirmeye, halklarımıza zaferi armağan etmeye çağırıyoruz” dedi.
PKK Yürütme Komitesi, 15 Ağustos Atılımı’nın yıldönümü vesilesiyle yazılı bir açıklama yaptı.
PKK açıklamasında, “15 Ağustos 1984’te Eruh ve Şemdinli’de yükselen onur ve özgürlük sloganları, kültürel soykırım kıskacında inkârın ve yok oluşun pençesinde can çekişen kadim bir halkın tüm özlemlerinin dile gelişidir. Kürdistan toplumsallığının yeniden doğuşudur. Önderliğimizin ve tüm özgürlük şehitlerimizin 15 Ağustos diriliş atılımının 31.yıldönümünü kutluyoruz. Onura ve özgürlüğe tutkulu bir ruhla başlatılan varlığını koruma ve özgürlüğünü sağlama direnişinin 31.yıldönümünü, demokratik ulusu inşa etme kararlılığıyla karşılıyoruz. Baştanbaşa Kürdistan’da atılım ruhuyla mücadele eden tüm gençleri, kadınları, tüm toplumumuzu direniş ruhuyla selamlıyoruz” denildi.
‘PKK ÖNCÜLÜĞÜNDEKİ ÖZGÜRLEŞME MÜCADELESİ YENİLMEZ BİR UMUT VE RUH YARATTI’
PKK açıklamasında devamla şu ifadelere yer verildi:
“İnsanlığın yarattığı kutsallarına kendinden bir şeyler katmış, onların biriktirdiklerinden kendine pay almış, tarihi bir kültürel varoluş olarak Kürt halkı, sınıflı-devletli uygarlığın her renkten saldırıları altında tarihte az rastlanan soykırım uygulamalarıyla karşı karşıya bırakıldı. Kapitalist modernite çağında coğrafyası, toplumsallığı ve kültürü lime lime edilen Kürt gerçeği kadavra haline getirildi. Bu saldırılar karşısında her başkaldırdığında ise katliam ve soykırımların hedefi oldu. Kırılan her başkaldırı kırılan umut oldu. Destanlarından ağıtlarına, şarkılarından hikâyelerine kadar tüm yaşamına yitirilen umudun çaresizliği renk verdi. Partimiz PKK önderliğinde gelişen yeni umut tohumları da 12 Eylül faşist darbesinin vahşi saldırılarıyla bir kez daha yok edilmek istendi. Kürdistan, baştanbaşa sömürgeci vahşetin sınırsız bir uygulanma alanı haline getirildi.
Önder Abdullah Öcalan’ın başlattığı ve partimiz PKK öncülüğünde yürütülen özgürleşme mücadelesi, insanlığın özgür ve demokratik toplum adına yarattığı tüm tarihsel değerlere dayanarak yenilmez bir umut ve ütopyalarından vazgeçmez bir ruh yarattı. Bu ruh, Mazlumların, Hayrilerin, Sakine Cansızların ve Kemal Pirlerin önderliğinde Amed zindanında direnişin bayrağı olup dalgalandı. 15 Ağustos 1984’te komutan Agit’in ellerinde Kürdistan dağlarında dalgalandı. Büyük komutan Agit’in yürüyüşünde tarih yürüdü ve sömürgeciliğe karşı özgürlük ve onur gerillası yaratıldı.
‘İLK KURŞUNDAN BUGÜNE KÜRDİSTAN HALKI SOSYAL VE KÜLTÜREL DEVRİM YAŞADI’
Kürdistan devrimi, 15 Ağustos Devrimci Atılım ruhunu ülkenin tüm alanlarına taşıyarak halkımızı öz savunma iradesine kavuşturdu. Özgür ve demokratik toplum bilinciyle örgütlenen halkımızı, kendi yaşamı ve geleceği hakkında söz ve karar iradesi haline getirdi. İlk kurşundan bugüne kadar geçen sürede Kürdistan halkı bir sosyal ve kültürel devrim yaşadı. Başkaları için ulusal ve kültürel yayılma alanı olmaktan çıktı ve kendisi için varoluş alanı haline geldi.
‘15 AGUSTOS ATILIMIYLA 5 BİN YILLIK KÖLELİK SURLARI PARÇALANDI’
“İlk sömürge ulus” olarak kadın, 15 Ağustos Devrimci Atılımıyla erkek egemenliğinin yarattığı beş bin yıllık kölelik surlarını parçaladı. Beritan, Zelal, Ruken, Azime, Bese gibi kadın komutanlar yarattı ve bu komutanların öncülüğünde kendi rengi, sesi, iradesi ve özgür kimliğiyle varolmayı başardı. Büyük özgürlük yürüyüşünü başlatarak tüm dünya kadınlarına öncülük yapma iddiasını pratikleştirdi. Bu başarı, evrensel bir sonuç yarattı. Bugün de Rojava devrimi somutunda ortaya çıkan toplumsal inşa ve özsavunmada kadın öncülüğü, Rojava devriminin kimliği oldu.
DEVRİMCİ DİRENİŞ SOYKIRIM GİRDABINDAN ÇIKIŞ İMKANI SUNDU
15 Ağustos Atılımının başlattığı devrimci direniş, bugün demokratik ulus ve demokratik özerklik çözümüne dönüşerek tüm halklara ulus devletçi zihniyetin dayattığı boğazlaşma ve soykırım girdabından çıkış imkanı sundu. Ulus devletçi ve iktidarcı zihniyetin kan deryasına çevirdiği Suriye’de Rojava devriminin ortaya koyduğu demokratik ulus çözümü, dünya halklarını yeni bir yaşam modeliyle buluşturdu. Rojava devriminde daha da görünürleşen özgür ve demokratik yaşam modeli tüm insanlığın ilgisini çekti ve her düzeyde dayanışmasını açığa çıkardı. Kobani direnişinde açığa çıkan tüm insanlığın savunulması bilinci ve buna denk gelişen katılım, bu umuttan beslendi. 15 Ağustos ruhunun Kobani ve Şengal’de bir kez daha açığa çıkan yenilmez savaşçılığı, kadın özgürlük iradesi ve yeni yaşam modeli, tam bir demokratik ulusal birlik ve dayanışma iklimi yarattı.
15 Ağustos devriminin 31.yılında da Önderliğimizin tüm çözüm çabalarına rağmen Türkiye devleti faşist, ırkçı ulus devlet uygulamalarını sürdürmektedir. Kendini küllerinden yeniden yaratan Kürt halk gerçekliğine rağmen ısrarla sürdürülen bu ırkçı ve tekçi uygulamaları halkımız kabul etmeyecektir. Bugün AKP hükümetinin başını çektiği soykırım rejimi halkımızın varlığına ve insanlığına saldırmakta, Kürt iradesini kabul etmemektedir. Buna karşı halkımızın kendi ulusal demokratik varlığını koruması ve kendi iradesiyle yaşaması, onurlu yaşamın temel ilkesidir. Kürdistan halkı, Türkiye devletinin inkâr imha dayatması altında yaşamak istemediğini defalarca göstermiştir. Halkımız, bu yeni mücadele yılında da kendi demokratik öz yönetimlerini kurarak, kendi iradesiyle kendi kendini yönetir hale gelerek ve kendi öz savunmasını yaparak özgür ve demokratik ulus olmanın ilkelerini pratikte gösterecektir.
‘DEMOKRATİK ÖZYÖNETİM İRADESİNİ SELAMLIYORUZ’
Bu yeni mücadele yılında halkımızın başta Silopi olmak üzere Nusaybin, Gever, Cizre, Hezex, Şırnak ve en son Varto ve Bulanık’ta geliştirdiği demokratik özyönetim iradesini selamlıyoruz. Faşist ulus devletçi sistemin soykırım uygulamaları karşısında geliştirilen demokratik öz irade, halkımızın en meşru hakkıdır. PKK olarak halkımızın geliştirdiği meşru iradesini sonuna kadar destekliyoruz. Tüm Kürdistan halkı ve Türkiye demokratik ulusunu bu demokratik öz yönetimleri desteklemeye çağırıyoruz.
‘DEVRİM MÜCADELESİNİ ZAFERE TAŞIYACAĞIZ’
15 Ağustos atılımının 32.mücadele yılına girerken bir kez daha demokratik uluslaşma yolunda özgür yaşam mücadelesi veren tüm gençleri, kadınları, her yaştan insanımızı, yine Kürdistan demokratik uluslaşmasında kendi özgür yaşamını gören ve bu mücadeleyle dayanışma içinde olan tüm halkları, demokratları ve sosyalistleri selamlıyoruz. Önderliğimizin ve şehitlerimizin eseri olan bu direniş tarihine layık olmanın tek yolu şehitlerimizin özlemlerini gerçekleştirmek ve onurlu bir özgür yaşam yaratmaktır. Bu temelde PKK olarak 15 Ağustos Atılımının 32.mücadele yılında, devrim mücadelesini zafere taşıyarak demokratik uluslaşmayı yaratma sözümüzü bir kez daha yineliyoruz.
Yiğit Kürdistan halkını ve tüm demokratik ulus direnişçilerini, Che Gueveraların, Agitlerin, Paramaz Kızılbaşların, Bagok Serhatların, Şervan Vartoların önderliğinde yürüyerek devrimci direnişi büyütmeye ve demokratik özerklik devrimini gerçekleştirmeye, halklarımıza zaferi armağan etmeye çağırıyoruz.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder