Dersim, Botan ve Lice bölgelerinde incelemelerde bulunan ekolojistler, çıkan yangınların savaşla paralel bir şekilde geliştiğini ve yangınların askerler tarafından çıkarıldığını ifade ettiler. Ekolojistler ayrıca, Dersim bölgesinde de helikopterle ormanlık alanlara doğaya zararlı tırtılların atıldığını ve bunların ormanlara zarar verdiğini söyledi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Ekoloji Komisyonunun çağrısı üzerine bölgede çıkan orman yangınlarını yerinde görmek ve incelemelerde bulunmak üzere bir araya gelen ekolojistler, yangın bölgelerinde yaptıkları incelemeler sonrası izlenimlerini basın açıklamasıyla ile kamuoyu ile paylaştı. DTK Binasında gerçekleştirilen basın açıklamasında “Doğayla savaşan insanla barışamaz” yazılı pankart açılırken, ekolojistlerin üzerinde Kürtçe ve Türkçe “Ormanlarımızı yakıyorlar. Cudi, Dersim, Lice” yazılı tişörtler giymesi dikkat çekti.
16-18 Ağustos tarihleri arasında üç grup halinde Dersim, Botan ve Lice bölgelerinde incelemelerde bulunduklarını ifade eden Amed Ekoloji Meclisi Eşsözcüleri Gültekin Aydeniz, bölge halkının orman yangınlarının helikopterlerle askerler tarafından çıkarıldığını anlattıklarını ifade etti.
‘DOĞA KATLİAMINI TESPİT ETTİK’
Lice bölgesinde incelemelerde bulunan grupta yer aldığını belirten Aydeniz, incelemelerde bulundukları alanlarda ‘doğa katliam’ ile karşılaştıklarını vurguladı. Aydeniz, “İncelemelerde bulunduğumuz alanlarda ağaçtan böceğe tam bir doğa katliamı tespit ettik. Bölgede çıkarılan yangınlar tamamen savaş konsepti içerisinde yer alıyor” şeklinde konuştu.
HELİKOPTERLER TIRTILLAR BIRAKIYOR
Dersim bölgesinde incelemelerde bulunan grup içerisinde yer alan Mezopotamya Ermenileri Derneği üyesi Mehmet Toprak da, orman yangınlarının askerler tarafından çıkarıldığını tespit ettikleri ve halktan da bu yönde anlatımlar dinlediklerini belirtti. “Top değil ama izli mermiye benzeyen mermilerle yangınların çıkarılıyor” diyen Toprak, sözlerine şöyle devam etti: “Dersim bölgesinde yaptığımız incelemelerde halk, kanaat önderleri ve muhtarlarla görüşmelerimiz oldu. Yangınların çıkarıldığı bölgeleri ‘özel güvenlik bölgesi’ ilan edip muhtarlara kağıtlar imzalatılmış. Muhtarların hiçbir ne imzaladığını bile bilmiyor. Helikopterlerle bölgeye tırtılların atıldığını ve bunların doğaya büyük zararlar verdiğini anlattılar. İncelemelerimiz sırasında orman yangınlarına tepki olarak açlık grevine girmiş bir aile tespit ettik. Kendileriyle görüşmelerimiz oldu” diye konuştu.
MAYINLI ARAZİLER
Çıkan yangınları halkın kendi çabasıyla söndürülmeye çalışıldığını vurgulayan Toprak, “Yangınlara halk kendi çabasıyla müdahale etmeye, söndürmeye çalışıyor. Ancak Dersim bölgesinde çok fazla mayın var. Bu mayınlar halkın yangınlara müdahalesini de zorlaştırıyor” dedi.
‘BAGOK'TA CANLIYA DAİR HİÇBİR ŞEY YOK’
Çevre ve Ekoloji Hareketi Avukatları (ÇEHAV) adına Botan bölgesinde incelemelerde bulunan grupta yer alan Avukat Deniz Gedik, Bagok Dağı’na giderlerken yaklaşık 40 dakikalık bir yolun geçtiği bütün alanların tamamen yakıldığını ifade etti. Konuştukları köylülerin hepsinin yangınların askerlerden tarafından çıkarıldığını ifade ettiğini belirten Gedik, “Konuştuğumuz köylülerin hepsi yangınların helikopterlerden kimyasal atılarak yada aydınlatma fişeğiyle yakıldığını belirttiler. Bu alanlarda aynı yöre halkının geçim kaynakları yanmış. Meşhur Süryani Şarabının yapıldığı bağlar tamamıyla kül olmuş. Aynı şekilde Badem, Bıtım, Fıstık ağaçları yanmış. Bagok’ta canlıya dair hiç bir şey yok. Belediyeler yangınlara müdahale etmeye çalışıyor ancak bu konuda imkanları yetersiz. Devletten yangınların söndürülmesi için herhangi bir destek gelmiyor” ifadelerini kullandı.
‘ORMAN YANGINLARI SAVAŞLA PARALEL BİR SÜREC’
Siirt’in Eruh bölgesinde hala yangınların devam ettiğine dikkat çeken Gedik, sözlerine şöyle devam etti: “Eruh’ta köylülerin anlatımlarına göre yangın karakol etrafından başlamış. Burada boşaltılmış köyler gördük aynı şekilde Silopi’de de boşaltılmış köyler vardı. Cudi’de termik santral ve kömür ocakları var. Yangınlar bunları besleyecek şekilde çıkarıldığı belirtildi. Orman yangınları savaşla paralel yürüyen bir süreç karakol etrafında başlayıp, kontrol edilemeyecek şekilde yayılıyor. Köylerin yaşanabilecek hale gelmemesi için adeta bir çaba var. Halkın ekonomik kaynakları bundan çok ciddi zararlar gördü. Yaşam savunucularına buradan mücadele çağrısı yapıyoruz.”
...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder