1 Ağustos 2015 Cumartesi

Köln'de 8 Ağustos'ta faşizme ve savaşa karşı yürünecek

ABDEM ve Demokratik Güç Birliği bileşenleri, 9 Ağustos'ta Köln'de düzenlenecek mitinge katılım çağrısında bulundu. Çağrı metninde, AKP'nin Medya Savunma Alanları'na saldırılarını ve siyasi soykırım operasyonlarını durdurması, Kürt Halk Önderi Öcalan'a tecride son vermesi istendi. Metinde, uluslararası güçlerin de savaş politikalarına desteğini çekmesi, PKK yasağını kaldırması talep edildi.


Almanya'nın Köln şehrinde 29 Temmuz'da bir araya gelen ABDEM ve Demokratik Güç Birliği bileşenleri, 8 Ağustos'ta Köln'de düzenlenecek yürüyüş ve miting gündemiyle bir araya gelerek planlama çıkardı.
Yürüyüşün ana sloganı "Faşizme geçit vermeyeceğiz; savaşa hayır" olarak belirlenirken, yürüyüşte Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik tecrit  politikalarını ve Suruç Katliamı'nı kınayan pankartlar taşınacak.
PLANLAMA
Toplantıda alınan kararlara ilişkin şu bilgiler verildi:
"Tüm bileşenler Almanya merkezli yürüyüşe kadar tüm alan ve bölgelerde ortak eylem ve etkinlikler düzenleyerek 1-8 Ağustos arasını eylem haftası ilan ederek, bu saldırılara karşı ortak direnişi büyütecek.
NAV-DEM, ABDEM ve Demokratik Güç Birliği'nin ortak hazırladığı deklarasyon ve dosyaları yerellerde tüm bileşenler ortak heyetlerle sivil toplum örgütlerine, siyasi partilere, sendikalara, çevre ve kadın örgütlerine, barış hareketlerine, yerel ve genel basına sunacak; onların bu konuda AKP'nin saldırılarına karşı tutum alacak açıklama yapmalarını sağlayacak. Bu açıklamalar federal hükümete ve NAV-DEM bürosuna iletilmelidir.
ABDEM ve Demokratik Güç Birliği'nin hazırladıkları ortak mektup Almanya'da parlamentoda grubu bulunan tüm partilere, Başbakan'a, Dışişleri ve Savunma Bakanlıklarına, Avrupa Parlamentosu'na, NATO ve BM'ye gönderilmelidir.
Tüm Kürt örgütleri ile yürüyüşü desteklemeleri için önümüzdeki hafta toplantı yapılmalıdır.
En geç 6 Ağustos Perşembe gününe kadar tüm bileşenlerin katılımıyla, saat 10.00'da Berlin Dışişleri Bakanlığı önünde kitlesel basın açıklaması yapılmalıdır. Ardından tüm siyasi parti temsilcilikleri ve büyükelçilikler ziyaret edilerek dosya ve kurumların ortak mektubu sunulmalıdır."
x
'AKP DEMOKRATİKLEŞMEYE SAVAŞ AÇTI'

Eyleme ilişkin hazırlanan çağrı metninde ise, AKP'nin Suruç Katliamı ile saldırılarını artırdığı bir sürece başladığına dikkat çekilerek, siyasi soykırım operasyonları ve Medya Savunma Alanları'na saldırılara, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a uygulanan tecride değinildi. 
Türk devletinin cenaze törenlerine bile saldırdığına vurgu yapılan metinde, "Türk Hükümeti ve Tayip Erdoğan hırsızlıklarının ve katliamlarının hesabını vermekten kurtulmanın yolunu, demokratikleşme için ayağa kalkan güçlere savaş açmakta, Türkiye’yi kaosa sürüklemekte bulmuştur" denildi.
Türk ordusunun Kürdistan'da çevre katliamı da yaptığına işaret edilen metinde, Erdoğan ve AKP'nin amacının tek başına mutlak güç olmayı hedeflediği ifade edildi. HDP'nin 7 Haziran'daki seçim başarısıyla AKP'nin tek başına güç olmasını engellediğinin belirtildiği metinde, AKP için Rojava Devrimi'nin de "göze batan bir diken" olduğu vurgulandı.

ABD, NATO VE AVRUPA'YA UYARI

Metinde, AKP ve Erdoğan'ın insanlığa karşı DAİŞ çetesiyle ittifak halinde olduğu kaydedilerek, uluslararası kurumların tutumlarına ise şöyle dikkat çekildi: 
"Türk devleti uluslararası kamuoyunda ne kadar DAİŞ çetesine karşı savaşacağını ilan ederse etsin, AKP iktidarının esas amacı Suriye’nin kuzeyinde gelişmekte olan demokratik öz yönetimi ezmek, en azından özgürlükçü Kürt güçlerini zayıflatmaktır. Uluslararası politik çevrelerin eleştiri ve uyarılarına rağmen, ABD ve NATO Türkiye devletinin başlatmış olduğu savaş politikalarıyla dayanışma içinde olduğunu ilan etmiştir. Başta Almanya olmak üzere Avrupa ve NATO, Türkiye’nin bu saldırgan insanlık düşmanı politikalarını desteklemektedir. Federal Alman hükümeti tarafından son dönemlerde Türkiye’ye silah ihracatı ve Patriot füzelerinin Türkiye’ye konuşlandırılmasının onaylanması; PKK yasağının kaldırılmasında takınılan inatçı tutum, Türkiye ile AB arasında daha da güçlendirilen ekonomik iş birliği, NATO eliyle istihbarati bilgilerin Türk devletine aktarılması, Avrupa’da yaşayan Türk ve Kürt muhaliflerin (ATİK, NAV-DEM) tutuklanmasıyla, Türkiye ve Kürdistan’da halka her türlü terörü uygulayan, Erdoğan ve AKP iktidarının eli güçlendirilmektedir.
Almanya, AB ve NATO bununla doğrudan ve dolaylı olarak, DAİŞ çetesine destek vermekle kalmamakta aynı zamanda Erdoğan ve AKP’nin Suriye’ye karşı geliştirdiği katliamcı politikalar, DAİŞ'e verdiği fiili destek, Kürtlere karşı yürüttüğü savaş, Alevi, Hıristiyan, Êzîdî ve diğer inançlara karşı yürüttüğü katliamcı politikalar, ülke içerisinde işçilere karşı uyguladığı neo liberal politikalarla açlığa mahkum etmesi, kadınlara karşı uyguladığı cinsiyetçi politikalar, gençlere karşı uygulanan otoriter ve yaşam hakkını gasp eden politikalara da destek vermiş olmaktadır."

TÜRK VE ALMAN DEVLETLERİNE ÇAĞRI

Metinde, şu taleplere yer verildi:
"Türk devletinin başlattığı savaş derhal durdurulmalıdır. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a uygulanan tecride derhal son verilmeli, Sayın Öcalan ve diğer siyasi tutsaklar derhal serbest bırakılmalıdır.
Alman devleti Türkiye devletinin katliamcı savaş politikalarına desteğini çekmelidir. Almanya Ortadoğu ve Türkiye’ye silah ihracatını durdurarak, PKK yasağını kaldırarak, Kürt sorununun barışçıl çözümüne katkı sağlamalıdır.
Rojava statüsü zaman geçirilmeden kabul edilmelidir."
Metnin sonunda, Köln'de 8 Ağustos'ta düzenlenecek yürüyüş ve mitinge katılım çağrısında bulunuldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder