15 Ağustos 2015 Cumartesi

Bilgen: HDP'nin daha büyük oy patlamasını engellemek istiyorlar

HDP Sözcüsü Bilgen, "HDP'siz bir hükümet kurabilirlerse, HDP'nin dışlandığı bir hükümetle seçime götürmeyi deneyecekler" dedi. Bilgen, HDP'nin daha büyük oy patlaması yapmasının engellenmek istendiğini de vurgulayarak, buna izin vermeyeceklerini vurguladı.

HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, HDP Genel Merkezi'nde güncel gelişmelere ve erken seçim tartışmalarına ilişkin basın toplantısı düzenledi.

'ERDOĞAN ŞAKA YAPIYOR OLMALI!'
AKP ve Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tutumunu "sivil darbe", "Saray darbesi" şeklinde değerlendiren Bilgen, demokratik kurallara dönme çağrısında bulundu. Erdoğan'ı kastederek, "HDP'ye hakaret etmeden önce 'sırça köşklerde oturanlar' cümlesini kurarken herhalde şaka yapıyor" dedi.
Erdoğan'ın "Utanmadan barış istiyorlar" şeklindeki sözlerini de hatırlatan Bilgen, "Evet, barış hiç utanmadan ısrarla istenilmesi gerekenler bir şeydir. Utanılması gereken şey bunca çatışma ve ölüm varken Meclis'in tatil edilmesini tercih edenler ve komisyon kurulmasını engelleyenler" dedi.

'ARKASINDA ALLAH OLDUĞUNU SANIYOR'
Erdoğan'ın "Arkasında Allah olduğunu" düşündüğünü belirten Bilgen, "Başkanlığını Allah'ın lütfü sanıyor ve böylece herhalde kendisini de Zıllullah-ı fi'l-âlem arz sanıyor, yani arzın Allah'ın yer yüzündeki temsilcisi olarak görüyor kendisini. Eleştirilemez ve karşı çıkılamaz bir durumda sanıyor kendisini" dedi.
Erken seçim tartışmalarına de değinen Bilgen, "Bence Erdoğan şimdiden pusulaları bastırsın, çünkü etrafında güveneceği kimse kalmadı. Korumaları ajan çıktı, en yakınındakiler hain çıktı. O zaman şimdiden pusulalara bassın kendisini, bassın mühürleri ve ne zaman kazandığına inanırsa o zaman ülkenin yeniden seçim yapmasına ihtiyaç kalmayacak" diye belirtti.

'HDP DIŞLANARAK SEÇİME GİTMEK İSTİYORLAR'
"Başbakan'ın hükümeti kurma yetkisi olmadığı gibi görevi iade etme yetkisinin olmadığını da çok net görüyoruz. Siyasi ahlakın gereği bu işi ben yapamadım diyerek görevi iade etmesi gerekiyordu ama oyuncağını kaybedip bir daha bulamayacağını düşünen çocuk pozisyonunda" diyen Bilgen, önümüzdeki dönemde yaşanacak olanlara ilişkin şunları ifade etti:
"Ayın 21'inde (Ağustos) Meclis'i olağanüstü toplantıya çağırıp, MHP'nin yandan çalkı desteğini alıp HDP'siz bir hükümet kurabilirlerse, HDP'nin dışlandığı bir hükümetle seçime götürmeyi deneyecekler. Eğer koalisyon kurulursa, eğer 18 MHP milletvekili söyledikleri gibi o gün hastalanıp Meclis'e gelmezse HDP'siz seçenek devreye sokulmuş olur. Bizim plaka gibi bir derdimiz yok. 7 Haziran'da oylarımızın kaybedilmemesi için nasıl bir hassasiyet gösterdiysek seçmenlerin iradesini temsil etmek için üzerimize düşeni kararlılıkla yerine getireceğiz."
Önümüzdeki günlerin HDP'nin dışlanması HDP'li seçmenin başka bir muameleye tabi tutulması geçeceğinin altını çizen Bilgen, "HDP'li 4 ismin bakanlık yapıp yapmamasıyla ilgili bir plan yapıyorlar. Eğer ülke bu noktaya gelmişse oturup düşünmemiz lazım. Önümüzdeki bir haftayı bir hülleli evlilik arayışı ile geçiren bir siyasi iktidar ile karşı karşıyayız. Büyük ortağı olarak Cumhurbaşkanı'nın olduğu hükümete bir partner aranıyor. Gerçek egemen gerçek güç kendisi olan bu hükümete bir başka partner bulunacak mı onu göreceğiz?" dedi.

'HDP'NİN OY PATLAMASI ENGELLENMEK İSTENİYOR'
Yaşananların "HDP'nin daha büyük oy patlamasını engellemeye dönük" olduğunu belirten Bilgen, son günlerde yaşanan sivil infazlara da dikkat çekerek, şu değerlendirmeyi yaptı: "15 yaşındaki Muhammed imam hatip lisesi öğrencisiydi. Mısıra gösterilen duyarlılık gösterilmesi mümkün olmayacaksa, çocuk olması genç olması bir anlam ifade etmiyorsa hiç değilse okuduğu okul bir anlam taşır diye düşünüyoruz." Bilgen, Ağrı Valisi'nin de özel bir yetki kullandığını söyledi. Ayrıca Bilgen, çatışmada hayatını kaybeden Alevi askere gösterilen ayrımcılığı da eleştirerek, "Cenaze töreni Cemevi'nde yapıldığı için devletin oraya katılmaması utanç vericidir."
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Bilgen, Erdoğan'ın "Rejim değişmiştir" sözlerinin hatırlatılması üzerine, "Rejim değişikliği kavramının ne anlama geldiğini umarım Cumhurbaşkanı bilerek söylüyor. Kastı yönetim değişikliği ise o zaman başka tartışmalar başlar. Kendisini bu anayasa ile sınırlı görmeyen bir Cumhurbaşkanı'n her şeyi tartışmalı hale gelir" dedi.
Ayrıca olası bir erkken seçimde Demirtaş'ın aday olup olmadığı yönündeki bir soru üzerine de Bilgen., 23 Ağustostan itibaren bu durumu tartışmaya başlayacaklarını belirterek, "AKP açısından 3 dönemlikleri, CHP ön seçimi tartışıyor bizde bunları tartışacağız" diye kaydetti.
Bilgen, bir başka soru üzerine de önerilen reform paketinin seçim barajının düşürülmesi, taşımalı oy milletvekillerinin özlük haklarının iyileştirilmesiyle sınırlı olduğunu ifade ederek, "Biz barajsız bir seçimden yanayız. Seçim güvenliği diye kast edilen şey alamadıkları oyları almaya yönelik tehdit politikalarının uygulanması ise, HDP'ye oy vermiş köylere hizmet verilmiyor" dedi. 

İTTİFAK TARTIŞMALARI
Barış Bloku üzerinden seçim ittifakı tartışmalarının da hatırlatılmasıyla Bilgen, bir yandan barıştan, demokrasiden yana olanlar öte yandan kamplaştıranların çatıştıranların seçimi olacağını aktararak, ittifak görüşmelerini de "İki parti arasında bir ittifak" tartışması olarak ele almadıklarını söyledi. 

'İNSANLIKTAN UZAKLAŞTILAR'
Bilgen, bir başka soru üzerine muhtarlarla yapılmak istenen işin yeni olmadığını daha önce de İstanbul Valisi'nin talimatları olduğunu anımsatarak, "Bu isimlerin davalarda geçtiğini bütün Türkiye biliyor. Bunlar yeni yaklaşımlar değil, hem sorumsuz hem de insan güvenliğinden uzak yaklaşımlardır" şeklinde konuştu. Bilgen, cenazelerin teslim edilmemesi ve yaralı YPG'lilerin teslim edilmesine yönelik bir soruya da şöyle yanıt verdi:
"Cenazelerin teslim edilmemesi insanlaşmaktan uzaklaşmaktır. Bütün inanların kazanımlarını yok sayarak kendi bildiği ezberlerde ısrar etmektir. İnsancıl hukuk çok net şekilde insancıl yaklaşımı ortaya koyuyor. Kimin nasıl kime iade edileceğine ilişkin net düzenlemeler var. Türkiye savaş suçu işliyor. General Beşir'in pozisyonuna baksınlar o da bir devlet başkanı darbe ile geldi. Canının istediğini yapabileceğini düşünüyor. Ama istediği ülkeye gidemiyor. Devlet başkanın kendi alışkanlıklarının devam ettirilmesinin sorgulanmasını istiyoruz. Bütün Türkiye toplumu bu tercihi doğru okuması gerekiyor."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder