2 Ekim 2015 Cuma

İsveç’te 'namus'tan kaynaklı şiddete karşı yeni mücadele yöntemi

STOCKHOLM - MURAT KUSEYRİ
İsveç'te "namus" bahanesiyle şiddete ve cinayete başvurulmasıyla ilgili yeni mücadele yöntemleri tartışılıyor.
İsveç’te aralarında hükümetin kadınlara yönelik şiddeti engellemek amacıyla görevlendirdiği yetkililerin de bulunduğu bir grup uzman, "namus"tan kaynaklı şiddet konusundaki bilgilerin oldukça sınırlı olduğunu ve istatistiklerde yer almadığını belirtti. Uzmanlar, "Flaggning" diye adlandırdıkları bir sistemin uygulanmasını, polis ve savcıların namustan kaynaklı olmasından şüphelendikleri olayları özel bir biçimde kayıtlara geçirmelerini istiyor.

KAÇIRILAN, ZORLA EVLENDİRİLEN, TEHDİT EDİLEN VE SÜNNET EDİLENLER BAŞVURDU
Uzmanlar, Östergötland Bölgesi’ndeki Ulusal Danışma Timi’nin bu yılın ilk sekiz ayında 504 kişiyi ilgilendiren 359 başvuru aldığını, bunun yüzde 86’sının kaçırılan, fiziki şiddete uğrayan, zorla evlendirilen, ölümle tehdit edilen ve zorla sünnet edilen kadınlardan geldiğini belirtiyorlar.
"Namus" üzerinden yürütülen şiddet ve baskı türü hakkındaki bilgilerin özellikle adalet mekanizmasında görece olarak düşük olduğunu söyleyen uzmanlar, bunun için önceliğin yasalarda değişikliğe değil; özellikle suç işleyebileceğinden şüphenilen kişiler hakkında bilgi düzeyinin artırılmasına verilmesi gerektiğine vurgu yapıyorlar. 
EKSİK BİLGİLER ÇÖZÜMÜ ZORLAŞTIRIYOR
Uzmanlar, yapılan araştırmaların ardından yaz aylarının başında kamuoyuna açıklanan, "Erkeklerin kadınlara yönelik şiddeti ve kadınlara karşı namustan kaynaklı şiddet ve baskıya karşı ulusal strateji"nin polisin ve sosyal hizmet kurumlarının namustan kaynaklı şiddeti ele alışlarında ve bilgi düzeylerinde büyük farklılıklar olduğunu gösterdiğine dikkat çekiyor ve bunun hukuk güvencesi için bir tehdit olduğu değerlendirmesini yapıyorlar.
Savcı, polis ve sosyal hizmet uzmanlarının yanı sıra cezaevinde çalışan görevlilerin de konu hakkındaki bilgilerinin eksik olduğunu ve namustan kaynaklı suç işleyen kişilere nasıl yaklaşacaklarını bilemediklerini belirten uzmanlar, "Her şeyden önce namustan kaynaklı şiddet ve baskının ardında yatan nedenler bilinmiyor. Daha etkili önleyici ve tekrar etmesini engelleyen önlemlerin alınması için faillerin risk faktörleri hakkında daha fazla bilgi gerekiyor" diyorlar.
Bilimsel araştırmaların namustan kaynaklı tutumların eğitim programıyla değişebileceğini gösterdiğini, ancak bunun yavaş ve zahmetli bir süreç olduğunu söylüyorlar. 
İsveç’te namus ve töreden kaynaklı şiddet ve cinayetlerle ilgili bir istatistik bulunmuyor. Bu tür suçlar adalet mekanizmasında olduğu gibi istatistiklerde de kadına yönelik şiddetin içinde yorumlanıyor.
Uzmanlar, bu uygulamanın genellikle dava açıldığında namustan kaynaklı sebebinin iddianamede yer almamasına yol açtığını ve çok seyrek olarak mahkeme kararında belirtildiğini ifade ediyorlar.
'TESPİT EDİLMELİ, FAİLLERE YÖNELMELİ'
Uzmanlar, sorunun çözümü için 2010 yılından bu yana İngiltere’de kullanılan "Flaggning" adı verilen bir yöntemin uygulanmasını talep ediyorlar. 
İlk aşamada polis ve savcıların namustan kaynaklı olduğundan şüphenilen şiddet ve baskıları belirlemeleri isteniyor ve bunun faillerin gözetimi ve konunun takibini kolaylaştıracağını söyleniyor.
"Flaggning Sistemi"nin namusla ilintili suçlar hakkında tüm İsveç’te bilginin artmasını getireceği gibi aynı zamanda namustan kaynaklı şiddetin boyutlarını da ortaya koyacağını belirten uzmanlar, "İsveç’te namusla ilintili şiddete karşı çalışma kısa vadede yeterilik, uzun vadede de eşitlik ve insan hakları çalışmasıdır" diyor.
Daha önce yapılan iki ayrı araştırmanın sonuçlarının kadınlara yönelik şiddetin nedenleri ve önleyici tedbirlere ağırlık verilmesi gerektiğini gösterdiğini belirten uzmanlar, "Projektörler faillere çevrilmeli" diyor.
100 CİVARINDA KİŞİ CEZAEVİNDE
Haziran ayında da Cezaevleri Genel Müdürlüğü (Kriminalvården) kamuoyuna açıkladığı raporda, cezaevlerinde namustan kaynaklı şiddetten tutuku ve yükümlü olanların sayılarının belirlenmesi, bunların bir arada tutulmalarının yol açacağı avantaj ve dezavantajların araştırılmasını, “Flaggning Sistemi” sayesinde adalet örgütü içinde izlenmelerini önermişti.
Raporda imzası bulunan Uzman Jenny Yourstone, İsveç cezaevlerinde yaklaşık 100 civarında namustan kaynaklı şiddete başvuran ve cinayet işleyen mahkumun bulunduğunu tahmin ettiğini belirtmişti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder