Van İl Özel İdaresi Meclis eski Başkanı Ali Kalçık, öz yönetimin bir halkın dili ve kültürü ile kendisini yönetmesi anlamına geldiğini söyledi. Bir ulusun, toplumun sorununun ancak ortak ve toplumcu hareket edilmesiyle çözülebileceğini de belirten Kalçık, “Ortaklaşa yaşama hâkim kılınacak, buna kolektif yaşam, komin yaşam denir. İhtiyaçlar ortaklaşa karşılanır. Ortak üretim ve ihtiyacı kadar tüketim esastır. Öncelikli olarak günlük yaşam ihtiyaçları esas alınır” dedi.
Uzur sure İl Özel İdaresinde Meclis Başkanlığı ve üyeliği yapan Ali Kalçık, toplunun öz yönetim konusunda bilinçlendirilmesinin önemli olduğunu söyledi. “Özyönetimin halkın kendini irade olarak ortaya koyarak örgütlenip yerel demokrasi, yerel özerklik, yani demokratik özerkliğin inşa edilerek kendi kendini yönetme modelidir” diyen Kalçık, bunun aynı zamanda anadilde eğitim ve kendi kültürüyle yaşamak anlamına geldiğini vurguladı.
Öz yönetimin özgür ve demokratik yaşamı ifade edeceğine dikkat çeken Kalçık, “Kendi yerel ekonomilerini kurmak demektir. Kürdün dili ve kültürüyle kendini yönetmesi demektir. Demokratik özerkliği kuran ve koruyan, öz savunmasını geliştiren kültürel, sosyal, ekonomik, adalet, ahlaki, politik, eğitim ve yaşam gibi bütün olarak kendi öz gücünü kurma ve kendini yönetmek demektir. Bu özyönetim bütün toplumsal sorunların çözümünü halkın öz gücüne dayanarak çözmeyi esas alır” dedi.
‘EKONOMİK FAALİYETLER GÜNLÜK İHTİYAÇLARI KARŞILAMA ÖRGÜTLÜ BİR TOPLUMLA MÜMKÜN’
Kürt halkının kendi kendini yönetmesi durumun da tüm imkânları birleştirilerek birlikte kullanılacağını söyleyen Kaçlık şunları ifade etti: “Bir ulusun, bir toplumun sorunu ancak ortak ve toplumcu hareket edilmesiyle çözülür. Ortaklaşa yaşama hâkim kılınacak, buna kolektif yaşam, komin yaşam denir. İhtiyaçlar ortaklaşa karşılanır. Ortak üretim ve ihtiyacı kadar tüketim esastır. Öncelikli olarak günlük yaşam ihtiyaçları esas alınır. İster dağda, ister ovada, ister köyde veya kasabada, şehirde olsun asgari yaşam koşullarını oluşturma esastır. Bunun politikalarını oluşturmayı esas alır. Bütün örgütlenme, planlama ve bilinçlenme buna göre olmalıdır. Başlangıçta geçimlik ekonomiyle ihtiyaçları karşılayacak bir yaşam tarzını kurmayı hedefler. Azla yetinme anlayışını ve bilincini topluma vermeye çalışır. Başarının sırrı bu anlayışta yatmaktadır. En zor koşullarda en az imkânla yetinmesini bilmek gerekir. Ekonomik faaliyetler ve günlük ihtiyaçları karşılama işi örgütlü toplum işidir. Örgütlü toplum dışında ekonomik değer üretilemez, eğer örgütlü toplum yaratılmışsa yapılacak planlama ve düzenlemeler ile ihtiyaçları karşılama problemini kolayca çözülür.”
‘ÖZ YÖNETİMDE TOPLUM KENDİ DEĞERİNİ ÜRETİR’
Sosyalist ekonomik modelde de kapitalist ekonomik modelde de ekonomik sistemlerin toplumun örgütlenerek yaratıldığını vurgulayan Kaçlık, “Birisi, devletçi yapıyla (devlet kapitalizmi) birisi de özel teşebbüslerle (kapitalist sistem) toplum ekonomik değerlerini devlet, fabrika, tarla sahibi, patron, sermayedar, ağa, tarım işletmecisi olarak el koyarak sömürüyü gerçekleştirmiştir. Bu yüzden değerleri parası olan, sermayesi olan yaratır yargısı safsatadır. Değerleri örgütlenmiş toplum yaratır bu değerleri toplumun tümü yeteneğine göre eşit ve adil bir şekilde kendini yerel üretimlere katarak kullanması esas olmalıdır. Örgütlü toplum yaratılıp bu planlama doğrultusunda örgütlendirilip harekete geçilirse ihtiyaçlar da karşılanır, ekolojik ekonomiler her türlü değerde üretilip topluma kazandırılır” dedi.
‘ÖZ YÖNETİMDE AHLAKİ, POLİTİK VE DEMOKRATİK BİR TOPLUM ESAS ALINIR’
Toplum ihtiyaçlarına göre de meclislerin, kooperatiflerin kominler şeklinde örgütlendirip demokratik özerklikle bunların hukuku oluşturulduğunda toplumun konfederal bir örgütlenme yapısıyla sorunlarına çözüm gücü haline geleceğini dile getiren Kaçlık, demokratik yerel yönetimlere bu anlayış ile bakmak gerektiğini söyledi.
Sadece belediyecilik anlayışı ile yaklaşmanın dar ve çözüm olmaktan uzak olduğunu vurgulayan Kalçık şöyle konuştu: “Kürtler bulundukları bölgede bütün yönetim politikalarını ve birimlerini kendi içinde yerel dinamikleri ile öz tabandan başlayacak şekilde çözmek durumundadır. Bütün yöneticilerini halk bir yöntemle kendi içinden seçecektir. Savunmasını, ekonomisini, dilini, kültürünü, tarihini, eğitimini, güvenliğini ve yaşama dair bütün damarlarını kendisi inşa edecektir. Bütün yerel yönetim birimlerinin oluşumunda halk iradesi belirleyici olacaktır. Bürokratik atama ve yönetim tarzı hiçbir şekilde olamayacaktır. Belediyelerimizin de kendini bu modele uydurmaları gerekmektedir. Türkiye özelinde bölgelere göre bir yönetim modeli uygulanmalıdır. Yerel yönetimlerde ahlaki, politik ve demokratik bir toplumu oluşturma esas alınmalıdır.”
‘ÖZ YÖNETİM MODELİNİ İYİCE TARTIŞMALIYIZ’
Demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmanın tam karşılığını verecek bir sistem ve demokratik anlayışı ya da algısının henüz Avrupa’da bile bulunmadığına dikkat çeken Kalçık “Öz yönetim paradigması halk demokrasisini esas alır. Kapitalist sistem burjuva demokrasisini esas alır. Paradigma ancak ideolojisi ve ilkeleri ile kendini insanlığa mücadele ederek kabul ettirip, kapitalist sistemi aşıp demokratik dünya konfederalizmini inşa edebileceğini hedeflemektedir. Örneğin; paradigmanın ekolojik ve kadın ayağı şu an da evrensel kabul görmüştür. Kürt halkı olarak öz yönetimi çok iyi tartışıp analiz etmeliyiz” diye konuştu.
‘AKP HÜKÜMETİ DERHAL GEREKLİ ADIMLARI ATMALIDIR’
Vanlılar ise öz yönetim ilanına ilişkin görüşlerini ANF’ye aktardı. “Biz barış ve kardeşlik içinde yaşamak istiyoruz ve bu isteklerimiz hala devam etmektedir. AKP hükümetinin de gerekli adımları atmasını bekliyoruz. Aksi takdirde bizler bu tür öz savunmamızla haksızlıklar karşısında mücadele etmeye devam edeceğiz" uyarısında bulundu.
Kürdistan’da her gün yaşanan katliamlara dikkat çeken Şehit Fırat Mahallesi sakinleri ise, “Elbette gece saldırılara karşı nöbet tutacağız. Biz savaş değil barış istiyoruz ama saldırılara karşı öz savunma en insani reflekstir" diyerek öz savunmanın önemine dikkat çekti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder