Soma faciası ile ilgili 8’i tutuklu 46 kişinin yargılandığı davanın üçüncü duruşmasının 6’ıncı celsesinde müşteki avukatları, dün olduğu gibi bugün de sanıkların ve sanık avukatlarının tavrının değişmemesi nedeniyle soru sormayacaklarını belirtti ve duruşma salonunu terk etti.
Soma faciası ile ilgili 8'i tutuklu 46 kişi hakkında açılan davanın 3'üncü duruşmasının 6'ıncı celsesi Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. Duruşma salonuna çevrilen Bülent Ciğeroğlu Kültür Merkezi'nde görülen duruşmaya bugün de tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile yaşamını kaybeden madencilerin yakınları ve avukatları katıldı. Polis duruşma salonu çevresindeki yoğun güvenlik önlemleri sürerken, ailelerin üzerinde yaşamını yitiren yakınlarının fotoğrafları bulunan tişörtlerle duruşmaya geldi.
Duruşma ilk olarak Yasin Kurnaz'a bağlı emniyet teknikeri Serhat Dinç'in çapraz sorgusu ile başladı. Sanık avukatlarının madende kaç adet tahlisiye cihazı bulunduğuna ilişkin sorularına karşılık, tahlisiyeci olmaması nedeniyle cihaz sayısını bilmediği cevabını veren Dinç, gaz sensörleri hakkındaki sorularına karşılık ise yalnızca seyyar sensör değerlerini not aldığını söyledi. Avukatların Dinç'e Savcılıktaki ifadesinde 50-60 PPM arasındaki monoksit değerlerinde müdahale etmediklerini ve 100 PPM'in üzerindeki değerlerde müdahale ettiklerini söylediğini hatırlatması üzerine Dinç, savcılıktaki ifadesinin yanlış anlaşıldığını ve 25 PMM'de bile işi durdurduklarını iddia etti.
Ocakta kullanılan alev yürütmez malzemeler hakkında herhangi bir bilgisi ve yetkisi olmadığını belirten Dinç, avukatların U3 bölgesinde neden sensör olmadığına ilişkin sorusuna ise "Kontrol ettiğim için klima gelmedi" şeklinde cevap verdi. Müşteki avukatlarından Deniz Erşanlı, Dinç'in savcılıktaki ifadesinde "Üretim esnasında gaz oranının 120 PPM'e çıktığında boğaz yanması oluyordu. Müdahale ediyorduk" dediğini hatırlatarak, "Neden şimdi ifadenizi değiştirdiniz ve 25 PPM'de bile üretimi durdururduk dediniz? Birileri size bilgi mi verdi?" diye sorması üzerine ise Dinç, savcılıktaki ifadesini kabul etmediğini yineledi. Dinç'in bu tavrı üzerine ise müşteki avukatlarından bir kısmı tepki göstererek, sanıkların ve sanık avukatlarının tavrının değişmediği gerekçesiyle soru sormayacaklarını belirtti ve duruşma salonunu terk etti.
Dinç'in çapraz sorgusunun ardından emniyet biriminde çalışan maden teknikeri Serdar Günay'ın çapraz sorgusuna geçildi. Sanık avukatlarının gaz sensörleri konusunda herhangi bir yetkisi bulunup bulunmadığına dair sorularını cevaplayan Günay, yetkisi ve bilgisi olmadığını ancak madende yeterli sensör bulunduğunu iddia etti.
Dinç'in sorgusunun ardından gaz izlemede çalışan işçi Halil Durağan'ın çapraz sorgusuna geçildi. Sanık avukatlarının sensör bakımları ile ilgili sorularını cevaplayan Durağan, kendisinin bu konuda herhangi bir yetkisi bulunmadığını iddia ederek, cihaz bakımlarının da şirket tarafından belirlenen özel bir ekip tarafından yapıldığını söyledi. Avukatların "Savcılıkta 100 PPM'e kadar gaz değerlerini normal kabul ettiğini söylemişsin" diye sorması üzerine ise Durağan, "Ben öyle demek istemedim onu top atışları için söylemiştim" diye cevap verdi. Sanık avukatlarının olaydan sonra ne zaman işe başladıklarını sorması üzerine 2014 Aralık ayında tekrar işe başladığını söyleyen Durağan, ancak şu an gaz izlemede çalışmadığını maden teknikerlerinin o birimde çalıştığını belirtti. Durağan ayrıca gaz izleme konusunda eğitim almadığını ve TKİ'nin yönergesi konusunda bilgisi olmadığını da söyledi.
Ardından gaz izleme personeli Olcay Erşin'in çapraz sorgusuna geçildi. Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı'nın, "İçerde ani bir gaz yükselmesi yaşansa dışarıda sorumlu kimse bulunmasa ne yaparsın" şeklinde bir soru sorması üzerine Erşin, "Benim boşaltma yetkim yok. Başmühendisi ararım. Müdürlerimi ararım. İnisiyatifim yok" sözleriyle cevap verdi. Müşteki avukat Berrin Demir, Erşin'e, "Mahkemede ilk ifadenizi verdiğinizde ailelerden birisi size, 'Olay günü ağlıyordun. Defalarca söyledim kimse dikkate almadı' dedi. Buna ne diyeceksiniz?" diye sordu. Erşin'in bu soruya "Hatırlamıyorum" cevabını vermesi üzerine ise salonda bulunan madenci yakınları, "Kendinizi kaç paraya sattınız", "Bizi kim savunacak", "301 kişinin katili kim" şeklinde tepki gösterdi.
Tepkilerin üzerine mahkeme başkanı duruşmaya ara verdi.
Duruşma ilk olarak Yasin Kurnaz'a bağlı emniyet teknikeri Serhat Dinç'in çapraz sorgusu ile başladı. Sanık avukatlarının madende kaç adet tahlisiye cihazı bulunduğuna ilişkin sorularına karşılık, tahlisiyeci olmaması nedeniyle cihaz sayısını bilmediği cevabını veren Dinç, gaz sensörleri hakkındaki sorularına karşılık ise yalnızca seyyar sensör değerlerini not aldığını söyledi. Avukatların Dinç'e Savcılıktaki ifadesinde 50-60 PPM arasındaki monoksit değerlerinde müdahale etmediklerini ve 100 PPM'in üzerindeki değerlerde müdahale ettiklerini söylediğini hatırlatması üzerine Dinç, savcılıktaki ifadesinin yanlış anlaşıldığını ve 25 PMM'de bile işi durdurduklarını iddia etti.
Ocakta kullanılan alev yürütmez malzemeler hakkında herhangi bir bilgisi ve yetkisi olmadığını belirten Dinç, avukatların U3 bölgesinde neden sensör olmadığına ilişkin sorusuna ise "Kontrol ettiğim için klima gelmedi" şeklinde cevap verdi. Müşteki avukatlarından Deniz Erşanlı, Dinç'in savcılıktaki ifadesinde "Üretim esnasında gaz oranının 120 PPM'e çıktığında boğaz yanması oluyordu. Müdahale ediyorduk" dediğini hatırlatarak, "Neden şimdi ifadenizi değiştirdiniz ve 25 PPM'de bile üretimi durdururduk dediniz? Birileri size bilgi mi verdi?" diye sorması üzerine ise Dinç, savcılıktaki ifadesini kabul etmediğini yineledi. Dinç'in bu tavrı üzerine ise müşteki avukatlarından bir kısmı tepki göstererek, sanıkların ve sanık avukatlarının tavrının değişmediği gerekçesiyle soru sormayacaklarını belirtti ve duruşma salonunu terk etti.
Dinç'in çapraz sorgusunun ardından emniyet biriminde çalışan maden teknikeri Serdar Günay'ın çapraz sorgusuna geçildi. Sanık avukatlarının gaz sensörleri konusunda herhangi bir yetkisi bulunup bulunmadığına dair sorularını cevaplayan Günay, yetkisi ve bilgisi olmadığını ancak madende yeterli sensör bulunduğunu iddia etti.
Dinç'in sorgusunun ardından gaz izlemede çalışan işçi Halil Durağan'ın çapraz sorgusuna geçildi. Sanık avukatlarının sensör bakımları ile ilgili sorularını cevaplayan Durağan, kendisinin bu konuda herhangi bir yetkisi bulunmadığını iddia ederek, cihaz bakımlarının da şirket tarafından belirlenen özel bir ekip tarafından yapıldığını söyledi. Avukatların "Savcılıkta 100 PPM'e kadar gaz değerlerini normal kabul ettiğini söylemişsin" diye sorması üzerine ise Durağan, "Ben öyle demek istemedim onu top atışları için söylemiştim" diye cevap verdi. Sanık avukatlarının olaydan sonra ne zaman işe başladıklarını sorması üzerine 2014 Aralık ayında tekrar işe başladığını söyleyen Durağan, ancak şu an gaz izlemede çalışmadığını maden teknikerlerinin o birimde çalıştığını belirtti. Durağan ayrıca gaz izleme konusunda eğitim almadığını ve TKİ'nin yönergesi konusunda bilgisi olmadığını da söyledi.
Ardından gaz izleme personeli Olcay Erşin'in çapraz sorgusuna geçildi. Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı'nın, "İçerde ani bir gaz yükselmesi yaşansa dışarıda sorumlu kimse bulunmasa ne yaparsın" şeklinde bir soru sorması üzerine Erşin, "Benim boşaltma yetkim yok. Başmühendisi ararım. Müdürlerimi ararım. İnisiyatifim yok" sözleriyle cevap verdi. Müşteki avukat Berrin Demir, Erşin'e, "Mahkemede ilk ifadenizi verdiğinizde ailelerden birisi size, 'Olay günü ağlıyordun. Defalarca söyledim kimse dikkate almadı' dedi. Buna ne diyeceksiniz?" diye sordu. Erşin'in bu soruya "Hatırlamıyorum" cevabını vermesi üzerine ise salonda bulunan madenci yakınları, "Kendinizi kaç paraya sattınız", "Bizi kim savunacak", "301 kişinin katili kim" şeklinde tepki gösterdi.
Tepkilerin üzerine mahkeme başkanı duruşmaya ara verdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder