Kayıp yakınları, Amed, Batman, Hakkari
ve Cizre’de her Cumartesi olduğu gibi bugün de kayıp yakınlarının akıbetini
sordu. Cizre’deki eylemde 1993 yılında asker ve korucu başı Kamil Atak
tarafından katledilen Ali Karagöz’ün öyküsü anlatıldı.
HAKKARİ
İHD ve kayıp yakınları, "faili meçhul" cinayetlere kurban gidenlerin akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle düzenlediği eylemin 72'nci haftasında Yüksekova Sanat Sokağı'nda bir araya geldi. Kayıpların fotoğrafının taşındığı eyleme, HDP Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan, özgür basın çalışanları ile sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. Eylemden önce kayıp yakınları katılımcılara kırmızı gül dağıtırken, kayıp yakınlarının bu haftaki buluşmasında, 15 Ağustos 1993'te ilçeye bağlı Esentepe Mahallesi'nde askerler tarafından katledilen Abdulkerim Vardar'ın hikayesi anlatıldı.
Saygı duruşunun ardından babasının hikayesini anlatan Azadiya Welat gazetesi çalışanı Zahir Vardar, Oremar bölgesinde PKK'liler ile asker arasında yaşanan bir çatışma sonrası ilçe merkezinin boşaltıldığını ve kepenklerin kapatıldığını belirterek, "Daha sonra askerler rastgele mahallelere ateş açtı. Halk ilçe merkezini boşaltıp köylere gitti. Biz de o esnada evde oturuyorduk. Babam dışarıya çıktı. Her yerden silah sesleri geliyordu. Sonra orada bulunan 3 asker babamı taradı" dedi.
Babasının gözleri önünde can verdiğini söyleyen Vardar, "Cenazemizi Yüksekova Devlet Hastanesi'ne getirdik. Doktor bize rapor vermedi. Biz de babamın cenazesini alıp Şakitan (Suüstü) köyünde toprağa verdik" dedi. Ardından Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduklarını dile getiren Vardar, soruşturma dahi açılmayan olaya dair bugüne kadar tek bir gelişmenin sağlanamadığını belirtti.
Daha sonra, 6 Aralık 2013'te polis tarafından katledilen Veysel İşbilir'in annesi Gozel İşbilir kısa bir konuşma yaptı. İşbilir, "Bizim yüreğimiz yandı ama başka kimsenin yüreği yanmasın. Ne polis asker ne de gerilla sivil kimsenin ölmesini istemiyoruz. Biz acı çektik ama başka kimse acı çekmesin" dedi.
Açıklama 5 dakikalık oturma eylemiyle son buldu.
AMED
İHD Amed Şubesi ve kayıp yakınları, "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 341'incisini Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde yaptı. Eylemde, 3 Ekim 1993'de Cizre'de Nur Mahallesi'ndeki evinden gözaltına alındıktan sonra katledilmiş cenazesi ailesine teslim edilen Hacı Sancak'ın failleri soruldu. Açıklama öncesi konuşan İHD Amed Şube Başkanı Raci Bilici, geçici AKP hükümetinin yürüttüğü savaş politikası nedeniyle bölgede yaşananlara dikkat çekti.
Ardından İHD Amed Şubesi Kayıplar Komisyonu avukatlarından Abdullah Zeytun, Sancak'ın kaybedilme sürecini, Sancak'ın eşi Halime Sancak'ın aynı tarihlerde Cizre Savcılığı'na verdiği dilekçe üzerinden anlattı.
İHD ve kayıp yakınları, "faili meçhul" cinayetlere kurban gidenlerin akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle düzenlediği eylemin 72'nci haftasında Yüksekova Sanat Sokağı'nda bir araya geldi. Kayıpların fotoğrafının taşındığı eyleme, HDP Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan, özgür basın çalışanları ile sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. Eylemden önce kayıp yakınları katılımcılara kırmızı gül dağıtırken, kayıp yakınlarının bu haftaki buluşmasında, 15 Ağustos 1993'te ilçeye bağlı Esentepe Mahallesi'nde askerler tarafından katledilen Abdulkerim Vardar'ın hikayesi anlatıldı.
Saygı duruşunun ardından babasının hikayesini anlatan Azadiya Welat gazetesi çalışanı Zahir Vardar, Oremar bölgesinde PKK'liler ile asker arasında yaşanan bir çatışma sonrası ilçe merkezinin boşaltıldığını ve kepenklerin kapatıldığını belirterek, "Daha sonra askerler rastgele mahallelere ateş açtı. Halk ilçe merkezini boşaltıp köylere gitti. Biz de o esnada evde oturuyorduk. Babam dışarıya çıktı. Her yerden silah sesleri geliyordu. Sonra orada bulunan 3 asker babamı taradı" dedi.
Babasının gözleri önünde can verdiğini söyleyen Vardar, "Cenazemizi Yüksekova Devlet Hastanesi'ne getirdik. Doktor bize rapor vermedi. Biz de babamın cenazesini alıp Şakitan (Suüstü) köyünde toprağa verdik" dedi. Ardından Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduklarını dile getiren Vardar, soruşturma dahi açılmayan olaya dair bugüne kadar tek bir gelişmenin sağlanamadığını belirtti.
Daha sonra, 6 Aralık 2013'te polis tarafından katledilen Veysel İşbilir'in annesi Gozel İşbilir kısa bir konuşma yaptı. İşbilir, "Bizim yüreğimiz yandı ama başka kimsenin yüreği yanmasın. Ne polis asker ne de gerilla sivil kimsenin ölmesini istemiyoruz. Biz acı çektik ama başka kimse acı çekmesin" dedi.
Açıklama 5 dakikalık oturma eylemiyle son buldu.
AMED
İHD Amed Şubesi ve kayıp yakınları, "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 341'incisini Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde yaptı. Eylemde, 3 Ekim 1993'de Cizre'de Nur Mahallesi'ndeki evinden gözaltına alındıktan sonra katledilmiş cenazesi ailesine teslim edilen Hacı Sancak'ın failleri soruldu. Açıklama öncesi konuşan İHD Amed Şube Başkanı Raci Bilici, geçici AKP hükümetinin yürüttüğü savaş politikası nedeniyle bölgede yaşananlara dikkat çekti.
Ardından İHD Amed Şubesi Kayıplar Komisyonu avukatlarından Abdullah Zeytun, Sancak'ın kaybedilme sürecini, Sancak'ın eşi Halime Sancak'ın aynı tarihlerde Cizre Savcılığı'na verdiği dilekçe üzerinden anlattı.
Sancak'ın evinin önünde bekleyen panzere konularak götürüldüğü
esnada kızının, "Babamı nereye götürüyorsunuz?" dediğinin anlatıldığı
dilekçede, söz konusu özel harekat timlerinin Sancak'ın kızına "Senin
baban terörist" diyerek, silah dipçiğiyle vurduğunun anlatıldığı dilekçede
şu ifadelere yer verildi: "Eşimin götürülmesinden sonra kaynım Halit bize,
eşimin Şırnak Tugay Komutanlığı'nda olduğunu söyledi. Bir gün sonra bizi arayan
Osman Demir, cenazemizi almamızı istedi. Kaynım eşimin cesedini aldı ve eşimin
yoğun bir işkenceden geçtiğini gördüğünü söyledi."
Açıklama ardından 5 dakikalık oturma eylemi
yapıldı.
BATMAN
Batman'da ise kayıp yakınları Gülistan Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya gledi. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eylemde, konuşan HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, eyleme kayıp yakını olarak katıldığını belirterek, "Bugün burada savaşın nasıl etki ettiğini nasıl kavurucu bir şey olduğunu bir kez daha ifade etmek için buradayım. 40 yıldır devam eden bir savaş var. Bu 40 yıllık savaşta her gelen iktidar bitireceğiz yok edeceğiz sonunu getireceğiz dediler ama bu tüm dünya örneklerinde görüldüğü gibi bu şekilde çözülebilecek bir sorun değildi. Ben bu savaşta 22 yıl önce babamı kaybettim ve bugün kin öfke nefret duymadan gelin bu işi müzakere ile oturup masada çözelim diyenlerden biriyim" diye konuştu.
Ardından İHD adına açıklama yapan Mesut Aydın, Kürdistan coğrafyasının insanlarının öldürülmeye devam edildiğine vurgu yaparak, "Siviliyle, askeri, polisi gerillasıyla ölenler biziz. Bu coğrafyanın çocukları ve halklardır. Savaş isteyen kim olursa olsun lanetlenmelidir. Barış halkların en büyük ve en değerli bayramıdır" dedi. Aydın, onurlu bir barış gelene kadar insan hakları savunucuları olarak mücadele edeceklerini belirterek, "Halkları savaşa sürükleyen iktidarın barıştan ve insani değerlerden uzak bu politikasına karşı duralım, teşhir edelim" ifadesinde bulundu.
BATMAN
Batman'da ise kayıp yakınları Gülistan Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya gledi. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eylemde, konuşan HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, eyleme kayıp yakını olarak katıldığını belirterek, "Bugün burada savaşın nasıl etki ettiğini nasıl kavurucu bir şey olduğunu bir kez daha ifade etmek için buradayım. 40 yıldır devam eden bir savaş var. Bu 40 yıllık savaşta her gelen iktidar bitireceğiz yok edeceğiz sonunu getireceğiz dediler ama bu tüm dünya örneklerinde görüldüğü gibi bu şekilde çözülebilecek bir sorun değildi. Ben bu savaşta 22 yıl önce babamı kaybettim ve bugün kin öfke nefret duymadan gelin bu işi müzakere ile oturup masada çözelim diyenlerden biriyim" diye konuştu.
Ardından İHD adına açıklama yapan Mesut Aydın, Kürdistan coğrafyasının insanlarının öldürülmeye devam edildiğine vurgu yaparak, "Siviliyle, askeri, polisi gerillasıyla ölenler biziz. Bu coğrafyanın çocukları ve halklardır. Savaş isteyen kim olursa olsun lanetlenmelidir. Barış halkların en büyük ve en değerli bayramıdır" dedi. Aydın, onurlu bir barış gelene kadar insan hakları savunucuları olarak mücadele edeceklerini belirterek, "Halkları savaşa sürükleyen iktidarın barıştan ve insani değerlerden uzak bu politikasına karşı duralım, teşhir edelim" ifadesinde bulundu.
CİZRE
Şırnak'ın Cizre ilçesinde, "Kayıplar bulunsun
failler yargılansın" şiarıyla eylem düzenleyen Dayikê Şemiyê, 348'inci
eylemlerini Sanat Sokağı'nda yaptı. Kurum temsilcilerinin de destek verdiği
eylemde "kayıplar albümü" ve gözaltına kaybettirilenlerin
fotoğrafları taşındı. Eylemde, 1993'te asker ve korucu başı Kamil Atak
tarafından katledilen Ali Karagöz'ün öyküsü anlatıldı. Karagöz'ün hikayesini
anlatan İHD üyesi Abdulkerim Pusat, Karagöz'ün evine baskın yapılarak gözaltına
alındığını ve kendisinden bir daha haber alınamadığını söyledi. Pusat,
Karagöz'ün ailesinin durumu öğrenmek amacıyla başvurduğu savcının, "Siz
başıma bela oldunuz gidin evinize" yanıtını aldığını aktardı.
Karagöz'ün eşi Ayşe Karagöz'ün Kamil Atak'a da eşinin durumunu sorduğunu belirten Pusat, Ayşe Karagöz'e Atak'ın "Git evine yoksa ben seni de öldüreceğim" tehdidinde bulunduğunu anlattı. 40 yıldır süren savaşta binlerce insanın anlamlı bir yaşam için yaşamlarını yitirdiğini belirten Pusat, şimdi savaşın son bulması ve barışın sağlanması talebinin daha güçlü dile getirilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Pusat, "Bütün dünya savaşın çare olmadığı anladı. 30 yılda 40 bin insan yaşamını yitirdi, yetmez mi? Türkiye parlamentosu bu kanın sorumlusudur" dedi.
Karagöz'ün eşi Ayşe Karagöz'ün Kamil Atak'a da eşinin durumunu sorduğunu belirten Pusat, Ayşe Karagöz'e Atak'ın "Git evine yoksa ben seni de öldüreceğim" tehdidinde bulunduğunu anlattı. 40 yıldır süren savaşta binlerce insanın anlamlı bir yaşam için yaşamlarını yitirdiğini belirten Pusat, şimdi savaşın son bulması ve barışın sağlanması talebinin daha güçlü dile getirilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Pusat, "Bütün dünya savaşın çare olmadığı anladı. 30 yılda 40 bin insan yaşamını yitirdi, yetmez mi? Türkiye parlamentosu bu kanın sorumlusudur" dedi.
Yapılan konuşmanın ardından 5 dakikalık oturma
eylemi düzenlendi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder