DBP Şırnak İl Eşbaşkanı Salih
Gülenç, "Şırnak'ta özerklik ilanı" başlıklı haberlere yanıt verdi:
Özerklik ilan etmedik, kanton kurmadı, bu faşist devleti tanımadığımızı
söyledik. Ancak devlet böyle giderse halk kendi tercihini yapar, özerkliğini de
ilan eder. Halk alternatifsiz değildir.
Şırnak Halk Meclisi'nin 3
kişinin ölümüne, çok sayıda kişinin yaralanmasına yol açan devlet terörünün
ardından yaptığı açıklama, ana akım medya tarafından "özerklik ilanı ve
kanton kuruluşu" olarak lanse edildi.
Halk Meclisi dünkü açıklamasında "Kentteki devletin tüm kurumları bizim için meşruiyetini kaybetmiştir. Halk olarak özyönetimimizi esas alarak, demokratik temelde yaşamımızı inşa edeceğiz" demişti.
Şırnak'ta özerklik mi ilan edildi?
Bu soruya Şırnak Halk Meclisi içinde yer alan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Şırnak İl Eş Başkanı Salih Gülenç yanıt verdi.
'AÇIKLAMAMIZ YANLIŞ AKTARILDI'
Gülenç, dünkü açıklamanın “bazı çevreler tarafından kasıtlı olarak yanlış aktarıldığını” söyledi ve ekledi: "Özerklik ya da kanton ilan etmedik. Faşistleşen devletin gidişatına 'dur' demek için halkların kendi kendini yönetebileceğinin bilinmesini istedik" dedi.
Gülenç şöyle konuştu: "Şu anki faşist, sömürgeci ve inkarcı devleti ve kurumlarını tanımıyoruz. 13 cenazemiz günlerce Habur sınır kapısında bekletildi. Şimdi 20 cenazemiz Mürşitpınar sınır kapısında bekletiliyor. Hiçbir savaş arenasında bile bu yapılmazken, cenazelere saygı gösterilirken, Hapus sınır kapısında 11 gün bekledik, defalarca mülki amirlerle görüşmek istedik, telefonlarımıza dahi çıkmadılar. Bizi muhatap almıyorlar. Böyle bir devleti siz tanır mısınız? Siz olsanız ne yaparsınız? Bizi tanımayan, ötekileştiren bir sistemi açıkçası biz tanımıyoruz. Barış ve demokrasiden yana hareket edecek devlet içindeki siyasi partilerle, kurumlarla birlikte çalışmaya elbette varız."
Halk Meclisi dünkü açıklamasında "Kentteki devletin tüm kurumları bizim için meşruiyetini kaybetmiştir. Halk olarak özyönetimimizi esas alarak, demokratik temelde yaşamımızı inşa edeceğiz" demişti.
Şırnak'ta özerklik mi ilan edildi?
Bu soruya Şırnak Halk Meclisi içinde yer alan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Şırnak İl Eş Başkanı Salih Gülenç yanıt verdi.
'AÇIKLAMAMIZ YANLIŞ AKTARILDI'
Gülenç, dünkü açıklamanın “bazı çevreler tarafından kasıtlı olarak yanlış aktarıldığını” söyledi ve ekledi: "Özerklik ya da kanton ilan etmedik. Faşistleşen devletin gidişatına 'dur' demek için halkların kendi kendini yönetebileceğinin bilinmesini istedik" dedi.
Gülenç şöyle konuştu: "Şu anki faşist, sömürgeci ve inkarcı devleti ve kurumlarını tanımıyoruz. 13 cenazemiz günlerce Habur sınır kapısında bekletildi. Şimdi 20 cenazemiz Mürşitpınar sınır kapısında bekletiliyor. Hiçbir savaş arenasında bile bu yapılmazken, cenazelere saygı gösterilirken, Hapus sınır kapısında 11 gün bekledik, defalarca mülki amirlerle görüşmek istedik, telefonlarımıza dahi çıkmadılar. Bizi muhatap almıyorlar. Böyle bir devleti siz tanır mısınız? Siz olsanız ne yaparsınız? Bizi tanımayan, ötekileştiren bir sistemi açıkçası biz tanımıyoruz. Barış ve demokrasiden yana hareket edecek devlet içindeki siyasi partilerle, kurumlarla birlikte çalışmaya elbette varız."
Devletin şiddetine ve halkı tanımaz politikasına
karşı siyasi bir tutum aldıklarını anlatan DBP Şırnak İl Başkanı Salih Gülenç,
"Bu böyle giderse, devletin bu uygulamaları devam ederse, açıkçası bu
halk, özerkliğini de ilan eder, kantonunu da kurar" dedi. Rojava'yı
hatırlatan Gülenç, "Devlet demokratikleşmezse, elbette ki halklar
kendilerini ifade edecek biçimler bulurlar, kanton ya da özerklik zorunluluk
haline gelebilir. Bu halk alternatifsiz değil" diye konuştu.
Günlerdir Silopi'de devletin halka uyguladığı şiddete dikkat çeken Gülen, "Asker, polis, özel harekat günlerdir Silopi'de aynen IŞİD vari tarzda bu halkı tarıyor" diye konuştu.
Orman yangınlarını hatırlatan Gülen, "Benim ailem, Besta bölgesinde 25 yıl önce boşaltılan köylerine, Başkan Apo'nun başlattığı çözüm süreci ile birlikte 2 yıl önce yeniden döndü. Sadece ailem değil, köylerine dönen başka ailelerde oldu. Ancak onların döndükleri yaylalar, bu devletin uçakları tarafından bombalandı, yakıldı. Cudi ve Gabar dağları günlerce bombalandı" dedi.
Devletin bu savaş politikalarına rağmen kentte görüşmek için muhatap aradıklarını ancak kimseyi bulamadıklarını anlatan Gülen, "Bu sadece yereldeki idari amirlerin aldığı bir karar değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasal iktidarlarına buradaki idari yetkililer ve polisler de alet oluyor. Bu bir süreçtir ve mutlaka müzakereye dönecektir. Buradaki yetkililerin de geçici siyasal iktidarın politikalarına alet olmaması gerekiyor" diye konuştu.
Günlerdir Silopi'de devletin halka uyguladığı şiddete dikkat çeken Gülen, "Asker, polis, özel harekat günlerdir Silopi'de aynen IŞİD vari tarzda bu halkı tarıyor" diye konuştu.
Orman yangınlarını hatırlatan Gülen, "Benim ailem, Besta bölgesinde 25 yıl önce boşaltılan köylerine, Başkan Apo'nun başlattığı çözüm süreci ile birlikte 2 yıl önce yeniden döndü. Sadece ailem değil, köylerine dönen başka ailelerde oldu. Ancak onların döndükleri yaylalar, bu devletin uçakları tarafından bombalandı, yakıldı. Cudi ve Gabar dağları günlerce bombalandı" dedi.
Devletin bu savaş politikalarına rağmen kentte görüşmek için muhatap aradıklarını ancak kimseyi bulamadıklarını anlatan Gülen, "Bu sadece yereldeki idari amirlerin aldığı bir karar değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasal iktidarlarına buradaki idari yetkililer ve polisler de alet oluyor. Bu bir süreçtir ve mutlaka müzakereye dönecektir. Buradaki yetkililerin de geçici siyasal iktidarın politikalarına alet olmaması gerekiyor" diye konuştu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder