23 Ağustos 2015 Pazar

İşler kontrolden çıkarsa sonları Kadafi gibi olur'

DBP kongresinde konuşan DTK Eş Başkanı Hatip Dicle, Kürt halkının kazanımlarının ortadan kaldırılması için savaş başlatıldığını belirterek, "Daha önce Sayın Öcalan bize söylemişti. Bunlar ordu denetimde diye çok güvenmesin. Ordu NATO ordusudur. Eğer işler karışırsa bunların sonu Kaddafi gibi sokakta linç edilmek olur" dediğini aktardı. HDP Sözcüsü Ayan Bilgen ise, Meclis'e gönderilen savaş tezkeresi için, "Hodri meydan diyoruz, madem halk askerlik şubelerinde savaşa gitmek için kuyruğa girmiş kaldırın zorunlu askerliği isteyen bakanınınız şehit isteyen niyazi olsun" dedi.


DBP'nin kongresinde konuşan DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle, Ortadoğu'nun 1990 yılından beri kan revan içinde olduğunu belirterek, "Ne oluyor, iki kutuplu dünyanın sona ermesinden sonra dünyanın küresel emperyal güçleri Ortadoğu'yu yeniden dizayn etmek istiyorlar. Bu birinci çizgi yani küresel emperyal güçlerin bölgeyi dizayn etmek istedikleri yaklaşım. İkinci çizgi, Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar'ın IŞİD gericiliği ile birleşen bela. Gerek önderliğimiz ve siyasetimiz Rojava devrimi başlarken 3'üncü çizgiyi izleyeceklerini beyan ettiler. Bu ezilenlerin demokratik çizgisidir" dedi.
Kürtlerin 100 yıllık statüsüz yaklaşıma karşı mücadele verdiğini, demokratik özerklik perspektifi ile iradesini ortaya çıkarmaya çalıştığını söyleyen Dicle, şunları aktardı: "Sayın Öcalan Ortadoğu'daki bu alevlerin bizi de içine almaması ve bunların Türkiye'ye yansımaması için çok büyük çabalar sarf etti. Ama 3 yıllık bu emek ve çabaya büyük bir saldırı ile karşılık verildi." Dicle, halklara karşı korkunç bir savaş konsepti başlatıldığını belirterek, "Bunun neden Rojava devrimini hazzetmemek ve bunu boşa çıkarmak, 7 Haziran seçiminin zaferini bertaraf etmektir. Savaş denilen şey zaten egemenlerin ezilenler üzerinden yürüttüğü bir amansız şiddettir" diye belirtti. Kürt özgürlük hareketinin başlatılan savaşa karşı "Meşru savaş" ile karşılık verdiğinin altını çizen Dicle, DTK'nin olağan üstü kongresinin "Türkiye ve Kürdistan coğrafyasının Ortadoğu savaşına düşmeden tahkim edilmiş ve çift taraflı çatışmasızlığın" devreye girmesi çağrısı yaptığını hatırlattı.
Müzakere koşullarına da dikkat çeken Dicle, "Bu kez müzakerelerin Sayın Öcalan'ın özgürlük koşulları" yaratılarak başlatılması gerektiğini belirterek, "Bu savaş sadece toplumu değil, aksi taktirde bu savaş konseptinin sahiplerini de yakacaktır" dedi. Dicle, PKK Lideri Öcalan'ın daha önce kendileri ile yaptığı görüşmede, "Bu ordu NATO ordusudur" dediğini ve AKP'nin orduya fazla güvenmemesi gerektiğini belirterek, "Eğer bu işler kontrolden çıkarsa onların sonu ne Özal gibi zehirlenme ile gider nede Menderes gibi darbe ile. Sonu Kadafi gibi sokak ortasında linç edilmek olur" uyarısında bulunduğunu söyledi.
Erdoğan'ın başlattığı başkanlık sistemi tartışmalarına da değinen "İstenilen şey Osmanlı bozması bir diktatörlüktür, Kürt halkı bunu kabul edemez" diyen Dicle, Türkiye'de mutlaka ademi merkeziyetçi bir demokratik sistemin kurulması gerektiğini belirtti. Dicle, DBP ile Kürdistan'da omuz omuza mücadele edeceklerini söyledi.
HDK Eş Sözcüsü Sebahat Tuncel, DBP'ye yönelik gerçekleştirilen her türlü saldırıyı kendilerine yapılmış saydıklarının altını çizerek, "Belediye başkanlarımızı silahlı kalkışma gerekçesiyle tutuklamışlar. Halk iradesine yönelik bu saygısızlığı kabul etmemiz mümkün değil. Bu saldırılarla bizi yıldıracaklarını sanıyorlar geçmişe gitmenize gerek yok. KCK ile 10 bin kişiyi tutukladınız ne oldu? Halk gitti belediyelere el koydu oraları yönetti" dedi. Bu tür yaklaşımların savaşı derinleştireceği uyarısında bulunan Tuncel, yakılan ateşin bütün Türkiye'yi saracağını söyledi. Tuncel, 90'lı yıllarda yapılan bütün uygulamaların AKP döneminde, "yasal" olarak uyguladığını dile getirdi.
Tuncel, Kürtlere karşı dayatılan savaşın Kürtleri durdurmayacağını belirterek, "Bizim Arin Mirkanlarımız Seyit Rızalarımız var" dedi. Müzakere masasına dikkat çeken Tuncel, "Masayı devrinler halkın iradesini yok sayanlardır. Onlar sonuna kadar savaş diyor bizde diyoruz ki sonuna kadar direniş" ifadelerini kullandı.
HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen de, demokratik özerlik öz yönetimin HDP açısında da yeniden tartışılmayacak netlikte bir konu olduğunu kaydetti. Bilgen, "Öz yönetim talep edenlere yönelik düşmanlaştırma, infazlar devreye sokanlara bunun Türkiye barışı için son model olduğunu hatırlatıyoruz" dedi. AKP hükümetinin savaşmakta ısrar ettiğini vurgulayan Bilgen, şunları aktardı: "Savaş tezkeresini yangından mal kaçırmak isteyenlere ve bunu genel kurula getirmek isteyenlere hodri meydan diyoruz. Şehit olmak bir irade işidir. Halkın vatanseverliğinden şüphe etmiyorsanız, savaş tezkeresini zorunlu askerliği kaldıran bir düzenleme ile getirin. İsteyen bakanınız şehit olsun isteyen gazi isteyen niyazi olsun." Erdoğan'ın kendinden önceki apoletli ve üniformaları gibi konuştuğunu dile getiren Bilgen, "Aynı nehirde iki kez yıkanmaz" sözünü hatırlatarak, "Nehir aynı nehir değil, Kürtler de eski Kürtler değildir" diye konuştu.
Kürt halkına iftira atan Ağrı Valisi'ni eleştiren Bilgen, "Biz nasılki sözlerimizin arkasında duruyorsak, sizde sözünüzün arkasında durun. Ağrı valisini seçimlere sokun bakalım halk bizden mi yana Ağrı Valisi'nden mi yana görelim" dedi. Bilgen, kongre süreçlerinin özeleştiri süreçleri olduğunu da belirterek, daha fazla barış mücadelesi çağrısında bulundu.
HDP Siirt Milletvekili Kadri Yıldırım ise, geçmiş tarihlerdeki "öz yönetim" uygulamalarına dikkat çekti.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder