DBP
kongresinde konuşan DTK Eş Başkanı Hatip Dicle, Kürt halkının kazanımlarının
ortadan kaldırılması için savaş başlatıldığını belirterek, "Daha önce
Sayın Öcalan bize söylemişti. Bunlar ordu denetimde diye çok güvenmesin. Ordu
NATO ordusudur. Eğer işler karışırsa bunların sonu Kaddafi gibi sokakta linç
edilmek olur" dediğini aktardı. HDP Sözcüsü Ayan Bilgen ise, Meclis'e
gönderilen savaş tezkeresi için, "Hodri meydan diyoruz, madem halk
askerlik şubelerinde savaşa gitmek için kuyruğa girmiş kaldırın zorunlu
askerliği isteyen bakanınınız şehit isteyen niyazi olsun" dedi.
DBP'nin kongresinde
konuşan DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle, Ortadoğu'nun 1990 yılından beri kan revan
içinde olduğunu belirterek, "Ne oluyor, iki kutuplu dünyanın sona
ermesinden sonra dünyanın küresel emperyal güçleri Ortadoğu'yu yeniden dizayn
etmek istiyorlar. Bu birinci çizgi yani küresel emperyal güçlerin bölgeyi
dizayn etmek istedikleri yaklaşım. İkinci çizgi, Türkiye, Suudi Arabistan ve
Katar'ın IŞİD gericiliği ile birleşen bela. Gerek önderliğimiz ve siyasetimiz
Rojava devrimi başlarken 3'üncü çizgiyi izleyeceklerini beyan ettiler. Bu
ezilenlerin demokratik çizgisidir" dedi.
Kürtlerin 100
yıllık statüsüz yaklaşıma karşı mücadele verdiğini, demokratik özerklik
perspektifi ile iradesini ortaya çıkarmaya çalıştığını söyleyen Dicle, şunları
aktardı: "Sayın Öcalan Ortadoğu'daki bu alevlerin bizi de içine almaması
ve bunların Türkiye'ye yansımaması için çok büyük çabalar sarf etti. Ama 3
yıllık bu emek ve çabaya büyük bir saldırı ile karşılık verildi." Dicle,
halklara karşı korkunç bir savaş konsepti başlatıldığını belirterek,
"Bunun neden Rojava devrimini hazzetmemek ve bunu boşa çıkarmak, 7 Haziran
seçiminin zaferini bertaraf etmektir. Savaş denilen şey zaten egemenlerin
ezilenler üzerinden yürüttüğü bir amansız şiddettir" diye belirtti. Kürt
özgürlük hareketinin başlatılan savaşa karşı "Meşru savaş" ile
karşılık verdiğinin altını çizen Dicle, DTK'nin olağan üstü kongresinin
"Türkiye ve Kürdistan coğrafyasının Ortadoğu savaşına düşmeden tahkim
edilmiş ve çift taraflı çatışmasızlığın" devreye girmesi çağrısı yaptığını
hatırlattı.
Müzakere
koşullarına da dikkat çeken Dicle, "Bu kez müzakerelerin Sayın Öcalan'ın
özgürlük koşulları" yaratılarak başlatılması gerektiğini belirterek,
"Bu savaş sadece toplumu değil, aksi taktirde bu savaş konseptinin
sahiplerini de yakacaktır" dedi. Dicle, PKK Lideri Öcalan'ın daha önce
kendileri ile yaptığı görüşmede, "Bu ordu NATO ordusudur" dediğini ve
AKP'nin orduya fazla güvenmemesi gerektiğini belirterek, "Eğer bu işler
kontrolden çıkarsa onların sonu ne Özal gibi zehirlenme ile gider nede Menderes
gibi darbe ile. Sonu Kadafi gibi sokak ortasında linç edilmek olur"
uyarısında bulunduğunu söyledi.
Erdoğan'ın
başlattığı başkanlık sistemi tartışmalarına da değinen "İstenilen şey
Osmanlı bozması bir diktatörlüktür, Kürt halkı bunu kabul edemez" diyen
Dicle, Türkiye'de mutlaka ademi merkeziyetçi bir demokratik sistemin kurulması
gerektiğini belirtti. Dicle, DBP ile Kürdistan'da omuz omuza mücadele
edeceklerini söyledi.
HDK Eş Sözcüsü
Sebahat Tuncel, DBP'ye yönelik gerçekleştirilen her türlü saldırıyı kendilerine
yapılmış saydıklarının altını çizerek, "Belediye başkanlarımızı silahlı
kalkışma gerekçesiyle tutuklamışlar. Halk iradesine yönelik bu saygısızlığı
kabul etmemiz mümkün değil. Bu saldırılarla bizi yıldıracaklarını sanıyorlar geçmişe
gitmenize gerek yok. KCK ile 10 bin kişiyi tutukladınız ne oldu? Halk gitti
belediyelere el koydu oraları yönetti" dedi. Bu tür yaklaşımların savaşı
derinleştireceği uyarısında bulunan Tuncel, yakılan ateşin bütün Türkiye'yi
saracağını söyledi. Tuncel, 90'lı yıllarda yapılan bütün uygulamaların AKP
döneminde, "yasal" olarak uyguladığını dile getirdi.
Tuncel, Kürtlere
karşı dayatılan savaşın Kürtleri durdurmayacağını belirterek, "Bizim Arin
Mirkanlarımız Seyit Rızalarımız var" dedi. Müzakere masasına dikkat çeken
Tuncel, "Masayı devrinler halkın iradesini yok sayanlardır. Onlar sonuna
kadar savaş diyor bizde diyoruz ki sonuna kadar direniş" ifadelerini
kullandı.
HDP Sözcüsü Ayhan
Bilgen de, demokratik özerlik öz yönetimin HDP açısında da yeniden tartışılmayacak
netlikte bir konu olduğunu kaydetti. Bilgen, "Öz yönetim talep edenlere
yönelik düşmanlaştırma, infazlar devreye sokanlara bunun Türkiye barışı için
son model olduğunu hatırlatıyoruz" dedi. AKP hükümetinin savaşmakta ısrar
ettiğini vurgulayan Bilgen, şunları aktardı: "Savaş tezkeresini yangından
mal kaçırmak isteyenlere ve bunu genel kurula getirmek isteyenlere hodri meydan
diyoruz. Şehit olmak bir irade işidir. Halkın vatanseverliğinden şüphe
etmiyorsanız, savaş tezkeresini zorunlu askerliği kaldıran bir düzenleme ile
getirin. İsteyen bakanınız şehit olsun isteyen gazi isteyen niyazi olsun."
Erdoğan'ın kendinden önceki apoletli ve üniformaları gibi konuştuğunu dile
getiren Bilgen, "Aynı nehirde iki kez yıkanmaz" sözünü hatırlatarak, "Nehir
aynı nehir değil, Kürtler de eski Kürtler değildir" diye konuştu.
Kürt halkına iftira
atan Ağrı Valisi'ni eleştiren Bilgen, "Biz nasılki sözlerimizin arkasında
duruyorsak, sizde sözünüzün arkasında durun. Ağrı valisini seçimlere sokun
bakalım halk bizden mi yana Ağrı Valisi'nden mi yana görelim" dedi.
Bilgen, kongre süreçlerinin özeleştiri süreçleri olduğunu da belirterek, daha
fazla barış mücadelesi çağrısında bulundu.
HDP Siirt
Milletvekili Kadri Yıldırım ise, geçmiş tarihlerdeki "öz yönetim"
uygulamalarına dikkat çekti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder