HDP, AKP'nin 'Yasak Bölgeler' kararının demokrasinin askıya alınması anlamına geldiğini belirtti. HDP Grup Başkanvekili ve Amed Milletvekili İdris Baluken, geçici AKP hükümetinin 'Yasak Bölge' kararları hakkında Meclis Araştırması istedi.
Baluken araştırma önergesinde, '90’lı yıllarda yaşanan köy yakmalar, köy boşaltmalar, yerinden etmeler gibi insan hak ihlallerinin çeşitli şekillerde sürdürüldüğüne dikkat çekerek, "Nitekim '90’lı yıllarda yaşanan tek bir hak ihlali davasında mahkûmiyet kararı çıkmaması ve o dönemki hukuk dışı uygulamaların faillerinin cezasızlıkla ödüllendirilmesi bu sürecin bitmediğinin net örneklerindendir" dedi.
'AKP DÖNEMİNDE '90'LARA BENZER UYGULAMALAR ORTAYA ÇIKTI'
Baluken, önergesinde şu ifadelere yer verdi: "Türkiye '90’lı yıllarda Kürt sorununun demokratik yollarla çözümü yerine çatışmayı esas alan çözümleri masaya yatırmış; çözüm yanlısı siyasetçiler bertaraf edilmiş ve şiddet ortamı ülkede hâkim hale gelmiştir. Bu kapsamda binlerce köy boşaltılmış, milyonlarca insan zorunlu göçe tabi tutulmuş, yurttaşların seyahat ve barınma hakkı engellenmiştir. Oldukça büyük bir toplumsal travma yaşanmış, etkileri onlarca yıl sürecek siyasal, toplumsal ve ekonomik durumlar meydana gelmiştir. Bugün bile benzer uygulamaların olduğu gerçekliğinden hareketle, söz konusu travmanın büyüdüğünü söylemek yanlış olmayacaktır.
'90’lı yıllardan sonra gelen AKP hükümetleri dönemlerinde sayısız ateşkes tek taraflı olarak ilan edilmesine rağmen çeşitli politikalar neticesinde '90’lı yıllardakine benzer uygulamalar ortaya çıkmıştır. Bunun son örneği son bir haftadır çeşitli illerde valiliklerin talimatları ile yürürlüğe konan ‘yasak bölge’ uygulamalarıdır. Ağrı, Dersim, Şırnak, Urfa, Kars, Hakkâri gibi illerimizde valiliklerin talimatı ile çeşitli bölgelerde yaşayanların yerinden edilmesi, bu bölgelere halkın girmesinin yasaklanması gerçekleştirilmek istenmektedir. Kuşkusuz ki bu uygulamalar neticesinde Türkiye daha güvenilir bir yer olmaktan ziyade, insan haklarının, hukukun, toplumsal barışın daha fazla ihlal edildiği bir yer olacaktır."
'90’lı yıllardan sonra gelen AKP hükümetleri dönemlerinde sayısız ateşkes tek taraflı olarak ilan edilmesine rağmen çeşitli politikalar neticesinde '90’lı yıllardakine benzer uygulamalar ortaya çıkmıştır. Bunun son örneği son bir haftadır çeşitli illerde valiliklerin talimatları ile yürürlüğe konan ‘yasak bölge’ uygulamalarıdır. Ağrı, Dersim, Şırnak, Urfa, Kars, Hakkâri gibi illerimizde valiliklerin talimatı ile çeşitli bölgelerde yaşayanların yerinden edilmesi, bu bölgelere halkın girmesinin yasaklanması gerçekleştirilmek istenmektedir. Kuşkusuz ki bu uygulamalar neticesinde Türkiye daha güvenilir bir yer olmaktan ziyade, insan haklarının, hukukun, toplumsal barışın daha fazla ihlal edildiği bir yer olacaktır."
'BÜYÜK BİR TRAVMA YAŞATIR'
'Yasak Bölge' ilanları ile birlikte demokrasinin askıya alındığına dikkat çeken Baluken, "Demokratik çözümün esas alınmaması durumunda AKP hükümetinin de '90’lı yıllardaki hükümetler gibi tarihin kara sayfalarına not olarak düşüleceğinden kuşku yoktur" diyerek, şunları belirtti: "Yasak Bölge ilanlarının siyasi yönünün yanı sıra hukuki yönleri de oldukça sorunludur. Yasak Bölge ilanları sonucunda ortaya çıkan toplumsal yaşamın hukuk ile bağı arasında ciddi bir ihlaller dizisi vardır. Anayasa tarafından tanınmış olan barınma, seyahat, ulaşım, haberleşme gibi temel haklar yasak bölge ilanları ile ihlal edilmektedir. Hukuk devletinde yurttaş ile kamu otoritesi arasında kurulan ‘sözleşme’ bizzat kamu otoritesi tarafında ihlal edilmek suretiyle ciddi mağduriyetler ortaya çıkarmaktadır. Uluslararası hukuka da aykırı olan bu uygulamalar, yasak bölge ilan edilen alanlarda yaşayan halkımızın toplumsal belleği ile birlikte düşünüldüğünde büyük bir travmanın tekrardan yaşanması ihtimalini doğurmaktadır."
'MECLİS DEVREYE GİRMELİ'
'90’lı yıllardaki uygulamaların hem siyaseten yanlış hem de hukuk dışı olduğunu hatırlatan ve bu niteliklere sahip uygulamaların Türkiye’deki demokrasi sorununun ve özelde Kürt sorununun derinleşmesinden başka hiçbir işe yaramadığını vurgulayan Baluken, "Aynı tarz uygulamaların 2015 yılı itibariyle devam etmesi de benzer sonuçlar doğuracaktır. Dolayısıyla geçici bir hükümete bağlı çalışan valilerin anayasayı askıya alacak kararlara imza atması ve yine toplum açısından geçici bir hükümetin insafına bırakılamayacak kadar önemli kararlar alınması, TBMM’nin devreye girmesini zorunlu kılmaktadır. Bu bağlamda çeşitli valilikler tarafından açıklanan yasak bölge ilanının siyasi ve hukuki boyutlarının araştırılması amacıyla bir Meclis Araştırması açılmasını talep ediyoruz" diye ifade etti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder