HDP,
20 Temmuz 2015’ten bu yana sivil ölümlerin yaşandığı katliamlara ilişkin Türk
devletinin yürütme makamında görev yapan üst düzey yetkililer hakkında
"insanlığa karşı suç" ve "savaş suçu" gerekçesiyle işlem
yapılması için BM Güvenlik Konseyi Başkanlığı'na başvuru yaptı.
Halkların
Demokratik Kongresi (HDP), Türkiye devleti yürütme makamlarında görev yapan üst
düzey yetkililer hakkında Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi
Başkanlığı'na "savaş suçu" ve "insanlığa karşı suçlar"
kapsamında işlem başlatılması için başvuruda bulundu. Başvuru konusunda, 20
Temmuz 2015 tarihinden itibaren başlayan ve aşağıda kronolojik olarak anlatılan
olaylar ve katliamlar sonucu meydana gelen sivil kayıplarının incelenmesi ve
sorumluları hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcılığın harekete geçmesi
için Güvenlik Konseyince savcılık kurumuna başvuru mekanizmasının harekete
geçirilerek, mahkemenin kuruluş belgesi olan 1 Temmuz 2002 tarihli Roma
Statüsü'nün 5/1-b-c, 7, 12 ve 17. maddeleri gereğince işlem başlatılmasına dair
bilgi ve belgelerin sunulduğu belirtildi.
Başvuruda, 20 Temmuz 2015 tarihinde Suruç'ta 32 gencin bombalı saldırı ile katledilmesi, 23 Temmuz 2015 tarihinde Kilis-Antep sınırında Türkiye'ye geçmek isteyen Firas Feyad adlı Rojavalı bir kadının TSK tarafından yargısız infaz edilmesi, 25 Temmuz 2015 tarihinde Şırnak'ın Cizre ilçesinde polis tarafından 23 yaşındaki Abdullah Özdal'ın yargısız infaz edilmesi, 26 Temmuz'da Mardin'de 1 gencin, 29 Temmuz'da ise Ağrı'da 3 kişinin, Şırnak'ta 17 yaşındaki Hasan Nerse'nin yargısız infaz edilmesi, 1 Ağustos'ta Türk savaş uçaklarının Zergele köyünü bombalayarak 8 köylüğü katlettiği operasyon ve Eğitim Sen Konukevinden gözaltına alınan 6 Rojavalı'nın Türkiye devleti tarafından sınırda El Nusra çetelerine teslim edilmesi gibi olaylar yer aldı.
Başvurunun talepler bölümünde ise, "Olay ile ilgili ulusal mekanizmalar düzeyinde sorumluların ve faillerin açığa çıkarılarak yargılanması temel amacımız ve kaygımız olmakla birlikte yaşadığımız ülkede sivil kayıpları ve yargısız infazlar bakımından yargı ve hükümet uygulamaları 'cezasızlık' politikasının halen çok güçlü bir şekilde uygulandığını göstermektedir" denildi. "Savaş suçu" ve "insanlığa karşı suçlar" kategorisine giren söz konusu katliamlarda hükümetin sorumluların açığa çıkartılması çabasında içinde olmadığı vurgulanan başvuruda, "Belirtilen suçların faillerinin ancak uluslararası yargılama mekanizmaları sayesinde açığa çıkarılabilecektir. Bu düşüncelerle Savcılığın olayla ilgili soruşturmayı başlatması için başkanlığınıza çağrıda bulunma gereği doğmuştur" ifadeleri yer aldı.
Başvuruda, 20 Temmuz 2015 tarihinde Suruç'ta 32 gencin bombalı saldırı ile katledilmesi, 23 Temmuz 2015 tarihinde Kilis-Antep sınırında Türkiye'ye geçmek isteyen Firas Feyad adlı Rojavalı bir kadının TSK tarafından yargısız infaz edilmesi, 25 Temmuz 2015 tarihinde Şırnak'ın Cizre ilçesinde polis tarafından 23 yaşındaki Abdullah Özdal'ın yargısız infaz edilmesi, 26 Temmuz'da Mardin'de 1 gencin, 29 Temmuz'da ise Ağrı'da 3 kişinin, Şırnak'ta 17 yaşındaki Hasan Nerse'nin yargısız infaz edilmesi, 1 Ağustos'ta Türk savaş uçaklarının Zergele köyünü bombalayarak 8 köylüğü katlettiği operasyon ve Eğitim Sen Konukevinden gözaltına alınan 6 Rojavalı'nın Türkiye devleti tarafından sınırda El Nusra çetelerine teslim edilmesi gibi olaylar yer aldı.
Başvurunun talepler bölümünde ise, "Olay ile ilgili ulusal mekanizmalar düzeyinde sorumluların ve faillerin açığa çıkarılarak yargılanması temel amacımız ve kaygımız olmakla birlikte yaşadığımız ülkede sivil kayıpları ve yargısız infazlar bakımından yargı ve hükümet uygulamaları 'cezasızlık' politikasının halen çok güçlü bir şekilde uygulandığını göstermektedir" denildi. "Savaş suçu" ve "insanlığa karşı suçlar" kategorisine giren söz konusu katliamlarda hükümetin sorumluların açığa çıkartılması çabasında içinde olmadığı vurgulanan başvuruda, "Belirtilen suçların faillerinin ancak uluslararası yargılama mekanizmaları sayesinde açığa çıkarılabilecektir. Bu düşüncelerle Savcılığın olayla ilgili soruşturmayı başlatması için başkanlığınıza çağrıda bulunma gereği doğmuştur" ifadeleri yer aldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder