27 Ağustos 2015 Perşembe

EMEP ve Levent Tüzel kime gol attı?-Ferda Çetin

Erdoğan ve AKP devletinin seçim sonuçlarını sindiremediği, yeniden seçime gitme kararının 7 Haziran gecesi verildiği de bu süreçte çok net bir biçimde anlaşıldı.

Erdoğan ve AKP hükümetinin savaş ve çatışma çıkararak, gerginlik ortamından oy devşirmek istediği de başka bir gerçek.
Tekrar seçim tartışmaları, savaş ve çatışmanın şiddetlendiği bir süreçte yapılıyor.  AKP devleti, HDP etrafında gelişen demokrasi cephesinin büyümesini engellemek istiyor. Ayrıca HDP’nin yüksek oy alarak AKP’yi etkisizleştirdiği tüm il ve ilçelerde bir intikam savaşı yürütüyor. Bu gerçeği AKP yöneticisi Yalçın Akdoğan dün itiraf etti. Kısacası Erdoğan’ın ve AKP hükümetinin niyetini ve amacını bilmeyen ve anlamayan kimse kalmadı.
Erdoğan ve AKP, HDP’nin hükümette yer almayacağına kesin gözüyle bakıyordu
Erdoğan ve AKP’nin kriz içinde olduğu bir süreçte AKP, “seçim hükümeti” kurarak 1 Kasım’da yeni bir seçime gidiyor. Anayasanın ilgili maddesine göre bu hükümette HDP de 3 bakanla temsil edilme hakkına sahip. CHP ve MHP’nin hükümette yer almayı reddetmeleri üzerine AKP, HDP’nin de hükümette yer almayacağı beklentisi içine girdi. HDP, kurulacak hükümette yer alma kararını açıkladığında, AKP ilk şaşkınlığı yaşadı. Fakat bu zorunluluğu bir takım hilelerle en zararsız hale getirme arayışına da girdi. Davutoğlu’nun “bakanları ben belirlerim, parti genel başkanlarına sormak zorunda değilim” açıklaması, bu hile-i şeriyenin ilk ayağı idi. Davutoğlu ve ekibi şöyle düşünüyordu, bizim bu tek taraflı tasarrufumuzu HDP de kabul etmeyecek, böylece kurulması düşünülen seçim hükümetinin tüm üyeleri AKP’li olacaktı.
HDP, AKP’nin oyununu bozdu
HDP yönetimi ve milletvekilleri özgün bir toplantı yaparak bu konuyu tartıştılar.
Kurulacak seçim hükümetine bakan verilip verilmeyeceği konusu, kimlerin bakan olarak önerileceği gibi konular bu toplantıda tartışıldı.
Toplantıda, Davutoğlu’nun HDP yönetim ve karar organlarını dikkate almadan, “emrivaki öneri” ile bakanlık teklifi yapması durumunda bu önerinin reddedilmesi de tartışıldı.
Sonunda HDP yönetimi ve milletvekilleri, AKP’nin oynamak istediği oyunun farkında olduklarını belirterek seçilmiş tüm vekillerin HDP programını ve politikasını en iyi şekilde temsil edebilecekleri düşüncesinde ortaklaştı.
Kararı HDP Eşbaşkanları kamuoyu ile paylaştı: “Davutoğlu 78 vekilden kime öneri yaparsa yapsın HDP vekilleri bu öneriyi kabul edebilir”.
 
EMEP ve Levent Tüzel HDP kararına katılıyor
Sözü edilen toplantıda alınan bu karara Levent Tüzel ve EMEP itiraz etmedi.  Daha önemlisi Eşbaşkanlar, “78 HDP vekilinin her biri bakanlık önerisini kabul edebilir” kararını açıkladıklarında tüm vekillere olan güvenlerini de ilan ediyor, sadece HDP eşbaşkanlarının bakanlık teklifini kabul etmeyecekleri hem kamuoyuna hem teklif yapması beklenen AKP’ye duyurulmuş oluyordu.
EMEP ve Tüzel aleni bir biçimde örgütü ve örgütlülüğü reddetti
Bakanlık teklif yapılacak 78 HDP’li vekil arasında EMEP üyesi Levent Tüzel de yer alıyordu. EMEP ve Tüzel, eğer HDP toplantısına katılmadı ve bu kararın oluşturulması sürecinde yer almadıysa bu durumu açıklayabilirler; “HDP karar organlarının aldığı karara saygılıyız ancak biz HDP bileşeni olarak bakanlık teklifine açık olmayacağız. Lütfen eşbaşkanların yanına Levent Tüzel ismini de ekleyin ve bakanlık teklif edilecek sayıyı 77 olarak açıklayın” diyebilirlerdi. Böyle bir karar çok meşru çok samimi ve saygı duyulacak bir karar olurdu.
Levent Tüzel hangi partiden söz etti?
Davutoğlu dün, tüm partilerden bakanlık önerisi yapacağı isimleri belirledi. HDP’den de Ali Haydar Konca, Levent Tüzel ve Müslim Doğan’a bakanlık teklifi yapıldı. Tekliften sonra kendisine görevi kabul edip etmeyeceğini soran gazetecilere konuşan Levent Tüzel, “Elbette kabul edeceğiz çünkü partimizin bu yönde bir kararı var”diyordu.
Levent Tüzel hangi partiden söz etti acaba?
HDP’den mi?
EMEP’ten mi?
Levent Tüzel’in basın açıklamasındaki gerekçeleri de yeni tespitler, kamuoyunun bilmediği hususlar değildi.
“AKP istihbaratı EMEP ve Levent Tüzel’i dinliyordu”
EMEP ve Levent Tüzel, HDP yönetimini ve milletvekili grubunu boşa düşürmeden de “biz EMEP olarak bakanlık teklifini kabul etmeyeceğiz” diyebilirlerdi. Bunun olanağı, zamanı ve fırsatı vardı. Ama EMEP ve Tüzel bu yöntemi değil; HDP’in aldığı ve AKP’yi oldukça zora sokan kararını boşa düşüren bir karar aldılar.
HDP’nin etkili ve yetkili bir ismi EMEP ve Levent Tüzel’in bu çıkışını, hükümetin ortam dinlemesine bağlıyor. Tez şu; “AKP istihbaratı EMEP tartışmalarını dinliyordu. Bu tartışmalarda Levent Tüzel’in bakanlık teklifini kabul etmeyeceği çok önceden tartışılmış ve kararlaştırılmıştı. Bu bilgi Davutoğlu’na ulaştırıldığında, Davutoğlu fırsatı kaçırmadı ve teklifi reddecek isme teklifi yaptı”.
EMEP ve Tüzel AKP kalesine değil HDP kalesine gol attı
Ortam dinleme iddiası çok naif ve masumane bir iddia. Bu iddia doğru olsa bile Levent Tüzel, HDP kararı açıklanmadan önce ve EMEP yönetimi ile tartışma yürüttükten sonra, “benim ismimi çıkarın” diyebilirdi. Ama böyle demedi aksine öneriyi kabul edeceğini belirtti.
Olanlara bakıldığında EMEP’in, her geçen gün irtifa kaybeden AKP hükümetine karşı, “HDP’nin yapmadığı” ama “EMEP’in yapılmasını uygun gördüğü” radikal(!) bir çıkış ile puan toplama hesabı yapıyor. Levent Tüzel’in sıraladığı gerekçeler ve açıkladığı kararla şunu demiş oldu; “HDP’nin AKP hükümeti karşısındaki tavrı ve politikaları yanlıştır. Biz bu yanlışlara ortak olmayacağız. HDP AKP ile ortak hareket ediyor ama biz EMEP olarak AKP karşıtıyız”.
Böyle bir görüntü kimi veya kemleri ikna eder bilemeyiz. Bildiğimiz, EMEP ve Levent Tüzel’in, örgüt ve örgüt işleyişini çok iyi bildikleri halde bu ilkeleri ihlal ettikleridir. Bir yandan EMEP’in program ve ilkelerini savunurken diğer yandan HDP ilkeleri ve politikalarını boşa düşürecek pozisyona girilmişse eğer bu çok ciddi bir durumdur.
Çünkü seçim hükümeti ne AKP ile işbirliği ve ortaklık anlamına gelir, ne de bakanlık teklifine “evet” diyen Tüzel’in arkadaşları Ali Haydar Konca ve Müslim Doğan yanlış yapmışlardır.
Yanlışı ve yetersizliği HDP’nin ortak kararını açık bir biçimde ihlal eden EMEP ve Levent Tüzel yapmıştır.
HDP bileşenlerinin her biri EMEP ve Tüzel gibi davranırsa ortada ne HDP ne de örgüt kalırdı. Şimdi gündeme giren soru şu: EMEP bu karardan sonra HDP’nin bir bileşeni olmaya devam edecek mi? Levent Tüzel 1 Kasım seçimlerinde aday olursa eğer HDP seçmenine bu durumu nasıl izah edecektir?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder