HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Viyana seyahati öncesinde Atatürk Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
HDP Urfa Milletvekili Osman Baydemir ve DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek'in de eşlik ettiği Demirtaş, Viyana ziyaretlerinin HDP'nin uluslararası diplomatik alanda yürüttüğü çalışmalar kapsamında olduğunu söyledi.
SEÇİM HÜKÜMETİ
Gazetecilerin seçim hükümetinde yer alacak bakanlara ilişkin sorularını yanıtlayan Demirtaş, isimlerin henüz netleşmediğini belirterek, "Biliyorsunuz bu konuda Sayın Başbakan'ın bir çalışma yürütmesi lazım. Bugün yarın çalışmasını bitirecek. Ondan sonra. Biz Türkiye toplumuna, halkımıza her alanda hizmet etmek istiyoruz. Tabiki geçici kabinede, seçim hükümetinde görev alacak HDP'li bakan arkadaşlarımız da Türkiye halkının çıkarı neyse ona uygun bir hizmet üretecekler. Acil ihtiyacımız nedir? Barıştır. Birlikte yaşama duygusunun güçlenmesidir. Adalettir. Seçim güvenliğidir. Bunların hepsini sağlamak üzere kabinede arkadaşlarımız görev alacaklar. Hangi arkadaşımız olursa olsun fark etmez. İki eşbaşkan dışında 78 milletvekilimiz kabinede görev almaya hazırdır" dedi.
'KANDİL ÇÖZÜM, ANKARA SAVAŞ DİYOR'
Demirtaş, Türkiye toplumunun barış istediğini ifade ederek, cenaze törenlerinde de halkın isyan ettiğini vurguladı.
Demirtaş, "Kandil açıklama yaptı, 'Biz müzakereye, karşılıklı ateşkese hazırız' dedi. 'Biz sorunu konuşarak çözmeye hazırız. Biz zaten Dolmabahçe Mutabakatına bağlıyız dedi. Fakat Ankara'dan çıkan sesler savaş tamtamları dışında bir mesaj olmadı. Ama ısrar etmeliyiz. Halk olarak toplum olarak, Ankara sesimizi duyana kadar. Saray barış sesini duyana kadar sesimizi yükseltmeliyiz" diye konuştu.
Demirtaş, "Kandil açıklama yaptı, 'Biz müzakereye, karşılıklı ateşkese hazırız' dedi. 'Biz sorunu konuşarak çözmeye hazırız. Biz zaten Dolmabahçe Mutabakatına bağlıyız dedi. Fakat Ankara'dan çıkan sesler savaş tamtamları dışında bir mesaj olmadı. Ama ısrar etmeliyiz. Halk olarak toplum olarak, Ankara sesimizi duyana kadar. Saray barış sesini duyana kadar sesimizi yükseltmeliyiz" diye konuştu.
'SEÇİM STARTINI VİYANA'DA VERECEĞİZ'
Viyana'da Avusturya Cumhurbaşkanı ile de bir araya gelecekleri bilgisini veren Demirtaş, seçim startını da Viyana'da vereceklerini kaydederek, şöyle devam etti: "Partimizin çözüm politikalarını anlatmak üzere bir çalışma planlanmıştı. Bu çerçevede geçen hafta İsveç'teydik. Bu hafta Belçika ve Avusturya'da olacağız. Viyana'da Avusturya Cumhurbaşkanı ile bir araya geleceğiz. Arkasından Belçika ve Almanya'da bazı temaslarımız olacak. Bütün temaslarımızın temel amacı HDP'yi partimizi uluslar arası kamuoyunda birinci elden tanıyabileceği, çözüm önerileri anlatabileceği bir zemin yaratmak. Aynı zamanda bu yurt gezilerimizde yurt dışı seçmenlerimizle de buluşuyoruz. Halk toplantıları, mitingler gerçekleştiriyoruz. Yarın Viyana'da seçimin startını vereceğiz. Kampanyamızı orada başlatacağız."
AKP'nin bir çatışma ve şiddet kararı alarak uygulamaya koyduğuna vurgu yapan Demirtaş, "Bu yaşanan çatışmalı ortama Türkiye'nin mecbur olmadığını herkes biliyor. Bu bir zorunluluk değil" dedi. Demirtaş, "Biz tam tersine verilen savaş kararlarından geri dönülsün diye barış çabalarımızı sürdürüyoruz. Toplum da bunu okuyor. Bu oya dönüşüyor mu dönüşmüyor mu biz bunu hesap etmiyoruz. Barış olsun da oya dönüşüp dönüşmemesi halkın kendi iradesi, takdirindedir ona saygı duyarız " diye ekledi.
AKP'nin bir çatışma ve şiddet kararı alarak uygulamaya koyduğuna vurgu yapan Demirtaş, "Bu yaşanan çatışmalı ortama Türkiye'nin mecbur olmadığını herkes biliyor. Bu bir zorunluluk değil" dedi. Demirtaş, "Biz tam tersine verilen savaş kararlarından geri dönülsün diye barış çabalarımızı sürdürüyoruz. Toplum da bunu okuyor. Bu oya dönüşüyor mu dönüşmüyor mu biz bunu hesap etmiyoruz. Barış olsun da oya dönüşüp dönüşmemesi halkın kendi iradesi, takdirindedir ona saygı duyarız " diye ekledi.
'AKP BASİT YAKLAŞIYOR, BASİT DÜŞÜNÜYOR'
Erken seçimde oy oranları yüzde 50 bile olsa koalisyona gideceklerini de belirterek, Türkiye toplumunun geniş bir koalisyonla rahatlatacağını söyleyen Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kutuplaşmayı durduracak gerilimi tansiyonu düşürecek bir koalisyonla yoluna devam etseydi her şey daha iyi olabilirdi fakat tek başına iktidar olamamak birileri açısından felaket gibi görünüyor. Bu doğru bir yaklaşım değil. Partim bu seçimde yüzde elli oy alırsa bizimde 400 milletvekilimiz olursa, hani bu bir hayal gibi düşünmesinler. Bu olsa biz yine koalisyon yaparız. Tek başımıza anayasayı değiştirecek gücümüz bile olsa bırakın tek başına hükümet kurmayı bu koşullarda koalisyon yapmayı tercih ederiz. Çünkü birlikte yönetmek, egemenliği, yönetimi paylaşmak toplumu rahatlatır. Bazı işleri doğru yapma açısından da çok büyük fırsatlar sunar. Ben şuna şaşırıyorum yani Türk devlet yöneticileri tarihten hiç mi ders çıkarmıyorlar? İttifak dediğiniz şey koltuk pazarlığı değildir. Tarihsel ittifaklar vardır. Geriye dönüp tarihimize baksınlar. Selçuklu'ya, Osmanlı'ya, Cumhuriyet'in kuruluş dönemlerine baksınlar. Kim ki hangi devlet yöneticisi akıllı davranıp toplumla, halkla, Kürtlerle, farklı kesimlerle ittifak yapmışsa oradan büyük bir güç çıkmıştır. Şimdi bunlar ittifak meselesine basit koalisyon pazarlığı olarak bakıyorlar. Biz böyle bakmıyoruz. Ortadoğu'da büyük bir toplumsal ittifak gücünden söz ediyoruz. Hükümet basit yaklaşıyor, basit düşünüyor ve bütün bu ittifaklardan doğru sonuçlar çıkarmıyor. Çıkarmadığı için toplumu çözüm sürecini buzdolabına koyup çatışmayı dayatacak noktaya getiriyor. Nedeni budur."
"Kutuplaşmayı durduracak gerilimi tansiyonu düşürecek bir koalisyonla yoluna devam etseydi her şey daha iyi olabilirdi fakat tek başına iktidar olamamak birileri açısından felaket gibi görünüyor. Bu doğru bir yaklaşım değil. Partim bu seçimde yüzde elli oy alırsa bizimde 400 milletvekilimiz olursa, hani bu bir hayal gibi düşünmesinler. Bu olsa biz yine koalisyon yaparız. Tek başımıza anayasayı değiştirecek gücümüz bile olsa bırakın tek başına hükümet kurmayı bu koşullarda koalisyon yapmayı tercih ederiz. Çünkü birlikte yönetmek, egemenliği, yönetimi paylaşmak toplumu rahatlatır. Bazı işleri doğru yapma açısından da çok büyük fırsatlar sunar. Ben şuna şaşırıyorum yani Türk devlet yöneticileri tarihten hiç mi ders çıkarmıyorlar? İttifak dediğiniz şey koltuk pazarlığı değildir. Tarihsel ittifaklar vardır. Geriye dönüp tarihimize baksınlar. Selçuklu'ya, Osmanlı'ya, Cumhuriyet'in kuruluş dönemlerine baksınlar. Kim ki hangi devlet yöneticisi akıllı davranıp toplumla, halkla, Kürtlerle, farklı kesimlerle ittifak yapmışsa oradan büyük bir güç çıkmıştır. Şimdi bunlar ittifak meselesine basit koalisyon pazarlığı olarak bakıyorlar. Biz böyle bakmıyoruz. Ortadoğu'da büyük bir toplumsal ittifak gücünden söz ediyoruz. Hükümet basit yaklaşıyor, basit düşünüyor ve bütün bu ittifaklardan doğru sonuçlar çıkarmıyor. Çıkarmadığı için toplumu çözüm sürecini buzdolabına koyup çatışmayı dayatacak noktaya getiriyor. Nedeni budur."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder